Yeni neslin pek çoğu plajlarda müzik ile dans ederek içki içerek tüm yazlarını geçiriyor. Hiç denize girmeden gece eve döndüklerini düşündüğünüzde size garip gelmiyor mu?

2000’lerde doğmuş çocuklar

Yazının başlığı aklınıza pek çok konuyu getirebilir. Ben size tahmin etmeyeceğiniz bir bölümünden bahsetmek istiyorum. 2000’li yılların başlarında doğan gençler tam anlamıyla teknolojinin içine doğan, büyüyen ve ergenliğe giren nesil diyebiliriz. Bu neslin teknoloji sebebiyle önceki nesillerden çok farklı evrildiğini söyleyebilirim. Önceki nesiller eskiyi ve teknoloji dönemi arasında geçiş yaşamış farklı temeller üzerine yetişmiş olduğundan sınırı 2000’lere koymak durumundayız. Onlar evrimi görmemiş farklı bir model olarak topluma entegre olmuş denebilir. Entegrasyonları konusu ayrıca tartışılmalı çünkü gördüğüm, yaşadığım tecrübeler entegrasyondan çok eskilerin yenilere uyum sağlama çabasında olduğunu, 2000’lerin bildiğini okuyarak ilerlediğini gösteriyor.

BÜTÜN DÜNYÜ UĞRAŞIYOR AMA BAŞARILI ÖRNEK YOK

Görünen o ki aslında 2000 yılından önce doğanlar gerçekten her şeyi en sert şekilde yaşamak zorunda kalıyor. Bu evlerimizden başlıyor, okullarımıza ve artık iş ortamlarımıza kadar ilerlemiş durumda. Bir sonraki seçimlerde de bu neslin ilk kez oy kullanacak olması ise bambaşka bir araştırma konusu diyebiliriz. Üstelik bu yazdıklarım sadece Türkiye ile ilgili değil. Tüm dünya bu zorlu süreci aynı anda geçiriyor. Pek çok ülke bu dönüşüm ile ilgili tedbirler almaya çalışsa da tam anlamıyla başarılı olmuş bir örnek benim bildiğim henüz yok. Dünyayı teknolojik olarak kurgulayanlar işin bu boyuta gelmesinden dolayı ne derece rahatsız ya da mutlu bilemiyorum ama bazıları kesinlike bu durumdan büyük fayda sağlarken toplumun büyük bir bölümü çok büyük hasarlar alarak süreci yaşamaya devam ediyor.

KARANLIKTA YOL BULMAYA ÇALIŞMAK

Biraz daha detaylara girelim…

Yeni nesil iletişim konusunda bambaşka yöntemler kullanıyor. Mesela biri ya da birileriyle buluşacaksa telefonla konuşmuyor, Whatsapp ile yazışmıyor. Tek yaptığı Snapchat üzerinden açtığı harita ile listesine eklediklerini görerek yanlarına gidiyor. Burada da bir filtreleme var tabii ki, istediklerinin konumunu görmesine izin veriyor, istemediklerinin konumunu görmesine izin vermiyor. Bulunduğu lokasyona yakın olanlarla anlık planlama yaparak anı yaşıyor. Aileler ile iletişimleri sadece kendilerinin verdiği sınırlar dahilinde hatta tek taraflı diyebiliriz. Bir şeyler talep etmek için aile ile iletişim kuruluyor. İstenilen cevap ya da sonuç alındıktan sonra sistem yüzünüze kapatılıyor. Pek çok psikolog ve psikiyatrist ile konuştuğumda aslında bu konuda ailelerin neyi nasıl yönetebileceklerini tam olarak çözemediklerini gördüm. (İstisna durumlar elbet vardır.) Bunun en büyük bence sebebi yeterince vaka görülmemiş olması. Olay daha çok yeni ve eski bilinenlerin hiçbirisi bugün için iş yapmayan çözümler. Maalesef bu dönemi yaşayan aileler çok çaresiz ve umutları tükenmiş durumda. Kimese neyi nasıl idare edeceğini bilmiyor, çözüm üretemiyor. Deneme yanılma, kör topal ilerleyerek karanlıkta yol bulmaya çalışıyor.

Yeni dünyanın sistemi beğenmek, beğenilmek ve harika hayatlar yaşıyoruz eksenine oturtulmuş durumda. Maalesef çok cahil kalan büyük bir kesim var. Üstelik yetişkinlerde de ağır vakalar görülmekte. Bu gençlerimiz bunun daha büyük etkisini yaşıyorlar. Üstelik en ufak bir farkındalıkları yok! Kendilerini o kadar yüzeysel bir şekilde geliştirmiş durumdalar ki gerçek hayatla karşılaştıklarında ne yapacakları konusunda en ufak bir fikirleri bile yok. Tabii ki kendini çok iyi geliştirmiş, geleceğe hazırlamış çocuklarımızda geliyor. Hiçbir şekilde hepsi kötü durumda demiyorum ama büyük çoğunluk zarar görerek yeni dünyanın, gerçek dünyaya dönüşme anına tanıklık edecekler. İşte o zaman akla şu komplo teorisi ister istemez geliyor: “YAPAY ZEKA”

BİREYSELLEŞMEYLE UFUKTA BELİREN TEHLİKELER

Kendi kendine yetmekte güçlük çeken, büyük çoğunluğu vasıfsız seviyelerinde olan bu nesle birilerinin yardım etmesi gerekecek. Hayatımızı kolaylaştıran, bizim için pek çok mesleği, işi, çözümü üreten “yapay zeka” belki de bu neslin hayatta kalmasını sağlamak için tasarlandı!

