Türkiye işçi sınıfı tarihinin en büyük direnişlerinden 15-16 Haziran İşçi Direnişi’nin 52’nci yıldönümü. Yazar ve sendika uzmanı Zafer Aydın “15-16 Haziran Direnişi güncelliğini koruyor ve dünden bugüne ışık tutuyor” dedi.

15-16 Haziran hâlâ ışık tutuyor
Fotoğraf: Arşiv

Aycan KARADAĞ

Ülke tarihinin en büyük işçi direnişlerinden 15-16 Haziran 1970 Büyük İşçi Direnişi’nin üzerinden 52 yıl geçti. İki gün süren eylem, sadece emek tarihi açısından değil, güncel emek siyaseti açısından da önemini koruyor. Direniş 60’lı yılların başından itibaren başlayan sınıf mücadelesinin adeta zirve yaptığı bir andı. 1961 Saraçhane Mitingi ve 1963 Kavel Direnişi gibi büyük işçi direnişleri 15-16 Haziran’a giden yolu açmıştı.

İşçiler bugün sendikasızlaştırma, esnek-güvencesiz çalışma, kayıt dışı istihdam, kıdem tazminatı ve emeklilik haklarına uzanan uygulamalarla Covid-19 salgını koşullarında daha da ağırlaşan sömürü ve işsizlik-yoksulluk-hayat pahalılığı kıskacıyla karşı karşıya.

52 yıl önce hayatı durduran işçi mücadelesi bugün hala fabrikalarda ve işyerlerinde kendini gösteriyor. En son geçen yıl yapılan kurye eylemleri bize işçi sınıfının ayağa kalktığında neleri yapabileceğini göstermişti. 15-16 Haziran’ın yıldönümünde direnişi araştırmacı, yazar ve sendika uzmanı Zafer Aydın ile konuştuk.

Aydın, “O dönem yapılmak istenen yasa işçilerin sendikal haklarını daraltmayı ve DİSK’i hedef alıyordu” dedi ve ekledi: “Yasa değişikliği gündeme geldiği andan itibaren DİSK, bu değişikliğe karşı tutumunu açıkladı. DİSK Meclis’e giderek siyasi partilerle görüştü. Bunun yanında bir eylemlilik koymak için çalışmalara başladı. 1970 Şubat ayının sonunda ise bu yasa değişikliğine karşı eylem kararı aldı. Bu süreçte 1960’lı yıllarda edindikleri birikimlerin hepsini bu eylem hazırlığında kullandı. Bütün bunların ışığında 15-16 Haziran günü bölgesel bir grev yapıldı.”

MUHALEFETE DÖNÜŞTÜ

Eylemin büyüyerek toplumsal muhalefete döndüğünü kaydeden Aydın, “DİSK bölgesel grevini İstanbul ve Kocaeli’nde yaptı. O dönem bu iki il, sanayinin en önemli işçi merkeziydi. Burada DİSK diğer işçilerle birleşti. Diğer işçilerin o dönem yaşadığı sorunları içine aldı. Üretimi durduran işçiler sokaklara çıkarak eylemin gücünü ve etkisini artırdılar. İşyerlerinde ‘Benim hangi sendikaya üye olacağıma patron değil ben karar veririm’ diyen irade, bu kez ‘Benim hangi sendikaya üye olacağıma Meclis değil ben karar veririm’ dedi. Eylem bir yerden sonra esnafından doktoruna kadar emekçilerin yaşadığı sorunların birleştirici ve toplumsal muhalefete döndü” diye konuştu.

GÜNCELLİĞİNİ KORUYOR

Direnişin hala güncelliğini koruduğunu ifade eden Aydın, şunları dile getirdi:

“15-16 Haziran, geçmişte kalmış tarihsel bir anımsama ögesi değil. Direniş, dünden bugüne ışık tutuyor. Bugün ne yapacağız sorusuna cevap aranırken geçmişte önemli bir deneyim olarak karşımıza çıkıyor. İşçinin iradesi nasıl ortaya çıkar, nasıl örgütlenir ve bir eylem hangi koşullarda başarılı olurun bilgisine ulaşılabilecek önemli bir örnek. Böyle bakınca da 15-16 Haziran’ın bütün sıcaklığı ile güncelliğini koruduğunu söylemek mümkün. Bu yüzden bu direnişi herkesin incelemesi gerekiyor.”

15-16 HAZİRAN’DA NE OLDU?

