Google Play Store
App Store

Polisin İstanbul Zeytinburnu’nda aldığı Suriyeli genç, 6 otobüs insanın önce Tuzla’ya sonra da Maraş’a götürüldüğünü anlatıyor. Genç, “17 saat kelepçeli tutulduk. 2,5 saat tuvalet sırasında bekledim” diyor.

17 saat kelepçeli yolculuk yaptılar

Filiz Gazi

İstanbul Zeytinburnu’nda polis tarafından gözaltına alınan Suriyeli bir genç, kendisiyle birlikte 6 otobüs dolusu insanın önce Tuzla’ya daha sonra da Maraş’taki kampa götürüldüğünü anlattı.

İsminin haberde yer almasını istemeyen Suriyeli gençle Zeytinburnu’nda buluşuyoruz. 27 Ağustos’ta, Zeytinburnu’nda polisin kimlik kontrolünden sonra İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne götürüldüğünü aktaran genç, birkaç gün boyunca otobüs dolusu insanın kötü koşullarda şehir şehir dolaştırıldığını anlatıyor. İstanbul’da başlayan yolculuk Maraş’taki kampta sonlanıyor. Bu yolculukta yemek, tuvalet molası da dahil olmak üzere 17 saat kelepçeli tutulduklarını ifade ediyor: “Polisler kimlik sordu. İkametgâhım Kocaeli’nde gözüktüğü için ‘Burada ne işin var’ dediler. Kocaeli’nde yok, mecbur buradayım dedim. Sadece imza atacaksın diyerek beni Zeytinburnu İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne götürdüler. Orada benim dışımda 38 kişi daha vardı. Üzerimdeki her şey alındı. Oradan otobüslere bindirildik. PCR testi için Tuzla Devlet Hastanesi’ne oradan da Tuzla’daki geri gönderme merkezine götürüldük. Orada 150 kişi falan vardı. Suriyeli, Afganistanlı, Türkmen, Somalılar… Hepsi İstanbul’dan toplanılmıştı. Tek tek bizi videoya çektiler.”

2,5 SAAT TUVALET SIRASI

“Geri gönderme merkezinden sonra bizi küçük bir stadyumda topladılar. Adını bilmiyorum. Cezaevi gibiydi… Orada iki gün kaldım. Çok kalabalıktı. Bine yakın insan vardı. Yemekte ekmek arası peynir, meyve suyu verildi. Olduğumuz yer çok kötü kokuyordu. Sıcak bir de… Bazılarında maske var, bazılarında yok. İki üç kişi aynı battaniyeyi kullanarak yerde yattık. O kadar insan için bir tane tuvalet vardı. Sabah 05.30’da tuvalet sırasına girdim, 08.00’e kadar anca sıram geldi. Tuvalet leş gibi. Sabun yok, hiçbir şey yok.”

Konuştuğumuz genç, ‘stadyum gibi’ tarif ettiği yerden de alınarak Maraş’taki mülteci kampına götürüldüklerini şu sözlerle anlatıyor: “Adlarımızı tek tek okudular. 17 saat sürdü herhalde… Yolda sigara, yemek ve tuvalet molası verildi, hepsinde kelepçeliydik. Su bir kere verdiler. 17 saat kelepçeli kaldık, hiç açmadılar. Yanlış bir şey yapmadık, kimseye eziyet etmedik. ‘İstanbul’da olursanız böyle olur, İstanbul’a gelmeyeceksiniz’ dediler. Kocaeli’nde iş yok, mecburen yani… Gurbetteyim, kimsem yok. Ailem Suriye’de kaldı. Şükür, yaşıyorlar...”

“Akşam 23.30 gibi Maraş’taki kampa vardık. 6 otobüs dolusu insan vardı. 750 kişiydik. 15 kişinin kimliği yoktu. Su istedik, çeşme suyundan için dediler. Orada da tek tuvalet vardı. Bir tane polis memuru iyi bir insandı. ‘Sizi niye buraya getirdiler’ dedi. Sinirlendi. ‘Başımıza iş açıyorlar’ dedi. Ertesi gün bizi grup grup çıkarmaya başladılar. Ben akşama doğru çıktım. Bir kağıda imza attım. Bütün emanetlerimi çıkışta aldım.’

Mülteci hakları üzerine çalışan Avukat Abdül Halim Yılmaz, kelepçeli yolculuğun ne yazık Türkiye’de münferit bir hak ihlali olmadığını anlatıyor: “Evrakları eksikse, diyelim çalışma izni yoksa ikametgâhı başka şehirdeyse bu insanları toplayıp Tuzla’daki Göç İdaresi’ne götürüyorlar. Oradan başka illere dağıtıyorlar. Dönem dönem yapılan bir işlem bu. Çok sıkıntılı bir durum yoksa sonrasında bırakılıyorlar. Kelepçeli seyahat ise maalesef sık karşılaştığımız bir durum. Birden fazla müvekkilim bunu yaşadı. Hatta bu sebeple Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) başvurduk. Davamız devam ediyor.”

Öte yandan Göç İdaresi Genel Müdürlüğü’nün yaptığı açıklamaya göre yarından itibaren Ankara sınırları geçici koruma kaydına kapatılacak. Başka illerde kayıtlı olup Ankara’da ikamet eden geçici koruma altındaki Suriyeliler tespit edilecek. Bu mülteciler kayıtlı oldukları illere geri gönderilecek.