117 milyon öğrenci hâlâ okula gitmiyor

Prof. Dr. Ali ARAYICI - Paris

Dünyada benzeri görülmemiş Covid-19 salgını nedeniyle, eğitim ve öğretim kurumlarının kapanmasından bir buçuk yıl sonra; Eylül 2021'de, milyonlarca öğrenci yüz yüze eğitime başladı. Ayrıca, henüz daha eğitime başlamayan milyonlarca öğrenci de, ivedilikle başlamayı bekliyor.

Bugün, dünyada 117 ülkede hâlihazırda yüz yüze eğitim tamamen başladı. Böylece, okul öncesi eğitimden ortaöğretime kadar toplam 539 milyon öğrenci, okullarına dönmüş oldu. Bu sayı, dünyadaki eğitim çağındaki toplam öğrenci sayısının, sadece yüzde 35'ini oluşturuyor. Anımsanacağı gibi, Eylül 2020'de öğretim yılı başladığında, dünyada yalnızca 94 ülkede okullar açıktı. Bu oranda, dünyadaki toplam öğrenci sayısının, yalnızca yüzde 16'sını kapsıyor.
Dünyada 18 ülkede, eğitim çağındaki çocukların yüzde 7,5'ini temsil eden 117 milyon öğrenci; hâlâ okulların kapanmasından dolayı etkileniyor ve eğitime başlayamıyor. Okulların kısmen yeniden açıldığı ülke sayısının, geçen yıla göre biraz daha yükseldiği biliniyor. Toplam 5 ülkede, okullar 18 ay boyunca kapalı kaldı. Bu durumda, doğal olarak 77 milyon öğrenciyi etkiledi.

Okulların uzatılmış kapatma kararı verilen tüm ülkelerde, çevrimiçi kurslar, basılı modüller, televizyon ve radyoda yayınlanan dersler gibi; alternatifler bir araya getirilerek eğitim sağlandı.

UNESCO ve Dünya Eğitim Koalisyonu'ndaki ortakları, okulların güvenli bir şekilde yeniden açılmasını savunarak, bu konuda olağanüstü çaba gösterdiler. Pandeminin başlamasından bu yana, dünya genelinde okullar; ortalama 18 hafta (4,5 ay) süreyle kapatıldı. Kısmi kapanmalar dikkate alınırsa (belediye/eğitim düzeyine göre), ortalama kapanma süresi 34 haftaya (8,5 ay) yükseliyor. Bu sürede, neredeyse bir eğitim yılını kapsıyor. Son iki eğitim yılında, uzun süreli tekrarlanan sınıf ve okul kapanışları, savunmasız öğrencilerin orantısız bir şekilde etkilenmesiyle; öğrenme gecikmelerine ve okulu bırakma oranlarının artmasına neden oldu.

OKULLARIN AÇILMASI

Geçen yıl okulların açılmasında, dünyanın birçok ülkesinde şu ya da bu şekilde maske takmak, hidroalkolik jel kullanmak, havalandırma sistemlerinin iyileştirilmesi veya sosyal mesafeyi sağlamak için; bir sağlık protokolü oluşturuldu. Ayrıca, bazı ülkeler, virüsün mevcut olduğu tespit edildiğinde; büyük ölçekli testler, sınıfların ve kurumların geçici olarak kapatılmasına karar verdi.

UNESCO Eğitimden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Stefania Giannini, okulların açılmasına ilişkin olarak şu görüşleri ileri sürdü: “Okullar ne kadar uzun süre kapalı kalırsa, özellikle en savunmasız ve marjinal olanlar olmak üzere, çocukların refahı ve öğrenimi üzerindeki sonuçların daha ciddi ve geri döndürülemez olduğunu biliyoruz. Pek çok hükümetin, öğrencilerin, öğretmenlerin ve toplulukların güvenliğini sağlarken okulların yeniden açılmasını bir öncelik haline getirmek için; ellerinden geleni yaptığını görmek kesinlikle cesaret vericidir. Ancak, birincil hedefimiz dünyanın her yerinde, tüm öğrenciler için okulları acilen yeniden açmak olmalıdır.”

Okulları yeniden açma çağrısının bir parçası olarak UNESCO, 16 Eylül'den itibaren eğitim dışı tüm tepkileri engellemek için; 18 saatlik bir süreliğine UNICEF sosyal medya kampanyasına aktif olarak katıldı. Genel nüfusun ve öğretmenlerin, aşılanma sayısal oranlarının artırılması da; okulların yeniden açılmasının anahtarı olmuştur.

AŞILAMAYA ÖNCELİK

Dünyada 80 ülkede, öğretmenlerin ve okul çalışanların aşı yapılmasına bazı öncelikler verildi. Bundan, yaklaşık 42 milyon öğretmen yararlandı. Bazı ülkelerde, 12 yaşından itibaren öğrencilerin aşılanması da; okulların tamamen yeniden açılması için, önemli bir rol oynadı. Aşı kampanyalarının başlangıcında, UNESCO ve Uluslararası Eğitime üye ülkelerin; virüsün yayılmasını engellemek, öğretmenleri, öğrencileri korumak ve pedagojik sürekliliği garanti etmek için; öğretmenleri ulusal bağışıklama planlarında öncelikli bir grup olarak görmeye çağırdı. Dünya çapında ulusal eğitim sistemlerin, eğitimde gecikmelerin hızlandırmayı amaçlayan düzeltici önlemler; Covid-19 pandemisine verdiği yanıtların önemli bir yönü olmayı sürdürüyor. Bu etkinlikte, öğretmenler ve eğitimciler yeterli desteğe ve hazırlığa gereksinme duyuyor. UNESCO, UNICEF ve Dünya Bankası, hükümetlerin tüm öğrencilerin okula geri dönmesine yardımcı olmayı amaçlayan; öğretmenlerin eğitim gecikmelerini düzeltmenin yanı sıra, dijital teknolojileri öğretim uygulamalarına “uyum” sağlamaları için, "Misyon: 2021'de Eğitimi Yeniden Kur" kapsamında güçlerini birleştirdi. Bağlantı ve dijital uçurumun kapatılmasında, eğitim sisteminin dayanıklılığını güçlendirmek ve harmanlanmış öğrenme için, önemli bir fırsat sunuyor.