Müzik sektöründeki kriz salgınla birlikte derinleşti. Krizin çözülememesinde örgütsüzlüğün temel problem olduğu vurgulanırken 200 binin üzerinde müzik emekçisinin mağdur olduğu belirtiliyor.

200 bin müzik emekçisi mağdur

Işıl ÇALIŞKAN

Pek çok alanda ‘normalleşme’ adımları kapsamında koronavirüs sürecinin yarattığı mağduriyeti aşmak için harekete geçilse de müzik sektörü için hâlâ kayda değer bir adım atılmış değil. Zaten güvencesiz olan müzik emekçileri virüsle birlikte bu gerçekle daha sert şekilde yüzleşti. Kazançlarının neredeyse tamamını karşılayan canlı müzik sektörü kan kaybetmeyi sürdürürken bundan sonra ne olacağı belirsiz.

Müzik dünyasında örgütsüzlüğün temel sorun olduğu dillendirilirken bu süreçte 200 binin üzerinde müzik emekçisinin mağdur olduğu belirtiliyor. Dijitalleşmenin sektör için çok yetersiz olduğu vurgulanırken telif sorunu da bir kez daha hatırlatılıyor. Orkestra şefi ve Cemal Reşit Rey Konser Salonu (CRR) Genel Sanat Yönetmeni Cem Mansur, Müzik Eleştirmeni Murat Beşer ve BaBa ZuLa’nın vokalisti Murat Ertel ile konuştuk.


SANATÇININ EMEĞİNE SAYGILI OLUNMALI

Orkestra Şefi, CRR Genel Sanat Yönetmeni Cem Mansur:

200-bin-muzik-emekcisi-magdur-760392-1.

Canlı müzik yapanlar, özellikle kadrosuz, serbest çalışan müzisyenler en ağır etkilenenlerden oldu. Bu dönemde sanal ortamda müziğin paylaşılması, “Pekala böyle de oluyormuş” dedirtmek yerine bence, gerçek iletişimin ancak canlı müzikle olabileceği gerçeğini bir daha onayladı. İnternette ücretsiz paylaşımların, sanatçının emeğinin bedava olduğu yanılgısını genişleteceğinden endişeliyim. İnsanlar, bu zor zamanlarda, sanatçıların ürettiklerini tükettiklerini unutmamalı. Az sayıda müzisyen ve dinleyici ile açık hava konserleri başladı ama kapalı salonlarda sezon başlayınca yine az dinleyici olacak ve internette yayınlanan halini izlemenin, sembolik bile olsa bir ücret karşılığında olması bence çok önemli. Telif haklarına az saygı gösterilen bir ülkede bedavacılık kültürüne katkıda bulunmayalım.

SALGIN ÖRGÜTSÜZLÜĞÜ AÇIĞA ÇIKARDI

Müzik Eleştirmeni Murat Beşer:

200-bin-muzik-emekcisi-magdur-760393-1.

Bu ülkede müzisyenliğin (ya da aynı piyasada çalışan emekçinin) sayısız dramı var. Bunların başında da geçim sorunu yer alıyor. Salgın özellikle canlı performans dünyasını vurdu, ciddi bir işsizlik yaşandı. Memlekette hali hazırda 200 binin üzerinde müzik emekçisi mağdur. Aslında onlar salgın günlerinden önce tarifsiz sıkıntılar çekiyordu, şimdi de çekiyorlar. İşsizler, iş bulsalar bile sigortasızlar, hepsinden öte de örgütsüzler.

Salgın günlerinin en fazla açığa çıkardığı durum müzik piyasasındaki insanların örgütsüzlüğü oldu. Bu sorunlar sadece ve sadece örgütlenme ile aşılır, belli başlı mercilere el avuç açarak, sadaka alır gibi tepeden iş dilenerek değil.

Muhakkak müziği bırakan, ekmeğini başka kapıda arayanlar olacak. Müzik dünyasının içinde kalanlar için ise çok ciddi bir kazanç kaybı yaşanacak; tahminen yüzde 60 oranında. Geride kalanlar geleceklerini dijital dünyada kuracak, umutlarını bu dünyada sürdürmeye çalışacak. Bu da ortaya çıkan müziğin kalitesine olumsuz yansıyacak.

DİJİTALE HAPSOLURSAK SEYREYLE GÜMBÜRTÜYÜ…

Müzisyen Murat Ertel:

200-bin-muzik-emekcisi-magdur-760395-1.

Artık normalleşme, eskiye dönüş diye bir şey kalmadı. Yüzyıl hatta binyıl dönümünde pek bir şey olmadı ancak 2020’de gerçek çağ dönüşü takvimi başladı gibi geliyor bana. Her ne kadar yerleşik devletler dirlik düzenliklerinde sanatçılar egemenler tarafından dinlenmese de esas geleceği yaratan ressamlar yazarlar müzisyenler ve diğer sanatçılardır. Distopik sanat üretiminin öngördüğü noktada durmuşken yakın çağ ve değerlerinin bitişini hüzünle gözlemliyorum. Kafamda sorular var ya manyetik alanımız değişirse, ya internet olmazsa? Alemler arası yolculuk Kızılderililerden aborjinlere hep çok önemli olmuştur. Yalnızca dijital ve sanal alemde kalır ya da hapsolursak seyreyle gümbürtüyü...