Kadıköy’de gülen yine Fenerbahçe oldu. Rakibini üstün bir oyun sonunda 2-0 mağlup eden sarı-lacivertliler zirve yarışında ‘Ben de varım’ dedi

17 yıldır aynı nağme!

Kadıköy’de derbi akşamı. Bir tarafta Fenerbahçe, öbür köşede Galatasaray... Herkesin aklında malum istatistik... Mısır’daki sağır sultanın da bildiği gibi Aslan 1999’dan bu yana bu sahada gülemiyor. Kanarya cephesinde ise hedef seriyi sürdürüp çıkışı devam ettirmek. Hakikaten o gün doğan çocuklar bugün liseyi bitiriyor, rekabetteki bu bilanço metafizikle bile anlatılamıyor.

Eski Şükrü Saracoğlu, bugünün Ülker Stadyumu’nda ambiyans santra öncesinde tüyleri diken diken ediyor. Deplasman yasağının kalkmasıyla birlikte sarı-kırmızılı taraftarlar tribünlerde yerini almış. Kim bilir belki de onların varlığı sarı-lacivertlileri daha çok ateşlemiş gibi duruyor.

Santra öncesinde her iki 11 de dikkat çekiyor. Ev sahibinde cezalı Topal’ın yerine Neustaedter, sakat Lens’in yerine ise Alper sahada. Bu atmosferi iyi bilen Sow ile sayısız derbi görmüş van Persie, gol yollarında Advocaat’ın güvendiği ayaklar. Volkan Şen’in performansı tabelayı doğrudan etkileyebilir.

Riekerink mücadeleye Hakan Balta- Serdar Aziz ikilisiyle başlıyor. Büyük umutlarla alınan Serdar, ilk lig maçına Kadıköy’de çıkıyor. Varan 2... Selçuk İnan yedek, de Jong sahada. Hollandalı teknik direktör riskleri göze almış. 90 dakikadan çıkacak olumsuz bir sonuçta eleştiri oklarının hedefinde olacağı kesin, kim bilir belki de koltuğunu bile kaybedecek. Şüphesi Bruma deplasman ekibinin gözbebeği. Bir süredir sessiz kalan Sneijder bakalım kendisini hatırlatabilecek mi...

Ezeli rakiplerin beraber taşıdığı “15 Temmuz’u unutmayacağız” pankartını “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” tezahüratı kovalıyor, İstiklal Marşı’nı müteakip Cüneyt Çakır devlerin valsini başlatıyordu.

Ev sahibi ilk dakikalarda daha arzuluydu. 6. dakikada Volkan Şen biraz daha çabuk vursa, Kanarya öne geçebilirdi. İlk yarım saatlik dilimde her iki ekip de kendi solundan geliyordu. Oysa Fenerbahçe öbür taraftan her gittiğinde tehlike yaratıyordu. Bruma’nın arkasındaki Carole bayağı zorlanıyordu. İlk yarı golsüz bitecek derken, Carole’ün arkasına kaçan Şener çıkarıyor, van Persie muhteşem vuruyordu. Aslan 45 dakika boyunca S.O.S. veren kendi sol kanadından golü yemişti. Carole ile Hakan Balta arasındaki mesafe koca devre boyunca nedense hep korunmuştu.

İkinci yarıya Yasin’le başladı Riekerink. Yokları oynayan Sinan yoktu. Sabri yerini sürekli kaybededursun, Hollandalı hoca vatandaşı Sneijder’e 66 dakika tahammül edebilmişti. Maestro bu sezon “mazi kalbimde bir yaradır” diye şarkı söylese yeri ya neyse. Kendisine uzatılan pasta uyuyan Serdar’ın Josef’i düşürmesiyle kazanılan van Persie 79’da ağlara yollamıştı. Kalan dakikalarda başka gol olmuyor, seri devam ediyordu.
Hollandalıların satrancında Advocaat’ın fendi Riekerink’i yendi. Kurt hocanın planları işlerken, meslektaşının acizliği gözlerden kaçmadı. Galatasaray’da çanlar Hollandalı hoca için çalıyor. Ufukta ayrılık gözüküyor; belki yarın, belki yarından da yakın!