17-25 Aralık nasıl yargılanamadı?

HAZIRLAYANLAR: ZEYNEP YÜNCÜLER -SEBAHAT KARAKOYUN

Büyük Rüşvet ve Yolsuzluk Operasyonu adıyla anılan ve başkanlığını Tayyip Erdoğan’ın yaptığı 61. Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’nin dört bakanı ile üç bakan çocuğunun dahil olduğu soruşturma dosyası, ülkenin en büyük yolsuzluk skandalını ortaya çıkardı. Dönemin Başbakanı Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’ın savcılık kararıyla ifadeye çağrıldığı ancak ifade vermeye bile gitmediği ve kısa bir süre sonra dosyanın kapatıldığı Türkiye’nin bu en büyük yolsuzluğu, “rüşvet, görevi kötüye kullanma, ihaleye fesat karıştırma ve kaçakçılık” suçlarını içeren bir olaydı. Ortalığa dökülen rezalet, hukuk bürokrasisini değiştirerek temizlenmek istendi. Dosyayı takip eden savcılar görevlerinden alındı, hukuk tanımaz yöntemlerle konu sümen altı edildi. Skandala adı karışan dört bakan istifa etmek zorunda kalırken, Erdoğan cumhurbaşkanı oldu.

Diğer taraftan AKP yandaşları ve taraftarları 17-25 Aralık soruşturma ve gözaltılarını cemaat tarafından gerçekleştirilmek istenen bir “darbe” girişimi olarak niteledi. Ancak yatak odalarından, ayakkabı kutularından çıkan ve sıfırlanması istenen paralar cumhuriyet tarihinin bu en büyük yolsuzluk çarkından dışarıya yansıyan sadece küçük bir parça olarak kayda geçti.


***

Uluslararası Şeffaflık Derneği, Türkiye tarihinin en büyük yolsuzluk ve rüşvet soruşturması ‘17-25 Aralık’ın adım adım nasıl kapatıldığını hatırlattı.

17 Aralık 2013
İçişleri eski Bakanı Muammer Güler’in oğlu Barış Güler, Ekonomi eski Bakanı Zafer Çağlayan’ın oğlu Kaan Çağlayan, Çevre ve Şehircilik eski Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın oğlu Abdullah Oğuz Bayraktar, Rıza Sarraf, Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir, iş adamı Ali Ağaoğlu ve Halk Bankası eski Genel Müdürü Süleyman Aslan’ın da aralarında bulunduğu 89 kişi “yolsuzluk ve rüşvet” suçlamasıyla gözaltına alındı.

18 Aralık 2013
Aslan’ın evinde ayakkabı kutularının içinde 4 buçuk milyon dolar bulundu. İçişleri eski Bakanı Muammer Güler’in oğlu Barış Güler’in evinde 7 adet şifreli çelik kasa ve çok miktarda para bulundu.

19 Aralık 2013
Dönemin İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın ve 43 Emniyet Müdürü görevden alındı.

21 Aralık 2013
Barış Güler, S. Kaan Çağlayan, Süleyman Aslan ve Rıza Sarraf dahil 24 kişi rüşvet ve yolsuzluk iddialarıyla tutuklanarak ceza evine gönderildi. Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir ve eski Bakan Erdoğan Bayraktar’ın oğlu A. Oğuz Bayraktar ile birlikte 33 kişi ise serbest bırakıldı.

25 Aralık 2013
96 kişiye yönelik yeni bir operasyon başlatıldı, 41 kişilik gözaltı listesi hazırlandı. Bilal Erdoğan hakkında da şüpheli sıfatıyla çağrı evrakı hazırlandı. Ancak Emniyet Savcılığın emirlerini yerine getirmedi. Güler, Çağlayan ve Bayraktar bakanlıktan istifa etti.

26 Aralık 2014
İstanbul Emniyeti, 30 kişiye gözaltı uygulanması emrine uymadı. İstanbul Savcısı Turan Çolakkadı, Savcı Muammer Akkaş’ı görevden aldı.

28 Şubat 2014
Barış Güler, Salih Kaan Çağlayan, Sarraf ve Hikmet Tuner ile Özgür Özdemir serbest bırakıldı.

14 Mart 2014
Fatih Belediye Başkanı Demir’in de aralarında bulunduğu 100 kişi hakkında takipsizlik kararı verildi.

2 Mayıs 2014
17 Aralık soruşturması kapsamındaki TOKİ dosyasında 60 kişi hakkında takipsizlik kararı verilerek dosya kapandı.

5 Mayıs 2014
17 Aralık soruşturmasıyla ilgili Meclis Soruşturma Komisyonu kuruldu.

1 Eylül 2014
25 Aralık Soruşturması’nda aralarında Bilal Erdoğan’ın da bulunduğu 96 şüpheli hakkında takipsizlik kararı verildi.

17 Ekim 2014
Toki ve Fatih Belediyesine ilişkin soruşturmalardaki takipsizlik kararlarından sonra 17 Aralık dosyasıyla ilgili dosyada da takipsizlik kararı verildi.

