Türkiye’nin büyük bölümü Kenan Evren’i “siyasi lider” olarak 1980 yılının 12 Eylül sabahı TRT’nin siyah beyaz canlı yayınında tanıdı.

Parlamento feshedilmiş, siyasi partiler kapatılmış, anarşi ve terör de sona erdirilmişti!.. Anayasa ve demokratik hürriyetler Türkiye’ye bol gelmişti. Bu yüzden daraltılacaktı!

O tarihte 20’li yaşlarını sürenlerin içleri kararmıştı: Çünkü önlerine uzun ve karanlık bir yol serilmişti!.. 

Türkiye’yi artık askeri bir cunta yönetecekti! İlk basın toplantısında general Evren, “demokrasiye döneceğiz” de demişti. Yabancı bir gazeteci, “efendim bunu İngilizce de söyler misiniz?” diye sormuş, gerekçesini de sonradan izah etmişti:

-Batıya anlamlı bir mesaj vermesini istedim!

“Maymun gazetecilik” Batıda da yok değildi. Demokrasinin ırzına geçilmiş, sen bunun İngilizcesinden “olumluluk” çıkartma yolu bulmuşsun. Neyse ki Evren’in İngilizcesi bu maymunluğa yetmediği için proje gerçekleşmedi!

Kenan Evren’i 1974’te İzmir’de Gaziemir Ulaştırma Tugay’ında tanımıştım. O zaman Kara Kuvvetleri Denetleme Daire Başkanı korgeneral idi.

Ayrıntılardaki titizliği, aptallık duvarını aşıyordu!

En önünde bulunduğum bando takımının arkadan üçünü sıradaki borucusu, selam duruşunda üç parmak yerine iki parmağını üste getirmişti. Evren de bunu görmüş ve Tugay Komutanı Süleyman Önder’in gözüne sokmuştu. Bu yüzden tugay, denetlemeden zayıf not aldı. Bizim hafta sonu izinleri de ceza olarak kaldırıldı!

Meğerse bu hiçbir şeymiş! 12 Eylül’de ülkenin başına geçince daha neler neler yapacakmış! Onları da 1980’den itibaren yaşayarak öğrenecektik, bütün Türkiye ile birlikte...

Evren teorik olarak Atatürkçüydü... Bir de laik!

Cunta lideri Kuran’dan ayetler okuyarak “laiklik mücadelesi” yaptı!.. İmam Hatip Liselerine karşı aşkla sarıldı. Bütün derdi sol, sosyalist, komünist hatta sosyal demokratların toplumdaki etkilerini silmekti. DİSK yöneticilerinden 50 kişilik idam listesi hazırlatmıştı.

Eğer Avrupa’daki dayanışma kampanyaları olmasaydı asacaktı da... 

Evren ve 12 Eylül Cunta yönetimi ve de iş birlikçileri sol karşıtlığında el ele, göbek göbeğe vererek bugünkü rejimi tesis ettiler.

Evren o yıllarda bir şehirden öbürüne dolaşır, saçma sapan konular üzerine ipe sapa gelmez konuşmalar yapardı. (O konuşmalara yetişemeyenler bugünlerdeki konuşmalara baksınlar. Evren’in üzerinde üniforması vardı. Tek fark burada.)

Evren ile daha sonra ki yıllarda gazeteci olarak üç-dört röportaj yaptım. Sonuncusu İZ TV’de yayınlanan “12 Eylül’ün Kendisi: General Evren” belgeseli içindi... O’na sormuştum:

-Cuma günü yönetime el koydunuz, pazartesi günü işçilerin kıdem tazminatlarını kaldırdınız!..

Bir kaç soru cevaptan sonra sıkılmış ve bütün samimiyetiyle “gerçeği” açıklamıştı:        

-Ne bileyim, getirmişler, imzalamışım!

Kenan Evren 9 Mayıs 2015 Cumartesi günü öldü. Bizde ölenin arkasından “iyi şeyler” söylenmesi geleneği vardır. Bu yüzden Evren’in yaptığı “iyi şeyleri” yazdım:

-O, daha hayattayken kendisini tarihin karanlık dehlizlerine gömmüştü!