Geçen haftayı Çorum’da BirGün okurları toplantısında noktalamıştık. “Biz” olma duygumuzu pekiştiren ve birlikte olması gereken herkesi 450 kişilik bir yermekte buluşturan bir toplantıydı. CHP’liler, HDP’liler, EMEP’liler, Yeşiller ve Sol Partililer, SOL Partililer, sendikalar, meslek örgütleri… Kısacası solun hemen her rengi aynı salondaydı.

Memlekette olup olacakları futbol maçına benzettiğim toplantıda, maçın ikinci yarısında da birlikte olabilecekler birlikte şarkılar söyleyip, omuz omuza halaylarda güçlü bir BirGün dayanışması sergilediler!

Böylesi bir etkinliği gerçekleştiren arkadaşlar kutlanmalı!

Bir kutlama da CHP Samsun Milletvekili Kemal Zeybek’e. Buluştuğumuzda köyü Akyar’da doğayı tahrip eden kum ocağına karşı bir avukatla konuşuyordu. Havza’ya kartal yuvası gibi bir tepeden bakan, 4 bin 500 m2 alana yaptırdığı, içinde toplantı salonları, cem salonu, aşevi, kütüphanesi olan muazzam Cemevi kompleksini gezdirdi. Hep ihmal edilen Alevi vatandaşların pek çok gereksinimini karşılayacak bir eser yaratmış memleketinde.

Başlıktaki “11’li ittifakÇorum’da futbol benzetmesiyle yaptığım konuşmaya bir gönderme sadece. İktidar için bir ölüm kalım savaşına dönüşen ve memleket için de hayat memat meselesi olan şu süreçte, bir takımda olması gereken herkesin bir arada olması gerektiğini anlatmaya dönük bir gönderme…

İki devreli bir maç oynar gibi olduğumuzu düşünün. Birinci devresi daha kısa ve en geç Haziran 2023’te bitecek. Kısa ama bir o kadar da önemli. Birinci devreyi kazanamazsanız, ikinci devreyi unutun!

Birinci devrede neye son vereceğimize karar vereceğiz, ikinci devrede ise yerine ne koyacağımıza!

Son verilecek şey ucube cumhurbaşkanlığı sistemi ve adaletten, haktan, hukuktan, demokrasiden geriye kırıntı bırakmayan tek adam rejimi.

İlk devreyi oynarken, 6’lı masada şu niye var bu niye yok gibi itirazlar anlamsız. Masada olanı ve olmayanıyla maça 11 kişiyle çıkacağız. İlk devrede sağ bekimiz de olacak sol bekimiz de, sağ açığımız da olacak sol açığımız da! Tek adam rejimine karşı çıkan, onu değiştirmekten yana olan hiç kimseyi dışlama lüksümüz yok.

Yok, çünkü iktidar bu ilk devreye tüm gücüyle asılacak. Hakemin de kendisinden yana olduğunu bilerek, sahanın her yerinde faul yaparak oynayacak. Hem de kemik kıran cinsinden fauller! Sosyal medyada konuşana ceza, muhalif gazeteciye hapis, çalımlayıp geçemediği politikacıya siyaset yasağı, daha da olmadı oyunda asla yeri olmayan SADATlarını sahaya sürerek oynayacak!

İlk devreyi oynarken, iktidarın tüm derdi muhalefetin forvetinin kim olacağını bir an önce bilmek ve tüm faulleriyle onun üzerine oynamak.

Yağma yok! Biz takım oyunu oynayacağız. Birbirimize çelme takmayacağız. Öyle defansif olmayacak, sert yaparsak rakip takım kenetlenir falan demeyecek, tam saha press yapacağız. Forvet kim olursa gollük pasları ona vereceğiz.

Tabii, bizi kazasız belasız ikinci devreye taşıyacak, asla şahsi oynamayan, illa golü ben atacağım demeyen, kendinden çok takımı ve takımın hedefini düşünen, egosuna hâkim olup gerektiğinde geri durabilecek birini forvet yapacağız.

Kötü oynadığı zamanlar da olmuş olabilir, ama zamanı gelince istatistiklerine bakıp artıları ağır basanı, kondisyonu en iyi olanı seçeceğiz. Yetinmeyip, oyunu nasıl oynayacağına dair tüm oyunculara ve taraftarlara söz vermesini de isteyeceğiz. Bizim için forvetin kim olduğu değil, ne yapacağı önemli olacak!

Hele bir ilk devre bitsin. Tek adam rejimi gitsin. İkinci devreyi belki bir başka 11’le oynayacağız. Bu kez, gidenin yerine gelecek olan için… Bağımsızlıkçı, laik, demokratik, özgürlükçü, kamucu bir cumhuriyet için!