Bu haftaki yazım için hem Ankara’da yüz yüze bir görüşme gerçekleştirerek hem de e-posta üzerinden Prof. Kağan Korad’a “gitar buluşmaları” fikrinin arkasındaki motivasyonları sordum.

14. Türkiye Gitar Buluşması'na dair izlenimler
Prof. Kağan Korad

Ozan EREN

Birçok kişi mezun olduğu üniversiteye yıllar sonra tekrardan gitmiştir. Ben de mezun olduğum okullara mezuniyetlerim sonrasında birçok kez gittim. 2009’da İşletme Bölümü’nden mezun olduğum Bilkent Üniversitesi’nde 2-5 Temmuz 2022 tarihlerinde düzenlenen ve davetli olarak katıldığım 14. Türkiye Gitar Buluşması hem anılarıma ve gitar dünyasına bir yolculuk hem de geçmişle bir yüzleşme oldu benim için. 12-14 Temmuz 2012’de düzenlenen 6. Gitar Buluşması’nda benim de “Sayıklama” adlı bir eserim icra edilmişti. 21 yaşımda, İşletme Bölümü öğrencisiyken günlüğüme “Müzisyen, sosyolog ve şair olmak istiyorum” yazdığım günü de dün gibi hatırlıyorum. Okuduğum bölümü bırakıp klasik gitar, felsefe veya sosyoloji bölümlerinden birini seçmeyi düşünmüş; ama o zamanlar hiçbirine cesaret edememiştim. Lisans eğitimi aldığım yıllarda besteciliğe yönelip müzikle bağımı kaybetmediğim için çok mutluyum.

1 Temmuz’da İstanbul’dan otobüsle yola çıkarak vardığım Ankara’da yağmurlu, kasvetli bir hava vardı. Bilkent Üniversitesi’nde beş gece kalacağım 70. Yurt’a giriş yaptığımda yurt görevlileri Ahmet Bey ve Gizem Hanım beni ilgiyle karşıladılar. Oldukça konforlu olan bu sevimli odaya kısa sürede alıştım. Hatta kendimi yeniden öğrenci gibi hissettiğimi de söyleyebilirim.

Bu haftaki yazım için hem Ankara’da yüz yüze bir görüşme gerçekleştirerek hem de e-posta üzerinden Prof. Kağan Korad’a “gitar buluşmaları” fikrinin arkasındaki motivasyonları ve bu organizasyonun yapısal bileşenleriyle gitar dünyasına katkıları üzerine çeşitli sorular sordum. Çalışmalarını Bilkent Üniversitesi Müzik ve Sahne Sanatları Fakültesi’nde (MSSF) sürdüren Korad, konserler, beste çalışmaları, ustalık dersleri, münazara, gitar sunumları, gitar atölyeleri ve eser analizi gibi farklı etkinlikleri birleştiren bu organizasyona neden “buluşma” dediğini şöyle açıkladı:

“Bu bir festival değil. Festivallerde olan birçok etkinliği bünyesinde barındırmakla beraber amacı seyircilere yönelik konserler veya parasıyla katılabileceğiniz masterclass’lar gibi bir etkinlikler silsilesi düzenlemek değil. Burada asıl amaç Türkiye’deki gitar camiasını bir araya getirmek ve belli konseptler çerçevesinde onları yönlendirmek. Bütün etkinlikler bunun çevresinde düzenleniyor. Seyirci kaygısı olmaksızın, camianın profesyonel ve akademik kaygılarına yönelik içerikler hazırlanıyor. Konserler de yine normal seyirciye değil biz gitaristlerin birbirine bir şeyler verebileceği şekilde düzenleniyor. Dolayısıyla bu tam anlamıyla bir buluşmadır.”

Kaybettiğimiz değerli gitarist ve öğretmen Soner Egesel anısına düzenlenen bu seneki buluşmanın ilk etkinliği 2 Temmuz akşamı Fransız gitarist Jeremy Jouve’un konseriydi. Korad’ın “kendine özgü tavrıyla kendini ifade eden standart dışı bir gitarist” olarak gördüğü Jouve, J. S. Bach, J. Rodrigo, M. Duplessy gibi farklı dönemlerde yaşamış ve farklı müzikal ifadelere sahip olan öncü bestecilerin eserlerini büyük bir ustalıkla seslendirdi. Jouve, 3-4 Temmuz’da üçer öğrenciye ustalık dersleri de verdi. Her öğrenciye performansını nasıl bulduğunu ve hangi bölümü daha iyi çalmak istediğini soran Jouve, sonrasında öğrencilerle kendi yorumlarını paylaştı. Jouve, genel olarak, dönemsel özellikleri ve bestecilerin hayatlarını iyi bilmeden; sanatçıların bestelerini nasıl yarattıklarını anlamadan ve müzikal eğilimlerinin/kalıplarının geneline hâkim olmadan söz konusu eserleri iyi çalmanın imkânsız olduğuna değindi. Sanatçı, kimi zaman da performanslarında ritmik kaymalar yaşayan genç gitaristlere tavsiyelerde bulundu.

