Alevi örgütleri  ve Eğitim Sen’in çağrısıyla 8 Şubat Pazar günü Kadıköy Meydanı’nda Eğitimde Gericileşmeye Karşı Laik, Bilimsel, Anadilinde Eğitim ve Demokratik Yaşam İçin Dayanışma ve Birlik Mitingi’de toplandık. Çocuklarımız için istediğimiz eğitim sisteminin bir tezahürü gibiydik o gün. Çok sesli, çok renkli, kimsenin sözünün kimseninkinden üstün olmadığı bir topluluk. Alevi Örgütleri, Eğitim Sen’le birlikte meydanda, HDP’nin, CHP’nin, Birleşik Haziran Hareketi’nin, pek çok sivil toplum kuruluşunun, Ülker direnişçilerinin, Gezi Direnişi’nde çocukları katledilen ailelerin de sesi yükseliyordu.

Mitingde, bu cuma günü gerçekleşecek okul boykotu için bir kez daha çağrı yapıldı. 13 Şubat Cuma, okullar boykot ediliyor lakin bize tatil yok! O gün ders başı yapmayan öğretmenler verecek asıl dersi. Çocuğunu okula yollamayan veliler, okula gitmeyen öğrenci kardeşlerimiz, devlet dersine girmeyenler devlete ders verecek.

100 temel eser çevirilerine bile dini motiflerin eklendiği bir sistemde, çocuklarımız için dünyevi eğitim istiyoruz:

Pinokyo’ya tekerlemede: “Benim elim değil / Fadime ananın eli / El benden sebebi Allah’tan / Okumak benden şifa Allah’tan / Elemtere fiş, kem gözlere şiş / Bir daha nazar değmez inşallah” dedirtenlerin burnu uzuyor görüyoruz.

La Fontaine’den Seçmeler’de balıkçı, “Ya nasip”; tilki ise, “Allah yolunuzu açık etsin” diyor…

Tilki kadar kurnazına Müslüman değil, din simsarı deniliyor.

Sırf çeviriler değil Türkçe edebiyat da Milli Eğitim sansüründen nasibini alıyor: Ece Ayhan’ın Meçhul Öğrenci Anıtı şiiri; “Devletin manevi kişiliğini zedeleyecek ifadeler barındırmaktadır” gerekçesiyle ders kitaplarından çıkarıldı.

“Buraya bakın, burada, bu kara mermerin altında

Bir teneffüs daha yaşasaydı,

Tabiattan tahtaya kalkacak bir çocuk gömülüdür

Devlet dersinde öldürülmüştür.”

Polis tarafından vurulan Berkin Elvan’ın ölümünün sene-i devriyesi yaklaşıyor…

“Devletin ve tabiatın ortak ve yanlış sorusu şuydu:

- Maveraünnehir nereye dökülür?

En arka sırada bir parmağın tek ve doğru karşılığı:

- Solgun bir halk çocukları ayaklanmasının kalbine!dir.”

Çocuklar parmak kaldırdığında, ‘o parmağını indir’ denmesin diye, istedikleri sorudan başlayabilsinler diye 13 Şubat’ta boykottayız.

Son Eğitim Şûrası, okul öncesi eğitimde değerler eğitimi adı altında din eğitimine başlaması, zorunlu din dersinin ilkokul birinci sınıfa indirilmesi kararı aldı.

Din dersinin seçmelisi bile, seçmeyen, o derse girmeyen çocukların fişlenmesine, dışlanmasına yol açacak... Biz dur demezsek, ‘Ali ata bak’ın’ yerini ‘Ali hatim indir’ alacak.  ‘Ali’lere, Alevilere okulda başka bir öğreti dayatılacak.  Zaten mevcut olan toplumsal baskı, bir de yasal düzenlemeyle okul ilkokul sıralarına kadar inecek…

Vergi alınırken, oy istenirken, askerlik celbi yollanırken, hepimiz bu ülkenin ‘eşit’ vatandaşlarıyız. Ama hizmet almaya gelince hakkımızı eşit olarak alamıyoruz. Her insan anadilini konuşma, öğrenme, yaşatma hakkına sahiptir. Kürtçe, Lazca, Çerkesce, dinden bağımsız Arapça… Memlekette konuşulan tüm diller için, anadilde eğitim hakkı için Cuma günü boykottayız.

Grup Bajar’ın ‘Berfin’ (Kardelen) şarkısıyla hatırlattığı, “Kardelen Ayşe, kardelen Ayşe, n’apıyorsun, bana söyle”leşmemiş Berfin’ler için boykottayız:

“Kardelen re beje: koka me yek be jî, pela min dibişkive, bêhneke din ve dijî… Xewnfiroşan dûr keve”

“Kardelene söyle: kökümüz bir olsa da, yapraklarım ayrı açar, başka bir koku ile yaşarım… Rüya satıcılarından uzak dur”

Çocuğu otomatikman evine yakın İmam Hatip’e yerleştirilmesin diye evini taşıyan veliler var. İmam Hatip dayatması ve özel okul arasında tercih yapmak zorunda kalıp banka kredisi çekerek çocuğunu özel okula gönderenler var. Parası olmayanlar da laik, eşit, bilimsel eğitim alabilsin diye…

Çocuklar müfredat gereği sorularını sarı çiçeğe sormak zorunda kalmasın diye 13 Şubat Cuma günü boykottayız.