Fotoğraf sanatçısı Timurtaş Onan, son 20 yılda İstanbul’da yaşanan değişim ve dönüşümü anlattığı siyah beyaz karelerini “İstanbul Bir Garip Şehir” isimli kitapta topladı. Onan, “2000’li yıllardan itibaren kentin ve kente dair her objenin talan edildiği bir dönemin başlamasıyla hem sosyo-kültürel hem de sosyo-ekonomik açıdan büyük bir travma oluştu” diyor.

20 yıllık talanı belgeledi

Işıl ÇALIŞKAN

Fotoğraf çekmeye başladığı 80’li yıllardan bu yana İstanbul’u defalarca kadrajına alan fotoğraf sanatçısı Timurtaş Onan, sanatseverleri bu defa değişimin mekânlarına götürüyor.

Ressamların tuvallerine yansıttığı, şairlerin dizelerine döktüğü İstanbul…

Birçok duyguyu hissettiren yedi tepeli şehrin son 20 yılda belki de en ağır basanı toplumsal olarak şahit olduğumuz yanı değişimi ve dönüşümü oldu. 2000-2020 arasındaki sayısız dönüşüm ve değişimi nasıl karşıladık? Nasıl karşılıyoruz? Onan bizi bir katılımcı olarak bu soruya davet ediyor ve şehre dair tanıklık ettiğimiz sayısız değişimi hatırlatırken dönemsel gerçekleri yorumluyor. Sanatçı, İstanbul’un sosyokültürel değişimini, bu değişimin görsel kayıtları ile geleceğe ulaştırıyor. Onan ile vizörüne tanıklık eden şehri ve 20 yıldaki dönüşümünü konuştuk.

20-yillik-talani-belgeledi-837107-1.20-yillik-talani-belgeledi-837108-1.

HER TAŞIN ALTINDA BİR HİKAYE

Öncelikle İstanbul’un bir fotoğrafçı gözüyle nasıl bir önem atfettiği sorusuyla başlıyoruz sohbetimize. Onan, “Benim için yaşanmışlıkları ile sonsuz bir esin kaynağıdır. Şairlerin ve edebiyatçıların kentidir. Her kaldırım taşının altında bir hikâye yatar” yanıtını veriyor. “Bir Garip Şehir” kitabının belli bir tema altında olduğu için üç ayda toparlayabildiğini ifade eden sanatçı, “Benim kente hem mizahi hem dramatik bakışımı ifade eden karelerden oluşmuş koleksiyonum hazırdı zaten” diyor.

20-yillik-talani-belgeledi-837109-1.

DÖNÜŞÜM TRAVMASI

İstanbul’un 20 yıllık değişim ve dönüşümünü “travma” olarak özetleyen Onan, “2000’li yıllardan itibaren kentin ve kente dair her objenin talan edildiği bir dönemin başlamasıyla hem sosyo-kültürel hem de sosyo-ekonomik açıdan büyük bir travma oluştu” diyor. Bir gözlemci ve fotoğrafçı olarak bir zamanların varoşlarında yaptığı yürüyüşler esnasında hayretler içinde kaldığını ifade eden sanatçı, “80’li yıllarda Anadolu’dan göç sebebi ile kırsallarda yerleşim yerlerinde betonarme kentler oluşmuş. Dönüşüm öyle hızlı ilerliyor ki bazı bölgelerde, dev alışveriş merkezlerinin, rezidansların yanında keçi, koyun sürüleri görmek hâlâ mümkün. Sermayenin girmediği yer yok” diye konuşuyor.

20-yillik-talani-belgeledi-837110-1. 20-yillik-talani-belgeledi-837111-1.

SÖZDE RESTORASYON YAPILIYOR

Onan, şehre dair gözlemlerini şöyle anlatıyor: “Tarihi yarımada rant sonucu tam anlamıyla talan edildi ve edilmeye devam ediyor. Yakılan ahşap binalardan tutun Karagöz dekoru görüntüsünde sözde restorasyonlar her gün içimi acıtıyor. Beyoğlu 90’lardan itibaren kitapçıları, kafeleri ve sinemaları ile yeniden bir kültür caddesi kimliği kazanmıştı. 2000’lerde malum sermayeler tarafından ele geçirilerek, caddenin ruhunu veren birçok mekânın kapanması, yerlerine yemek ve giyim zincirlerinin getirilmesi ile tam bir yozlaşma başladı.” Fotoğrafları neden siyah beyaz sunduğunu sorduğumuzda ise “Projelerimin renkli mi, siyah beyaz mı, analog mu veya dijital mi olacağını en başta kararlaştırırım. cevabını veriyor ve sözlerini şöyle sonlandırıyor Onan: “Renk ve dokuları indirgediği için siyah beyaz fotoğraflar daha sadedir. Bu sadelik fotoğrafları biçim ve içerik olarak daha güçlü kılar. Fotoğrafı en saf haliyle gören izleyici kompozisyondaki öğelerin birbiriyle ilişkisini daha kolay kuracaktır. En hoşuma gidense siyah beyazın fotoğrafları zamansız kılması ve şiirsellik katması. Bu da İstanbul’a yakışıyor bence.”

20-yillik-talani-belgeledi-837112-1.20-yillik-talani-belgeledi-837113-1.20-yillik-talani-belgeledi-837114-1.20-yillik-talani-belgeledi-837115-1.20-yillik-talani-belgeledi-837116-1.