1970’te Adalet Partisi (AP) ve Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) milletvekilleri 274 sayılı Sendikalar Kanunu ile 275 sayılı Grev ve Lokavt Kanunu’nda değişiklik yapılması için ayrı ayrı taslak hazırladı. “Güçlü sendikacılık yaratılması” iddiasıyla gündeme gelen değişikliğin asıl amacı sendikal örgütlenmenin ve grev hakkının kısıtlanmasıydı. Değişiklik, işçilerin sendika seçme özgürlüğünü önemli ölçüde kısıtlıyor, sendika değiştirmeyi güçleştiriyordu. Yasa 11 Haziran 1970’te Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay’ın onaylamasıyla yürürlüğe girdi. Kanunlaşan tasarı esas olarak Türk-İş’ten DİSK’e işçi akışını önlemeyi amaçlıyordu. DİSK ve bağlı sendikalar yeni yasaya tepki gösterdi.

DİSK’li sendikacıların ve yöneticilerin tepkileri, 15 Haziran 1970 sabahı, İstanbul’un belli başlı merkezlerine doğru yürüyüşe geçmeleriyle yeni bir evreye girdi. Anadolu Yakası’nda Ankara Asfaltı (E – 5 Karayolu) üzerinde bulunan fabrikaların işçileri, Kartal’a doğru yürüyüşe geçti. Eylemlere Avrupa yakasındaki işçiler de katıldı. İstanbullu işçiler eylemler sırasında gözaltına alınan iki arkadaşlarını da protestolarla serbest bıraktırdı.

İŞÇİLERE ATEŞ AÇILDI

16 Haziran, 15 Haziran’a göre daha kalabalıktı. Kimi verilere göre işçi sayısı 150 bini geçti. Türk-İş yasanın arkasında olduğunu açıklasa da eyleme katılan Türk-İş üyesi işçilerin sayısı da bir hayli fazlaydı.

Anadolu Yakası’nda iki koldan yürüyüş yapılırken Üsküdar yönüne yürüyen işçiler polis barikatının kurulması üzerine polisle çatıştı. Polisin silah kullanmasına karşın dağılmayan işçiler barikatı aşarak yola devam etti. Açılan ateş nedeniyle ölen işçiler oldu.

16 Haziran akşamüstünde İstanbul ve Kocaeli’nde 60 günlük sıkıyönetim ilan edildi. DİSK ve bağlı sendikaların yöneticilerinin pek çoğu sıkıyönetim mahkemelerince tutuklandı ve yargılandı. 5 binin üzerinde işçi önderi işten atıldı. Direniş boyunca 7 kişi yaşamını yitirdi, yüzlercesi yaralandı.

Olayların ardından CHP Genel Sekreteri Bülent Ecevit, Genel Başkan İsmet İnönü ile birlikte partisi adına, TİP’ten ayrı olarak AYM’ye başvurdu. AYM, yasa değişikliği konusunda açılmış olan davaları 8-9 Şubat 1971 tarihinde karara bağlayarak, söz konusu yasa değişikliklerini iptal etti. Ancak aynı yasa 12 Eylül 1980 darbesinin ardından tekrar yürürlüğe konuldu.

EMEK MUTLAKA GALİP GELECEK

TMMOB’ye bağlı Makina Mühendisleri Odası da direnişe ilişkin bir açıklama yayımladı. Açıklamada şunlar denildi: “15-16 Haziran Direnişi’nden yaklaşık bir yıl sonraki 12 Mart 1971 muhtırası ve o ara rejim döneminin terörü, sosyal uyanışın ekonomik gelişmeyi aştığı gerekçesine dayanıyor, sermayenin mutlak diktası tesis edilmek isteniyordu. İşçilerin, gençliğin, yoksul köylülük ve bütün emekçi halkın aydınlanmasının önünü kesmeye yönelik çabalar 12 Eylül 1980 faşist darbesi ve bugünkü iktidar dönemlerinde doruğa ulaştı. Örgütlenme, sendika, toplu sözleşme, grev, gösteri, yürüyüş hakları neredeyse yok edildi.

TMMOB Makina Mühendisleri Odası olarak, 15-16 Haziran 1970 Büyük İşçi Direnişi ile dinmeyen işçi ve halk direnişlerini selamlıyoruz. Ülkemizin bağımsızlık, demokrasi, laiklik, emek ve sosyal mücadele gelenekleri sürecek ve mutlaka galip gelecektir.”

DİSK FABRİKADA KUTLAYACAK

DİSK, 15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişi’nin 52’nci yıldönümünü, Kocaeli Dilovası’nda direnişte olan Asen Metal İşçileri birlikte kutlayacağını duyurdu. DİSK tarafından yapılan açıklamada, “Asen Metal işçileri şahsında ülkemizin dört bir yanındaki işçi direnişlerinin selamlanacağı, artan yoksullaşmaya ve gelir adaletsizliğine karşı işçi sınıfının taleplerinin dile getirileceği etkinliğe Genel Başkanımız Arzu Çerkezoğlu ve Yönetim Kurulu üyelerimiz de katılım sağlayacaktır. Etkinlik bugün saat 17.00’de Kocaeli/Dilovası Makine İhtisas OSB’de bulunan Asen Metal fabrikası önünde gerçekleştirilecek” denildi.