20 bin öğretmen atama ‘müjdesi’ tepki çekti: Atama bekleyen öğretmen sayısı 700 bin!

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkan Yardımcısı Lale Karabıyık, AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın verdiği 20 bin öğretmen atama 'müjdesi’ için, “Bugün geldiğimiz noktada yaklaşık 700 bin ataması yapılmayan öğretmen var ve dün 20 bin atama müjdesi verildi. AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılında Millî Eğitim Bakanlığı bütçesinden eğitim yatırımlarına ayrılan pay yüzde 17,18 iken 2020 yılı itibarıyla yüzde 4,65'e geriledi, 2021 yılı bütçesinde ise bu payın yüzde 7,69'a çıkması öngörülüyor; ancak bu artış yeterli değil. Bu bütçenin yetersiz olması, eğitim sisteminde sorumlulukların yerine getirilememesi anlamındadır” yorumunu yaptı.

ANKA’da yer alan habere göre, CHP Eğitim Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Lale Karabıyık, parti Genel Merkezi’nde bugün basın toplantısı düzenledi.

Karabıyık, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 'müjde' olarak duyurduğu 20 bin öğretmen ataması sözünü değerlendirdi. Karabıyık, şöyle konuştu:

“AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan 2002 seçimleri öncesinde yaptığı mitinglerde şöyle söyledi: ‘İnşallah biz iktidar olunca öğretmenler okulun bittiği gün hazırlıklarını yapacak, ertesi gün görev aşkıyla okuluna gidecek, hiç merak etmeyin... Şu sisteme bakın hele, ülkede 72 bin öğretmen açığı var sen sınavla, KPSS’yle öğretmen seçiyorsun hangi akla hizmet ediyorsunuz? Bırak da öğretmenlerimiz okul seçsin, göreve başlasın, önüne niye engel koyuyorsun? İnşallah biz hükümetimizi kurduğumuzda bütün öğretmenlerimizi göreve başlatacağız ve öncelikli olarak eğitim sorununu çözeceğiz.’ Ancak, ataması yapılmayan öğretmenler ders başı yapıp öğrencilerine kavuşamadığı gibi, o yıl 72 bin olan ataması yapılmayan öğretmen sayısı, yüzde 872 artarak 700 binleri geçti. Bunu unutmamak gerek. Ve 19 yıl geçti AKP iktidarında, bugün geldiğimiz noktada yaklaşık 700 bin ataması yapılmayan öğretmen var ve dün 20 bin atama müjdesi verildi.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Lale Karabıyık

YÜZBİNLERCE ÖĞRETMEN NEDEN ATAMA BEKLİYOR?

Şimdi 2021 MEB bütçesinin yapıldığı güne gidelim. Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un 3 Kasım 2020’de, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda Milli Eğitim Bakanlığı Bütçesi görüşmelerinde söylediği cümle şu: ‘Biz iki senedir her sene 40 bin atama yapıyoruz zaten. Buradaki beklenti 40 bin az, 60 bin olsun; elbette 60 bin olsun, 80 bin olsun, 100 bin olsun. Biz bütçe imkânları içerisinde olabilecek atamayı yapacağız. Bu bütçede öğretmen ataması tabii ki var, sayısının yüksekliği konusunda bizim gayretimiz, çabamız, girişimlerimiz var. Bunun müjdesini de inşallah olduğunda paylaşmış oluruz sizlerle.’ Yani, zaten 40 bin atama kesin de. Milli Eğitim Bakanı 40 bin atamanın az olduğunu, bu sayının daha çok olmasını söyledikten birkaç ay sonra, Bakanlık tarafından 107 bin öğretmen açığı olduğu açıklandı. Sayıştay Raporu’na göre ise Türkiye’de 138 bin 393 öğretmen açığı var. Dün ise yapılan açıklamada öğretmenlere 20 bin atama müjdesi verildi, ayrıca bütçede aslan payının Milli Eğitim Bakanlığı’na verildiğini söylendi. Bütçeden aslan payı eğitime ayrılıyorsa, yüzbinlerce öğretmen neden atanmayı, öğrencilerine kavuşmayı bekliyor? Öğrenciler hala birleştirilmiş sınıflarda ders yapmaya devam ediyor? Neden 2 milyon 658 bin 40 öğrenci EBA’ya erişemedi? Yaklaşık 6 milyon öğrenci ise EBA’yı niçin etkin kullanamadı? Bu ülkede neden bir temizlik görevlisi bile olmayan okul var? Okullara neden yardımcı personel kadrosu verilmiyor, bu ihtiyaç İŞ-KUR üzerinden sözleşmeli olarak karşılanıyor? ÖSYM neden LGS’ye giriş ücretlerini masrafları karşılamak için 70 TL’den 90 TL’ye yükseltti ve fatura öğrencilere kesildi? Bunun örnekleri daha artırılabilir.

MEB BÜTÇESİ 18 YILDA 4 KAT KÜÇÜLDÜ

AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılında Millî Eğitim Bakanlığı bütçesinden eğitim yatırımlarına ayrılan pay yüzde 17,18 iken 2020 yılı itibarıyla yüzde 4,65'e geriledi, 2021 yılı bütçesinde ise bu payın yüzde 7,69'a çıkması öngörülüyor; ancak bu artış yeterli değil. Ayrıca, MEB merkezî bütçeden en fazla payı alan Bakanlıklardan biri gibi görünse de bütçesinin yüzde 81'i personel gideri ve SGK primi giderlerine gidiyor, geri kalan kısmı yatırımlara ayrılıyor. Bu bütçenin yetersiz olması, eğitim sisteminde sorumlulukların yerine getirilememesi anlamındadır. Bugün eğitim sisteminde yaşanan sorunlar bundan kaynaklanıyor. Öğretmenler, ücretli, kadrolu ve sözleşmeli olarak ayrıştırıldı. Biz ‘Öğretmen ücretli olmaz, sözleşmeli olmaz, kadrolu olur’ desek de öğretmen ihtiyacı ücretli öğretmenler ile karşılanmaya çalışılıyor. Bugün Türkiye’de 83 bine yakın ücretli öğretmen var. Oysa ataması yapılmayan yaklaşık 700 bin öğretmene, 20 bin atama müjde olarak açıklandı. Tüm ihtiyaç kadroları doldurulmalı, öğretmenler ücretli ve sözleşmeli değil, kadrolu atanmalı, statü, ek gösterge ve ek ders ücretleri iyileştirilmelidir.”