30 Aralık 2014
HSYK, 17-25 Aralık operasyonları savcılarından Zekeriya Öz, Muammer Akkaş, Celal Kara ve Mehmet Yüzgeç’i, haklarındaki soruşturma tamamlanana dek görevden uzaklaştırdı.

5 Ocak 2015
Meclis Soruşturma Komisyonu eski bakanlar Zafer Çağlayan, Muammer Güler, Egemen Bağış ve Erdoğan Bayraktar’ın Yüce Divan’a gönderilmelerine gerek olmadığına karar verdi.

20 Ocak 2015
Genel Kurul’da Bakanlar için Yüce Divan oylaması yapıldı. Bakanlar Yüce Divan’a gönderilmedi.

12 Mayıs 2015
HSYK, Kara, Akkaş, Yüzgeç ve Öz ile hakim Süleyman Karaçöl’ü meslekten ihraç etti.

***

Meclis’te ‘talimatla’ aklama

17 ve 25 Aralık operasyonlarıyla ortaya çıkan rüşvet ve kirli ilişkiler ağı gündeme bomba gibi düşerken, soruşturmanın odağındaki eski bakanlar Zafer Çağlayan, Muammer Güler, Egemen Bağış ve Erdoğan Bayraktar’ın koltuklarını bırakmaları hiç de kolay olmadı.
Dört bakanın operasyonla ortaya çıkan iddialara rağmen istifa etmek bir yana Başbakan Erdoğan’ın Pakistan dönüşünde Esenboğa Havaalanı’ndaki karşılama töreninde Başbakanlık otobüsü üzerinden gülümseyerek partilileri selamlaması, süreci anlatan en önemli karelerden biri olarak belleklere kazındı.

Erdoğan’ı suçladı
Erdoğan ile aynı gece görüşen bakanlardan Çağlayan ve Güler, ertesi gün istifalarını açıklarken, bir televizyon kanalına telefonla bağlanan Erdoğan Bayraktar, “Soruşturma dosyasında var olan ve onaylanan imar planlarının büyük bir bölümü Başbakan’ın talimatıyla yapılmıştır” diyerek istifasını açıkladı. İstifaya yanaşmadığı için Egemen Bağış’ın azledilmesiyle AKP hükümeti dört bakanlığa yapılan yeni atamalarla sarsıntıyı atlatmaya çalıştı.
Emniyet ve yargıdaki operasyonlarla soruşturma sürecine müdahale eden AKP, Meclis’e gönderilen fezlekeleri ve ekli dosyaları vekillerden kaçırarak konunun Meclis gündemine gelmesini engellemek için taktik üstüne taktik geliştirdi. Aylar süren oyalamaların ardından AKP, muhalefetin önergelerini değil kendi göstermelik önergesinin kabulünü sağladı ve 5 Mayıs 2013’te dört bakan hakkında soruşturma komisyonu kurulmasına karar verildi. AKP, üye bildirmeyerek engellemelerini sürdürdü. Komisyon, 10 Ağustos’taki cumhurbaşkanlığı seçimi atlatıldıktan sonra çalışmaya başlayabildi.
Soruşturma Komisyonu, sonraki süreçte bakanlardan önce tanıkları dinledi. AKP’nin tüm engellemelerine rağmen tanık ifadeleri ve dosya içeriğinin basına yansımasıyla yeni bir “karartma” hamlesi daha gündeme geldi ve Komisyon Başkanı Köylü’nün başvurusu üzerine savcılık 25 Kasım’da haberlere yayın yasağı getirdi. Ancak bu yasak da işe yaramadı ve gazetemizin de aralarında bulunduğu yayın yasağını tanımayan gazetelerin haberleriyle kirli ilişkiler ağı gözler önüne serildi. Bu süreçte AKP’den bakanlardan ikisinin Yüce Divan’a gönderileceği yönünde haberler sızarken, “üst akıl” devreye girdi ve 23 Aralık’ta yapılması gereken karar toplantısı ertelendi. Saray’ın telkinlerinin ardından 5 Ocak’taki toplantıda AKP’li 9 üyenin oylarıyla eski bakanlar yargılanmaktan kurtarıldı.

Kürsüye çıkmadılar
Komisyon kararı 20 Ocak 2014 tarihinde TBMM Genel Kurulu’nda oylandı. Zafer Çağlayan annesinin cenaze töreni nedeniyle toplantıya katılmazken, diğer üç bakan salonda bulundukları halde kürsüye çıkıp kendilerini savunamadılar. Oylamadan önce “en fazla 10 fire” hesabı yapan AKP’nin hesabı şaştı ve 40’a yakın fire verildi.

***

Akılda kalanlar

l Sarraf’ın Bakan Çağlayan’a hediye ettiği 300 bin Franklık Patek Philippe marka saat.
l Bakan Güler’in “Rüşvet olsaydı anlaşması olurdu” savunması
l Çağlayan oğullarının toplam 6 milyonu bulan servetiyle ilgili “Düğünde takılan takı ve dövizleri” kaynak göstermesi.
l Bakan Güler’in Sarraf için önüne yatarım demesi
l Bilal Erdoğan’ın paraları sıfırlayamaması