Hrant Dink cinayetine dair kamu görevlilerinin yargılandığı davadan 33 beraat, 27 mahkûmiyet kararı çıktı. “Cinayette örgüt yok” diyen dönemin İstanbul Emniyet Müdürü Cerrah ile istihbaratçı Uzun ceza almadı.

14 yıllık davada adalet çıkmadı!

Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni ve BirGün Yazarı Hrant Dink’in 14 yıl önce katledilmesine ilişkin ‘kamu görevlilerinin’ yargılandığı davada karar, 131’inci duruşmada çıktı. 13’ü firari 76 sanıklı davada 33 beraat, 27 mahkûmiyet kararı verildi. 4 sanık müebbet, iki sanık ise ağırlaştırılmış müebbet cezası aldı.

‘VİCDANİ KANAAT GETİRDİK’

İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmada, ilk olarak sanıkların son sözleri alındı. Sanıkların hemen hemen hepsi suçlamaları reddetti, kendilerine kumpas kurulduğunu iddia etti ve beraat talep etti. Mahkeme Başkanı Akın Gürlek, “Vicdani olarak kanaat getirdik” dedi ve kararı açıklamayı başladı. Buna göre heyet, tutuklu sanıklardan eski emniyet müdürleri Ramazan Akyürek ile Ali Fuat Yılmazer’i “tasarlayarak kasten öldürme” suçundan ayrı ayrı ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırdı. Ayrıca “resmi belgeyi yok etmek” suçundan eski İstanbul Emniyet İstihbarat Şube Müdürü Yılmazer’e 4 yıl 6 ay, eski Trabzon İl Emniyet Müdürü Akyürek’e de aynı suçtan 5 yıl 7 ay 15 gün hapis cezası verildi.

Davanın tutuklu sanığı olan ve Hrant Dink’in evinin önü ile Agos Gazetesi civarında keşif yaptırdığı belirtilen eski asker Muharrem Demirkale 2 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırdı. Eski İstanbul Jandarma İstihbarat Şube Müdürlüğü’nde görevli astsubay Yavuz Karakaya “Anayasa’yı ihlal” suçundan müebbet hapis ve “kasten öldürmeye yardım” suçundan 12 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldı. Eski Trabzon İl Jandarma Komutanı Ali Öz’e ise 28 yıl hapis cezası verildi. Dönemin jandarma istihbarat görevlileri Okan Şimşek ve Veysel Şahin 28 yıl hapis cezası alırken, bir diğer görevli Volkan Şahin ise 12 yıl hapis cezasına çarptırıldı.

ERCAN GÜN’E DE HAPİS

Dönemin Emniyet İstihbarat Dairesi görevlilerinden Osman Gülbel “kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi” suçundan 16 yıl 8 ay hapis cezasına çarptırıldı. Davanın tutuklu sanığı gazeteci Ercan Gün “FETÖ silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan” 10 yıl hapis cezasına, cinayet döneminde Trabzon Emniyet İstihbarat Şubesi’nde komiser olarak görevli olan Özkan Mumcu yine aynı suçtan 7 yıl 6 ay hapis cezası aldı. Uzman Çavuş Abdullah Dinç ile dönemin Trabzon Asayiş Tim Komutan Yardımcısı Ahmet Faruk Aydoğdu yine aynı suçtan 6 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırıldı. Samsun Emniyet Terör şube görevlisi Metin Balta aynı suçtan 6 yıl 8 ay hapis cezasına, dönemin Mülkiye Müfettişi Şükrü Yıldız yine aynı suçtan 3 yıl 9 ay hapis cezasına çarptırıldı. Trabzon İl Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şubesi Müdür Yardımcısı Hasan Durmuşoğlu “ihmal suretiyle adam öldürme” suçundan 12 yıl 6 ay hapis cezasına, “resmi belgeyi yok etmekten” 3 yıl 9 ay hapis cezasına, astsubay Bekir Yokuş “kasten öldürme suçuna yardım etme” suçundan 10 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Jandarma İstihbarat’tan Önder Araz “resmi belgeyi yok etme” suçlamasından 3 yıl 9 ay hapis cezası aldı. Mülkiye müfettişi Mehmet Ali Özkılınç “örgüt üyeliği” suçlamasından 7 yıl 6 ay hapis cezası, “suçluyu kayırma” suçundan 1 yıl 18 ay hapis cezasına çaptırılırken polisler Mehmet Ayan ve Onur Karakaya’ya 12 yıl 6 ay hapis cezası verildi.

FETÖ’DEN SUÇ DUYURUSU

Davada tutuklu sayısı 12’ye yükselirken mahkeme, Fethullah Gülen, Zekeriya Öz, Ekrem Dumanlı, Adem Yavuz Arslan’ın da bulunduğu 13 sanığın dosyasının ayrılmasına karar verdi. Mahkeme ayrıca cinayetin ‘FETÖ’nün amaçları doğrultusunda işlendiği’ kanaatiyle, tetikçi Ogün Samast, Erhan Tuncel, Yasin Hayal ve Tuncay Uzundal hakkında ‘FETÖ üyeliği’nden suç duyurusunda bulundu.

