Bu günlerde bir yasama ucubesine tanık oluyoruz

Bu günlerde bir yasama ucubesine tanık oluyoruz. Mayıs 2014’te 60 madde olarak Meclis’e sunulan Torba Yasa 146 madde olarak yasalaştı. Yasa yapma tekniğini alt üst eden ve Türkiye tarihinin en ucube kanunlarından biri olan Torba Yasa ile saptayabildiğim kadarıyla en az 134 kanun ve kanun hükmünde kararnamede değişiklik yapılıyor. 19 Haziran 2014 tarihli BirGün yazımda Torba Yasa tasarısını “hile ve hukuk cinayeti” olarak nitelemiştim. Nihai haliyle Torba Yasa biçimsel açıdan bir ucube içerik açısından ise birçok hükmüyle bir hukuk cinayeti anlamına geliyor.

Resmi adı İş Kanunu İle Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması İle Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına Dair Kanun olan 6552 sayılı yasa 11 Eylül 2014 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Bakmayın yasanın adında İş Kanunu olmasına, yasada İş Kanunu’nda değişiklik yapan madde sayısı sadece 8. Bunun dışında 134 ayrı kanun ve kanun hükmünde kararnamenin yüzlerce maddesinde değişiklik yapılıyor. Torba Yasa ile değiştirilen kanun ve kanun hükmünde kararnamelerin büyük bölümünün AKP hükümetleri döneminde kabul edildiğinin altını çizmek gerekiyor. Değiştirilen kanunların en az 61’i AKP döneminde kabul edilmiş.

Her biri ayrı konulara ilişkin olan en az 134 kanunun aynı torba içinde ve birlikte görüşülmesi yasama sürecinin gayri ciddiliğinin en önemli göstergesidir. Torba Yasa yöntemi yasama organının işlevinin sembolik hale getirilmesi, milletvekillerinin bir oylama makinesi haline gelmesi demek. Torba Yasa ile TBMM bir fastfood restoranı gibi çalışmakta ve yürütmenin siparişleri derhal yerine getirilmekte. Hukukun temel ilkeleri hiçe sayılarak hükümetin bir dediği iki edilmemekte.

Mera Kanunu, İş Kanunu, Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu, Gümrük Kanunu, Askerlik Kanunu ile Büyükşehir Kanunu, Orman Kanunu ile Amme Alacaklarının Tahsili Kanunu, Sermaye Piyasası Kanunu ile Doğal Gaz Piyasası Kanunu, İdari Yargılama Usulü Kanunu, Özel Tüketim Vergisi Kanunu, Vergi Usul Kanunu, Belediyeler Kanunu, Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu ve daha onlarca kanun aynı torba kanun içinde görüşülüyor, müzakere ediliyor ve yasalaşıyor. Bu yöntem yasama sürecinin karikatürleşmesi anlamına geliyor. Aslında ortada gerçek anlamda bir yasama süreci yok, göstermelik ve şekli bir süreç var.

Gelelim Torba Yasa’nın çalışma hayatına ilişkin hükümlerine. Madenciye ve taşeron işçisine “müjde” diye sunulan Torba Yasa sonuç itibariyle maden işçilerine ilişkin bir kaç iyileştirme dışında çalışma hayatında bir ilerleme getirmiyor. Taşeron işçilere müjde olarak sunulan düzenlemeler ise taşeron sisteminin konsolide edilmesi anlamına geliyor. Taşeron işçilerle ilgili yapılan düzenlemeler aslında mevcut yasalarda ve yargı kararlarında zaten yer alan kuralların belirgin hale getirilmesinden ibaret. Torba Yasa taşeron çalışma düzenini kaldırmıyor tersine kalıcı hale getiriyor.

Torba Yasa devlet memurlarının bir bölümü için hukuku askıya alıyor. Daire başkanı ve daha üst görevlerde yer alan kamu görevlilerinin atanmaları ve görevden alınmalarında idari yargı tamamen devre dışı bırakılıyor. Bu kategorideki memurların idari yargı kararıyla görevlerine dönmeleri fiilen engelleniyor. Torba Yasa’nın 97. maddesi ile idari yargılama hukukunun temel ilkeleri yok ediliyor.

Kamuda ayrımcılık, mobbing, sürgün ve siyasi nedenlerle cezalandırmaya yasal kılıf getirilmiş oluyor. Söz konusu kamu görevlilerinin yürütmeyi durdurma davası açması fiilen engelleniyor. Çünkü bu kamu görevlileri hakkındaki işlemler, yürütmeyi durdurma kararı verilmesi için gerekli olan “telafisi güç ve imkânsız zararlar doğuran haller” olarak kabul edilmiyor. Böylece yürütmeyi durdurma yolunun önü tıkanıyor. Bu memurlar idari yargıdan iptal kararı alsalar bile, bu yargı kararının uygulanması için idareye iki yıl süre tanınıyor. Daha vahimi, kararı yerine getirmeyen amir hakkında da ceza soruşturması ve kovuşturması açılamıyor. Kısaca hoş geldin sıkıyönetim!

Torba Yasa’nın yargı kararlarının uygulanmamasını öngören bir diğer hükmü ise 109. madde. Bu maddeye göre devir ve teslim işlemlerinin tamamlanmasının üzerinden beş yıl geçmiş olan özelleştirmeler hakkında geri alınmaları yönünde verilmiş yargı kararları uygulanmayacak. Böylece kanuna ve hukuka aykırı olan çoğu hükümete yakın patronlara peşkeş çekilen kamu işletmeleri geri alınamayacak. Hoş geldin kanun yoluyla yağma! 2014 Torba Yasası, yasamanın işlevsizleşmesinin ve yürütmenin yargıyı tahakkümü altına almasının yeni bir aşaması olarak da okunabilir.