18. yüzyıl ve 19. yüzyılın ilk yarısında yapılmış olan çizimlerde Antoine de Favray ve W.H.Bartlett gibi ressamların Uludağ’ı İstanbul silüetinin arkasında sıkça tasvir etmişler

18. yüzyılda İstanbul gravürlerinde Uludağ manzarası

Koronavirüs salgını kapsamında alınan tedbirler Bursa ve İstanbul'un hava kirliliğini kısa bir sürede olsa ortadan kaldırırken, yaklaşık 20 yıldır çeşitli platformlarda konuşulan İstanbul’dan Uludağ’ın, Uludağ'dan İstanbul'un görülmesi tartışması da son buldu.

Sağlık ve İçişleri Bakanlığının koronavirüs kapsamında aldığı tedbirler ve ‘Evde kal' çağrılarıyla özellikle büyükşehirlerde cadde ve sokakları boşalttı. Sadece Bursa’da değil İstanbul'da da trafik ve sanayiden kaynaklanan hava kirliliği azalırken,görüş mesafesi uzadı. Lodoslu havalarda nadir görülen İstanbul’dan Uludağ manzarası tekrar görüldü.

Fotoğrafların sosyal medyada yayılmasının ardından Uludağ’ın görülmesinin ilk olmadığı belirten Bursalı Tarihçi Ömer Kaptan, Eski İstanbul gravürlerinde seyyahların, ressamların İstanbul silüetlerinin arkasında Uludağ’ı pek çok defa resmettiklerini belirtti.
Ömer Kaptan, teknolojinin ilerlediği 21. yüzyılda son model fotoğraf makinaları ve kameralar ile kayıt altına alınan bu manzaranın 18. yüzyılda ve 19. yüzyılın ilk yarısında yapılmış olan çizimlere bakıldığında Antoine de Favray ve W.H.Bartlett gibi ressamların Uludağ’ı da İstanbul silüetinin arkasında sıkça tasvir ettiklerini ifade etti.

18-yuzyilda-istanbul-gravurlerinde-uludag-manzarasi-719713-1.

Konu hakkında İHA'ya açıklamalarda bulunan Bursalı Tarihçi Ömer Kaptan, Evliya Çelebi'nin 1640’lı yıllarda Bursa’ya gelip Ruhban Dağına çıktığında çok güzel kayıtlar aktardığını ifade etti.

Uludağ'ın 1920’lere kadar Ruhban ya da Keşiş Dağı’nın olarak telaffuz edildiğini söyleyen Kaptan, “Evliya Çelebi Uludağ’da keklik, balık avlayarak ve bunları tereyağında pişirerek kuzu kebapları yaparak hoşça vakit geçirdiğini seyahatnamesinde aktarır ve rüzgar çıktığı zaman bir kayanın arkasına saklanmazsanız rüzgarın sizi hallaç pamuğu gibi uçuracağını söyler” dedi.

Yine Evliya Çelebi'nin Seyahatname'de "Gökyüzüne uzayan Ruhban Dağı'nın bu yüksek tepesinden Bursa'yı görmek mümkün değildir. Ancak Allah bilir İstanbul'da Yeni Cami'nin altın yaldızlı minareleri, güneş vurduğu zaman İstanbul kalesine altın gibi parlar. Sadece İstanbul değil Tekirdağ, Gelibolu doğuda ve güneyde Kütahya Tavşanlı Kasabası ve nice kasabaları, köyleri Ruhban Dağından görmek mümkündür." diyerek Uludağ’dan bahsettiğini söyledi.

18-yuzyilda-istanbul-gravurlerinde-uludag-manzarasi-719714-1.

Yine Evliya Çelebinin aktardığına göre "Hava Bulutsuz olduğunda Sultanahmet'in altı minaresinin ve İstanbul Yedi kulenin Uludağ'dan görüldüğünü, İstanbul Galata Kulesi bahsinde de kuleden bakıldığında Uludağ’ın, dürbünle bakıldığında da Bursa’nın imaretlerinin görüldüğünü" ifade etti.

18-yuzyilda-istanbul-gravurlerinde-uludag-manzarasi-719715-1.