‘ZAMAN AŞIMI’ BAHANESİYLE BERAAT ETTİLER

Dönemin İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah, dönemin Trabzon Emniyeti İstihbarat Şube Müdürü Engin Dinç, dönemin Trabzon Emniyet Müdürü Reşat Altay, İstanbul İstihbarat Şube Müdürü Ahmet İlhan Güler ve eski İstihbarat Daire Başkanı Sabri Uzun ceza almadı. Dink’e yönelik tehditlerden haberdar olan Cerrah ve Güler’e yöneltilen ‘görevi ihmal’ suçlaması ‘zaman aşımı’ gerekçesiyle düştü. Cerrah, Dink’in katledilmesinde örgüt bağlantısı bulunmadığını belirtmiş, cinayetin, “milliyetçi duygularla işlendiğini” söylemişti. Dinç hakkındaki ‘görevi ihmal’ suçlaması da zaman aşımı gerekçesiyle düştü. Altay, “İhmal nedeniyle adam öldürmek” ve “resmi belgeyi yok etme” suçlarından beraat ederken Altay’a yönelik “görevi ihmal”den suçlaması da düştü. Uzun’un da ‘görevi ihmal’den suçlamasına dair düştü. Altay, “İhmal nedeniyle adam öldürmek” ve “resmi belgeyi yok etme” suçlarından beraat etti.

14-yillik-davada-adalet-cikmadi-857445-1.
Dönemin İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah

Eski polis memuru Muhittin Zenit’e üç suçtan beraat verilirken görevi ihmal suçu ise zaman aşımı nedeniyle düşürüldü. Zenit ile birlikte haklarında tüm suçlardan beraat kararı verilen diğer isimler şunlar: Ecevit Emir, Emre Cingöz, Hacı Şefik Şimşek, Eyüp Temel, Ahmet Çetiner, Birol Ustaoğlu, Hüseyin Yılmaz, Ali Poyraz, Mikdat Özbek, Mustafa Küçük, Ergün Yorulmaz, Musa Yıldırım, Ahmet İlhan Güler.

14-yillik-davada-adalet-cikmadi-857446-1.
Dönemin Trabzon Emniyet Müdürü Reşat Altay

Ecevit Emir, iddianameye göre cinayet günü, Samast’ı izleyerek cinayete nezaret eden jandarma görevlilerindendi. Telefon sinyal bilgileri ve kamera kayıtlarıyla cinayet anında olay yerinde olduğu tespit edilmişti. Yine iddianameye göre, Emre Cingöz, Hacı Şefik Şimşek ve Eyüp Temel olay günü cinayete nezaret etmişlerdi.

14-yillik-davada-adalet-cikmadi-857447-1.
Eski İstihbarat Daire Başkanı Sabri Uzun

İŞARET ETTİĞİ KİŞİLER SORUŞTURMAYA DAHİL EDİLMEDİ

Verilen hükme ilişkin Dink ailesi tarafından bir açıklama yapıldı. Açıklamada 19 Ocak 2007 tarihinde işlenen cinayetin “Genelkurmay’ın, siyasilerin, yargının ve medyanın dâhil olduğu üç yıl süren bir hedef gösterme ve tehdit sürecinin sonunda” gerçekleştiği belirtildi. Dink’in öldürülmeden bir hafta önce “Neden hedef seçildim?” başlıklı bir yazıyla not bıraktığı ve son konuşmalarında “Bu, devletin derinliğinin bana haddimi bildirme operasyonudur” dediğine dikkat çekildi. “Hrant Dink’in bu son yazısında bahsettiği hiçbir olay, kişi veya ilişki 14 yıldır soruşturmaya dâhil edilmedi” denilen açıklamada, “Operasyon öldürmeyle son bulmadı; ihmal, örtbas, delil karartma ve yanlış yönlendirmelerle devam etti. Bütün bu mekanizmayı ele almayan bir yargılamanın bizi de kamuoyunu da ikna etmesi mümkün değil” ifadeleri yer aldı: “Bugün verilen karar bu hakikatten oldukça uzak. Kendi içinde dahi orantısız bazı beraat ve ceza hükümlerini anlamak da anlatmak da oldukça güç. Hele bazı kararlar var ki; sanki kötülüğün kendisi değil adeta sızması cezalandırılmış izlenimi veriyor. Bu dava bu haliyle kapatılıp, yılların derin devlet mekanizmasına FETÖ deyip geçilir ve etkili bir soruşturma yürütülmezse, bundan sonraki yıllarda kaybedilecek başka canların sorumluluğu kimin olacaktır?”

BİZ BİTTİ DEMEDEN BİTMEYECEK!

Dink ailesi avukatlarından Hakan Bakırcıoğlu, adliye önünde yaptığı açıklamada, “Karar Dink cinayetinin tüm yönlerini açığa çıkartmayan ve sorumlular hakkında hüküm kurmayan bir karardır. Bu karar cinayette sorumluluğu olan ve delillerle açığa çıkmış olan birçok kişinin hatalı bir şekilde beraatiyle sonuçlanmıştır. Elbette ki bu karar bozulacaktır” dedi. Ardından BirGün’e konuşan Av. Bakırcıoğlu, karara itiraz edeceklerini söyledi: “İstinafa başvuracağız, eğer oradan cezalandırmaya dönük bir karar çıkmazsa Yargıtay’a başvuracağız.” Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Yetvart Danzikyan ise “Cinayet üzerindeki sis perdesi dağıtılmamıştır” ifadesini kullandı.