Bu tabii ki bir komplo teorisi. Yeni nesil gerçek dünyaya belki de bizden çok iyi adapte olacak ve çok daha rahat yaşayacak bunu da düşünmek gerek. Endişemin sebebi aslında çok fazla ‘ben’ odaklı olmaları, bizim çok önemsediğimiz, değer verdiğimiz kavramları önemsemiyor olmaları olabilir. Yarı android bir insan ırkına doğru da evriliyor olabiliriz. Bunların hepsini zaman gösterecek ama 2000’li yılların başında doğanlar anlattığım birçok şeyin farkında bile olmadığı için çok rahatlar. Sıkıntıyı yine biz yaşıyoruz. O zaman bizim belki evrilmek için terapilere ihtiyacımız da olabilir. Kim ne derse desin ben halimden çok memnunum. Bir teknoloji yazarı olarak yaşadığım hayatı seviyorum. Arkadaşlarımla yüz yüze sohbet etmeyi, denize girmeyi, sinemaya gitmeyi seviyorum. Düşünün belki fark etmişsinizdir. Yeni neslin pek çoğu plajlarda müzik ile dans ederek içki içerek tüm yazlarını geçiriyor. Hiç denize girmeden gece eve döndüklerini düşündüğünüzde size garip gelmiyor mu? Özellikle “gelişmiş” (kime göre gelişmiş kime göre dejenere olmuş) büyük şehirli gençler gerçekten göz teması kurmamaya özen gösteriyor. Yazışmalarda başka, yanınızdayken bambaşka biri gibi davranıyor. Sinemaya gidiyor ama gittiği filmin ismini bile bilmiyor. Herhangi bir şeye 10 dakika seviniyor ya da üzülüyor. Dikkat edin bakın söylediğim pek çok şeyi “evet ya gerçekten öyle” diyerek tepki vereceksiniz. Bakın tekrar söylüyorum tüm 2000’li ler için elbette durum bu şekilde değil. Harika pırıl pırıl gençlerimiz de var. Süper başarılar elde eden, sosyal sorumluluk konularında duyarlı, yardımsever. Benim söylediğim taraf bardağın boş tarafı. Bu boş taraf maalesef bana biraz fazla gibi görünüyor. O yüzden böylesine endişeli bir yazı yazma ihtiyacı hissettim. Sizler de görüşlerinizi benimle paylaşırsanız sevinirim.

Zamanlama özelliği geliyor

Twitter’a yeni gelecek özellikle birlikte kullanıcılar artık tweetlerini zamanlayarak paylaşabilecek. Yeni özellik şu an sınırlı sayıda kullanıcıyla test ediyor. Masaüstünde kullanılacak olan özellik kapsamında kullanıcılar, paylaşmak istedikleri tweetleri zamanlayabilecekler. Kullanıcılar Twitter’ın masaüstü internet sitesi üzerinde, hazırlanan tweeti alt tarafta bulunan menü aracılığıyla zamanlayabilme özelliğine sahip olacak. Belirlenen zaman geldiğinde hazırlanan tweet otomatik olarak paylaşılabilecek. Normalde otomatik tweet atmak için farklı bir uygulama kullanmak gerekiyor. Ancak artık Twitter’ın kullanıcılara sunacağı özellik sayesinde başka herhangi bir uygulama kullanmak zorunda kalınmayacak.

2000-lerde-dogmus-cocuklar-652939-1.

Cevap gizlemek artık mümkün

Twitter’da artık kullanıcılar attıkları Tweet’e gelen yanıtları saklayabilme imkanına sahip olacak. Böylece kullanıcılar oluşturdukları flood’daki farklı yanıtları, konu ile ilgisiz ve uygunsuz içerikleri saklayabilecek. Twitter’dan yapılan açıklamaya göre yeni özellik tüm dünya ile aynı anda Türkiye’de de devreye girecek. Kullanıcıların attığı Tweet’ler üzerinde daha fazla kontrole sahip olmasını sağlayacak yeni özellikle, oluşturulan bir tweet veya flood’da diğer kullanıcıların yanıtları saklanabilecek ve yanıtlarla oluşan kirlilik engellenebilecek. Kullanıcı paylaştığı Tweet sonrası gelen yanıtlardan istediğini saklama seçeneğine sahip olacak. Yeni özellik, iOS, Android, Twitter Lite ve twitter.com’da kullanıma sunulmaya başlayacak. Yeni özelliklik kullanıcıya verilen yanıtları tamamen silme hakkını tanımıyor. Kullanıcı sadece verilen yanıtları saklama hakkına sahip olabilecek. Twitter yeni özellikle kullanıcı yanıtları gizleme seçeneğini sunduğu anda kullanıcıya ilgili kişiyi engellemek isteyip istemediğini de soracak.

