Van’da, valilik tarafından devamlı olarak ilan edilen eylem ve etkinlik yasakları bin günü aştı. Konuya dair değerlendirmelerde bulunan Van Barosu Başkanı Uçar ile İHD Van Şube Başkanı Melet, yasakla insan haklarının ihlal edildiğini söyledi. Uçar ve Melet, yasağın nedeninin siyasi olduğunu ifade etti.

1001 gündür eylem ve etkinlik yapmak yasak: ‘İnsan hakları ihlal ediliyor’

DİLAN ESEN

Van’da, valiliğin 15 Temmuz Darbe Girişimi’nden bu yana ilan edilen eylem ve etkinlik yasakları bin günü aştı. Sosyal etkinliklerden, yasal olarak demokratik hak olarak kabul edilmiş eylem ve basın açıklamasına her anlamda etkinliğin yasaklandığı kentte, mahkemeye yapılan tüm itirazlar ve yapılmak istenen etkinlikler için yapılan tüm başvurular reddediliyor. İdare Mahkemesine 6’sı Van Barosu, biri ise bireysel olmak üzere 7 kez yürütmeyi durdurma davası açıldı ancak mahkeme tüm talepleri geri çevirdi. Van Barosu Başkanı Zülküf Uçar ve İnsan Hakları Derneği (İHD) Van Şube Başkanı Murat Melet konuya dair BirGün’e değerlendirmelerde bulundu.

Van Valiliği’nin yasaklama kararlarına başvurmasının en son çare olması gerekirken yasaklama kararları sürekli hale getirdiğini aktaran Van Barosu Başkanı Zülküf Uçar, “Her 15 günde bir alınan yasaklama kararları ile ‘düşünceyi açıklama ve yayma hürriyeti’ ile Anayasada belirtilen ‘toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı’ Türkiye Cumhuriyeti Anayasasına aykırı olarak yasaklanmakta, kişi hak ve hürriyetleri hukuk hiçe sayılarak askıya alınmaktadır. Van Valiliği İl İdare Kurulu’nun hukuki olmayan ve İstisnai nitelikte başvurması gereken hak ve özgürlüklere yönelik yasaklama kararları demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun olmadığı gibi; zorunlu bir toplumsal ihtiyacı da karşılamamaktadır” dedi.

KİTLE ÖRGÜTLERİ İTİRAZ ETMELİ

Valiliğin aldığı kararların kenti ilgilendirmeyen somut gerekçelere dayandırılmadığını söyleyen Uçar, “OHAL döneminde bile kamu otoriteleri, kamu düzeninin bozulma tehlikesinin varlığını somut gerekçelere dayandırmak zorundadır. Anayasa aykırı kararlara karşı dava açan Baromuz ise tekçi ve sadist olarak nitelendirilmiştir. Devletin tehlike karşısında öncelikli olarak gerekli önlemleri alma yönünde pozitif yükümlülüğü bulunmaktadır. Ancak Van Valiliği bu yükümlülüğünü yerine getirmek yerine yasak kararlarıyla bir şehri yönetmeye çalışmakta olup kentin tüm dinamiklerinin, sivil toplum kuruluşlarının bu yasak kararlarına itiraz etmesi gerekmektedir” diye konuştu.

Alınan yasak kararlarına rağmen valiliğin ayrımcılık yaptığını belirten Uçar, şu ifadeleri kullandı: “Tüm etkinliklerin hak ve özgürlükler çerçevesinde yapılmasına izin verilmeli, büyük bir tarihsel bir mirasa ve kültüre sahip kadim kentimizin yasak kararlarıyla yönetilmesinden vazgeçilmelidir. Ayrıca Baromuz tarafından alınan tarafından son yasak kararına karşı da dava açılmıştır.”

3 VALİ DEĞİŞTİ AMA YASAĞA DEVAM

İHD Van Başkanı Murat Melet ise alınan yasaklama kararlarının vali ile başlayan bir uygulama olmadığını vurguladı. Yasaklar başladığından bugüne kadar 3 vali değiştiğini ancak yasaklamaların devam ettiğini aktaran Melet, “Bu valinin aldığı karardan daha çok siyasi iktidarın almış olduğu bir karardır. Bu kararla birlikte aslında yapılmak istenen hak ihlalleri ve mağduriyetlerinin ortaya çıkmasını engellemek ile bunun kamuoyuyla paylaşılmasının önünde bir engel teşkil etmektir” şeklinde konuştu.

Bu yasakların Olağanüstü HAL’i (OHAL) aratmadığını ifade eden Melet, “Eylem ve etkinliklerin yapılması Van’da yaşanan hukuksuzluk ve mağduriyetlerin ilan edilmesidir. Siyasi iktidar, bu yüzden dışarıdan gelen insanlar tarafından bu mağduriyetlerin bilinmesini istemiyor. Aslında yasakların olması siyasal iktidarın aslında ülkeyi yönetemediğini gösteriyor. Demokratik eylem ve etkinliklere izin vererek hem insanların hem toplumun aydınlanmasını hem de devlet içerisinde suç işleyenlerin ortaya çıkarılması sağlayacaktır. Bu yasaklarla birlikte bunların hepsi engelleniyor” dedi.

Melet sözlerini şu şekilde sonlandırdı: “Son dönemde Van’a bir mülteci akını var. İnsan hakları açısından değerlendirdiğimizde bu yasağın kendisi insan haklarına aykırı bir durumdur. Her yönlü baskı ve yasak ile bununla birlikte bu şehirde yaşamaya çalışan insanlar var. Burada yapılmak istenen birçok sosyal etkinlik de sudan ucuz bahanelerle yasaklandığı gibi sebebi de açıklanmıyor.”