“Gitar Buluşmaları” Türkiye’de gitarın geldiği seviyeyi göstermenin yanı sıra geleceğe yönelik tahminlerde bulunmamıza da imkân veriyor. 2000’li yılların başlarında 17-18 yaşlarındaki gitaristlerde görülebilecek teknik yeterliliklerin artık 14-15 yaşlarındaki gitaristlerde görülmeye başladığı kanısındayım. Bu seneki buluşmada sahne alan, 2007 doğumlu Tamay Yıldız’ın umut verici seviyesi bu iddiamın bir örneği olarak gösterilebilir. Korad gibi, ben de Mersin Üniversitesi Devlet Konservatuvarı’nda çalışan Öğr. Görevlisi Can Erdoğan’ı ayrıca tebrik ediyorum, yetiştirdiği genç gitaristlere verdiği emek için. Çalışmalarını Korad’la sürdüren, henüz 21 yaşındaki Bilkent Üniversitesi öğrencisi Özberk M. Sarıgül’ün özel yeteneğini ve yaşının üstündeki performans kalitesini de not düşmekte fayda görüyorum.

Yaklaşık yarısı gitar öğrencisi olmak üzere 250’den fazla gitaristin katılımıyla bugüne kadarki en fazla katılımın bu buluşmada yaşandığını ifade eden Korad bu etkinliğin çeşitli faydalarını şöyle ifade etti:

“Bu buluşmalar herkesin birbirini fark etmesini sağladı. Kapalı olan konservatuvar yapılarını, içe dönük olan; pek çevresiyle ilgilenmeyen hoca-öğrenci-gitarist profilini değiştirip birbiriyle iletişim haline geçen, birbirinin farkında olan ve birbirinden etkilenen…”

Ayrıca, Gitar Buluşmaları’nın genç gitaristlerin Türkiye’de ustalık dersleri vererek veya bu derslere katılarak deneyim kazanmaları için iyi bir fırsat sunduğunu belirten Korad “etkinliğin organizasyonunda, etkinlik gününe varıncaya kadar, hemen hemen tek sorumlu benim” demekte. Bununla birlikte, bu seneki buluşmayı Sevda Cenap And Müzik Vakfı, Angora Lions Kulübü ve Başkent Müzik Evi de destekledi. Bu organizasyonu nasıl planladığını sorduğumda usta gitarist planlama aşamalarını şöyle anlattı:

“Davetliler için 800-900 kişilik bir listem var. Türkiye’deki tüm gitar hocalarına, bildiğim profesyonel gitaristlere misafir olarak katılmaları için bir davet yollarım. Geri dönenler için gerekli ayarlamaları yaparım. Yıl boyunca seyredip aktif gördüğüm ve bir şeyler yapmaya çalışan gençlere doğrudan teklif gönderip yer veririm. Bunun dışında hemen hemen bütün Türkiye’yi kapsayıcı olan jüriyle seçmeler yaparım. Ama kesinlikle yarışmaya karşıyımdır… Burada sadece konser verme hakkını kazanmaya çalışan bir grup olur. Hem kazananlar için güzel bir derstir hem de kazanamayanlar için…”

Buluşmanın son sabahında Orkestra Şefi İlkim Yılmaz’ın “Bir Şefle Aranjuez” adlı ustalık dersinde Rodrigo’nun eserinin giriş, sergi, gelişme, yeniden sergi, zirve, kapanış bölümlerinin ve temalarının teorik analizinin pratikteki yansımaları üzerine verimli tartışmalar yürütüldü.

Akşam konserleri ardından MSSF Arka Bahçe’de düzenlenen sohbetlerin de kendi açımdan çok verimli olduğunu söyleyebilirim. Hem uzun zamandır görüşmediğim Ayşegül Koca, Cenk Erdoğan, Mehmet Özkanoğlu, Tolgahan Çoğulu gibi değerli gitarist arkadaşlarımla; hem de Kamil Erdem, Mehmet Gürgün, Melih Güzel, Safa Yeprem, Sinan Erşahin gibi önemli gitaristlerle ve gitar öğretmenleriyle sohbetlerimiz benim için oldukça faydalı ve keyifliydi.

Diğer yandan, buluşmada Cenk Erdoğan, Tolgahan Çoğulu, Sinan Ayyıldız, Abdullah Hatipoğlu, Murat Köseler gibi klasik gitarla sınırlandırılamayacak farklı müzikal ifadelere sahip müzisyenlere de yer verilmesini gitarın kapsayıcılığı açısından oldukça önemli görüyorum. Ceyhun Güneş, Doruk Okuyucu ve Mert Baycan tarafından verilen kapanış konserindeki son iki flamenko parçaysa etkinliğin ruhuna ve enerjisine göre ayarlanmış gibiydi: Entre dos Almas (Beste: Ceyhun Güneş ve Doruk Okuyucu) ve Entre dos Aguas (Beste: Paco de Lucia)

Böyle büyük, verimli ve keyifli bir etkinliği organize ettiği ve çok değerli gitaristlerin yetişmesine vesile olduğu için Kağan Korad’a teşekkür ediyor ve kendisini çok tebrik ediyorum.