2 gün önce tutuklanan 7 gazeteci hakkında tahliye kararı!
İki gün önce tutuklanan gazeteciler Zeynep Kuray, Ali Onur Tosun, Bülent Kılıç, Yasin Akgül, Kurtuluş Arı, Hayri Tunç ve Gökhan Kam hakkında tahliye kararı verildiği öğrenildi.

Saraçhane eylemlerini izlediği için 2 gün önce (25 Mart) tutuklanan gazeteciler AFP muhabiri Yasin Akgül, İBB foto muhabiri Kurtuluş Arı, NOW Haber muhabiri Ali Onur Tosun, Zeynep Kuray, Hayri Tunç, Gökhan Kam ve Bülent Kılıç hakkında tahliye kararı verildi.
Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA) avukatları tarafından yapılan itiraz üzerine gazetecilerin tahliye edileceği bildirildi.
Gazeteci Ali Onur Tosun, Hayri Tunç, Bülent Kılıç, Kurtuluş Arı ve Gökhan Kam saat 12.50 civarında Silivri Cezaevi'nden serbest bırakıldı.
"HERHALDE BÖYLE BİR KOMEDİ DÜNYADA YOKTUR"
Serbest bırakılan gazeteciler basına açıklamalarda bulundu. Burada konuşan Bülent Kılıç, "Herhalde böyle bir komedi yoktur dünyada, böyle bir şey yoktur diye düşünüyorum. İçerde cezaevi kimlik kartım bile çıkmıştı. Kimlik kartıma bakım espri yapıyordum arkadaşlara hala daha bir algı problemi yaşıyordum ne alakası var diye. Asayiş polisleriydi, gayet iyi davrandılar. Giderken de 'Bülent bence bir sorun çıkmaz 2 saate bırakırlar' dediler. Ne iki saati 4 gündür ancak çıktık. Şunu da eklemek isterim içerde gerçekten protestolara katılan insanlar kaldı, bu ülkenin öğrencileri, işçileri. Umarım onlar da kısa sürede çıkar. Umarım bize gösterilen iyi koşullar onlar için de devam eder" dedi.
"GAZETECİLİK YAPMAK İÇİN ORADAYDIK"
"Evden alındığımızdan koğuşa kadar 'sizin bir şeyiniz yok serbest bırakılacaksınız' dendi. Bize gerçekten çok iyi davrandılar'' diyen Gökhan Kam, "Bizim bir suçumuz yok, gazetecilik yapmak için oradaydık. İşimiz gereği oradaydık. Bunu anlattık, söyledik. Kanıtlamak için de elimizden gelen herşeyi gösterdik ama ne hikmetse bir anda karar değişti ve hepimiz tutuklandık. Zaten ilk gazeteci arkadaşımız tutuklanınca 'hepimizi yani tüm gazetecileri tutuklayacaklar' dedik. Bizim burada hiç olmamamız lazımdı zaten hiç buraya gelmememiz lazımdı” diye konuştu.
Gazeteci Ali Onur Tosun da şunları söyledi:
''Bir gazeteci olarak bir gün illa ki evimin basılacağını biliyordum ama gazeteciliğimin gizlenerek eyleme katıldığım gerekçesiyle herkesin gazeteci olduğumu bildiği bir yerde gözaltına alınıp tutuklanacağımı hiç beklemezdim. Adli kontrole biz tepki gösterirken adli kontrol kaldırıldı, tutuklanma talep edildi ve tutuklandık. Metris Cezaevi’ne gittik, Silivri Cezaevi’ne gittik. Biz karakoldan salınmayı beklerken dört gün sonunda Silivri’den salınmış olduk. Umarım bu kararları verenler ne yaptıklarının farkındalardır, umarım hatalarının farkındalardır, umarım böyle şeyleri tekrar yaşamayız. Umarım emsal olur ve bir daha gazeteciler, gazetecilik yaptıkları için yargılanmazlar veya gazeteciler gazetecilikleri gizlenerek yargılanmazlar ve tutuklanmazlar.''
NE OLMUŞTU?
23 ve 24 Mart tarihlerinde İstanbul ve İzmir’deki protestoları takip eden gazetecilerden sekizi İstanbul’da, üçü İzmir’de olmak üzere 11 gazeteci gözaltına alınmıştı.
25 Mart’ta İstanbul Adliyesi’ne getirilen yedi gazeteci, ilk olarak serbest bırakılmıştı. Ancak aynı gün öğle saatlerinde savcılığın itirazı üzerine tekrar mahkemeye sevk edilmiş ve tutuklama kararı verilmişti.