Deniz Kahraman 19 yaşında, 25 Nisan’dan beri tutuklu. “Örgüt üyesi” olmakla suçlanıyor.

Önce Metris Hapishanesi’ne gönderildi, 8 Mayıs’ta da İzmir’deki Şakran Hapishanesi’ne. Birlikte yargılandığı arkadaşları da yine İzmir’deki Kırıklar F Tipi Hapishanesi’ne götürüldü.

Tek başına hücrede tutuluyor.

Ağırlaştırılmış müebbet cezası gibi insanlık onuruna aykırı bir uygulamaya, daha mahkûm olmadan tabi tutuldu. 23 saat tek başına hücrede bırakılıyor. Günde bir saat havalandırmaya çıkarılıyor, o da gardiyanla birlikte. Oysa yasaya göre ağırlaştırılmış müebbet mahkûmları dışında herkes bütün gün havalandırmayı kullanabilir.

Hapishane idaresine defalarca başvurdu, diğer tutuklularla, kendi arkadaşlarıyla birlikte kalmak istediğini söyledi. Reddedildi.

Bu arada tutuklandığı yer de, ailesi de, mahkemesi de İstanbul’da. Haliyle İstanbul’a sevkini istedi. Dedim ya, duruşmaları İstanbul’da görülecek. Zaten neden en baştan İzmir’e götürüldüklerinin de bir açıklaması yok.

Arkadaşlarını İstanbul’a gönderdiler. Ama Deniz Kahraman halen Şakran’da, tek kişilik hücrede. Adalet Bakanlığı da sevk talebini reddetti. Ailesi İzmir’e götürüldüğünden beri ziyaretine gidemiyor. Tamamen yalnız.

Tek kişilik hücrede disiplin cezası bile almamış olmasına rağmen aylardır tutulduğu ve havalandırma hakkını kullanamadığı için, yani kanuna aykırı şekilde tecrit koşulları dayatıldığı için hapishane idaresi ve gardiyanlar hakkında “görevi kötüye kullanma ve işkence” suçlarından suç duyurusu yaptı. İzmir Valiliği’ne ve Savcılığa dilekçe gönderdi. Cevap yok.

Çağdaş Hukukçular Derneği, kendisiyle ilgili açıklama yaptı: “Deniz, derhal diğer tutuklularla bir araya getirilmeli ve bütün gün havalandırmaya çıkarılmalı. Tutuklu olduğu için onu tek başına hücrede tutmak için hiçbir yasal dayanak yok. Bu şekilde tek başına tutmak işkence. Ayrıca İstanbul’da yargılandığı ve davası yeni başlayacağı için ve de hiçbir disiplin cezası almadığı halde Metris’e İzmir’e gönderilmesinin de bir izahı yok. Hem tutukluya hem ailesine eziyet ediliyor.”

Zaten kanuna göre de - örneğin Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 44. Maddesi - tek kişilik hücrede mahpus en fazla 20 gün tutulabilir, o da “ceza” olarak.

Ancak ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına mahkûm olanlar ölene dek, Deniz Kahraman da belirsiz bir süre için tek kişilik hücrede. Devletin de “ceza” diye adlandırdığı koşullarda.

Devletin cezalandırma konusunda çok yaratıcı olduğunu biliyorduk, bu “peşin ceza” ve “ceza içinde ceza” sistemi de onlardan biri olsa gerek.