Özel bankalar salgın günlerinde risk alıp kredi dağıtmak istemiyor. BDDK ise buna karşı bankaları kredi dağıtmaya mecbur bırakan bir düzenlemeye imza attı. İktidar kesimi suçu finansal kesime atarken, her ikisinin de halkı düşündüğü yok

18 yıllık borç ekonomisi hükümeti zora soktu: Bankalara ‘borç vermeye devam edin’ talimatı

Ozan GÜNDOĞDU

Özel bankalarla ekonomi yönetimi arasındaki gerilim bir genelgeyle boyut değiştirdi. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) yayımladığı yeni düzenlemeye göre aktif rasyosu mevduat bankaları için yüzde 100’ün, katılım bankaları için yüzde 80’in altında olmayacak. Böylece kaba bir hesapla bankalar en az topladıkları mevduat kadar kredi vermek zorunda kalacak.

Zaten son haftalarda gerek AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, gerek Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, gerekse Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu fırsat buldukça özel bankaları sert bir dille eleştiriyordu. Halbuki ekonominin krediye bu kadar fazla ihtiyaç duyması yine ekonomi yönetiminin 18 yıllık stratejisi sonucunda gerçekleşti. Bu dönemde özellikle batıdan gelen sermaye akımlarının yarattığı ilave kaynak, yurtiçine kredi vermekte kullanıldı. Bankalar ve hükümet işbirliğiyle, reel kesim ve yurttaşlar deyim yerindeyse borca batırıldı. Gerek tüketici kredileri gerekse ticari krediler dudak uçuklatan büyüklüklere ulaştı. Madalyonun borçlu tarafında yer alan reel kesim ve yurttaşlar ise borç sarmalına girdikçe yeni krediye ihtiyaç duydular. Aynı zamanda özellikle son 10 yılda hükümetle izaha muhtaç ilişkileri bulunan enerji ve inşaat gibi sektörler kredi kullandırılırken kayırıldı.

Ancak özellikle son 3 yıldır kredi geri ödemelerinde yaşanan türbülans yüzünden özel bankalar yeni kredi vermekte isteksiz davranmaya başladılar.

Koronavirüs kriziyle beraber ekonomi, artık bağımlı hale getirildiği yeni kredilere ihtiyaç duysa da özel bankalar onlara kredi vererek risk almak istemiyor.

Bugünler Mark Twain’in “bankalar güneşli havada verdikleri şemsiyeyi, yağmurlu havada geri isterler” sözünü hatırlatırken, hükümet 18 yıllık gizli ortağının bu huyunu yeni keşfetmişçesine veryansın ediyor.

***

Konut kredileriyle ayrıcalıklı müteahhitler yarattılar

Bugünlerin aksine bankalarla ekonomi yönetiminin arası AKP hükümetlerinin ilk 15 yılında güllük gülistanlıktı. Yurt dışından para akıyor, böylece bankalar borç verecek yeni ürünler geliştiriyordu. Bunlardan biri olan konut kredileri hem gayrimenkul fiyatlarının şişmesine hem de ayrıcalıklı bir müteahhit sınıfının oluşmasına neden oldu. AKP’nin iktidara geldiği 2002 Kasım ayından sonraki 15 yılda konut kredileri dolar cinsinden dahi 309 katına çıktı.

HALKIN KONUT KREDİSİ BORCU*

2002 ARALIK: 164 milyon dolar
2017 ARALIK: 50 milyar 178 milyon dolar
Kaynak: BDDK

***
AKP borca bağımlı ekonominin mimarı

AKP hükümetleri döneminde ekonomi büyüdü, ancak büyüme motorunu çalıştıran planlama veya güçlü sanayi üretimi değil, kredi mekanizmasıydı. BDDK verilerine göre bundan 17 yıl önce 2003 yılında bankaların mevduatlarının yüzde 45’i kadar kredi alacakları vardı. 2020 şubat ayı itibariyle bu oran yüzde 109. Toplam kredi hacmi bahsi geçen 17 yıllık dönemde dolar cinsinden dahi 14,6 katına çıktı.

TOPLAM KREDİ HACMİ*

2003 ŞUBAT: 30,6 milyar dolar
2020 ŞUBAT: 447 milyar dolar
Kaynak: BDDK

***

Sanayi tasfiye edilirken finans kesimi büyüdü

AKP döneminde büyüyen kredi hacmi bir yana özelleştirmelerle büyük mali tekeller tasfiye edildi. 80’li ve 90’lı yıllarda Türkiye’nin en büyük şirketler Şeker Fabrikaları, TEKEL, Türk Telekom, PETKİM, TÜPRAŞ gibi kamu iktisadi teşebbüsleriyken 2000’li yıllarda tablo değişti. Sanayi kesimi küçük ve orta ölçekli işletmelere bırakıldı, bu süreçte bankacılık sektörü hızla büyüdü. 2018’de ise Kurumlar Vergisi’nin (KV) ilk 10 rekortmeninin 6’sının faaliyeti bankacılık oldu. Bu rekortmenlerden 3’ü ise özel bankalardan oluşuyor.

2018 KV rekortmenleri

1 Merkez Bankası
2 Ziraat Bankası
3 Garanti Bankası
4 İş Bankası
5 Türkiye Petrolleri
6 İskenderun Demir Çelik
7 Ereğli Demir Çelik
8 Vakıflar Bankası
9 Yapı ve Kredi Bankası
10 Eti Maden

***

Banka kredilerinde enerji ve inşaat kayrıldı

18-yillik-borc-ekonomisi-hukumeti-zora-soktu-bankalara-borc-vermeye-devam-edin-talimati-719165-1.

AKP, bankacılık sektörünü çeşitli enstrümanlarla yönlendirerek kredilerin enerji ve inşaat sektörüne de akmasını sağladı. BDDK verilerine göre 2004 yılının sonunda ticari ve tüketici dahil olmak üzere toplam kredilerin sadece yüzde 4,1’i inşaat ve enerji sektörünündü. 2020 şubat ayında bu iki sektörün toplam krediler içindeki payı yüzde 20’ye çıktı.