Geçici ölüm tekniği denendi

ABD’de bilim insanları ilk kez bir hastayı anabiyoz (geçici ölüm) durumuna sokarak ameliyat etmeyi başardı. New Scientist’in haberine göre yapılan denemenin amacının, ağır yaralanma durumlarında cerrahi müdahale süresini uzatarak hastanın kurtarılması için zaman kazanmak olduğu belirtildi. Yeni yöntem, örneğin ateşli silah veya bıçakla yaralanan ve hayati tehlikesi bulunan hastaları canlandırma önlemleri kompleksine deney niteliğinde dahil edildi. Deney, ABD Gıda ve İlaç İdaresi (FDA) tarafından onaylandı. Deney sırasında yaşamı doğrudan tehdit altında olduğundan hastanın onayına gerek duyulmayacak. Test sonuçlarının 2020’nin sonuna kadar açıklanacağı belirtildi.

Stoltenberg: Uzay yeni harekât alanımız olacak

NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, “Uzayın, hava, kara, deniz ve siberin yanı sıra yeni harekât alanı olmasına karar verdik” dedi. Stoltenberg, uzaya silah yerleştirme gibi bir planlarının olmadığını ancak NATO olarak birliğin sivil ve askeri çıkarlarını her alanda korumakla mükellef olduklarını söyledi.
Stoltenberg, uzayın hava, kara, deniz ve siber gibi bir harekât alanı olarak değerlendirilmesi konusunda tüm müttefiklerin anlaşmaya vardığını duyurdu. NATO, ayrıca uzaydaki varlıklarını da paylaşmanın yollarını arıyor.

“Uzayı bir operasyon alanı haline getirmek, görevlerimizin başarısı için tüm varlıkların dikkate alınmasını sağlamaya yardımcı olacak” diyen Stoltenberg, “Mesela bu, NATO planlayıcılarına müttefiklerinden uydu iletişimi ve veri görüntüleme gibi hizmetler talebinde bulunabilme şansı sağlayacaktır” ifadesini kullandı.

Stoltenberg, yörüngede 2 bin uydunun bulunduğunu ve bu alanın ittifakın savunmasında merkezi olduğunu belirtti.

Stoltenberg, “Uzay, dünyadaki günlük yaşamımızın bir parçası. Barışçıl amaçlarla kullanılabilir. Ancak çok agresif şekilde de kullanılabilir. Uydular devre dışı bırakılabilir, hacklenebilir veya silah haline getirilebilir. Anti-uydu silahlar hava yolculuğu, hava durumu tahmini, bankacılık gibi toplumların uydulara güvendiği alanlarda iletişim ve diğer hizmetleri engelleyebilir” dedi.

ABD Başkanı Donald Trump, geçtiğimiz yıl yaptığı bir açıklamada uzayın artık bir çatışma alanı olarak değerlendirilmesi gerektiğini söylemiş ve bu doğrultuda ABD’nin de uzayda askeri bir güç kurması gerektiğini ifade etmişti. Trump’ın açıklamalarından sonra resmi adımlar da atıldı. ABD, 2020 yılı itibarıyla tıpkı kara, hava ve deniz kuvvetleri gibi bağımsız bir uzay kuvvetlerine sahip olacak.

2000-lerde-dogmus-cocuklar-652938-1.

‘Google ve Facebook hak ihlali yapıyor’

Uluslararası Af Örgütü, Facebook ve Google tarafından kullanılan veri toplama modellerinin, insan haklarına yönelik tehdit içerdiğini açıkladı.
Af Örgütü, insanlara ücretsiz çevrimiçi hizmetler sunduktan sonra, onlar hakkında bilgi toplayıp para kazanmanın, düşünce ve ifade özgürlüğü dahil olmak üzere çok sayıda insan hakkını ihlal ettiğini savundu.

“Google ve Facebook, kişileri analiz etmek, onların ilgi alanlarına, niteliklerine ve davranışlarına ilişkin tahminler yapmak için kullanıcıların verilerini toplayıp kullanıyor. Bu iki şirket, ne yediğimiz, nereye gittiğimiz, kiminle konuştuğumuz, ne konuştuğumuz ve ne okuduğumuz hakkında kapsamlı bilgi topluyor” diye devam eden Uluslararası Af Örgütü, “Google ve Facebook eliyle özel hayatın sürekli ihlali, bu şirketlerin pazarda hakim konuma gelmesinin ve küresel kamusal alanda kontrolü ele geçirmelerinin sonucu” diye ekledi.

Af örgütü, hükümetleri, kullanıcı gizliliğini korumak için önlemler almaya çağırdı.