Değerlendirmeye kaldığımız yerden devam ediyoruz. Programın en zayıf halkasını, büyümenin itici güçlerinden biri olarak kurgulanan


Değerlendirmeye kaldığımız yerden devam ediyoruz. Programın en zayıf halkasını, büyümenin itici güçlerinden biri olarak kurgulanan özel sektör yatırımları oluşturuyor. Çünkü Programda özel kesim sabit sermaye yatırımlarında öngörülen yüzde 7’lik reel artışın (sabit fiyatlarla artış) hangi saiklerle gerçekleştirileceğine ilişkin hiçbir somut öneriye yer verilmiyor. 2009 yılında yatırımları reel olarak yüzde 21 oranında gerileyen ve mevcut kapasitesinin kullanımını artırmakta zorlanan özel sektörün yeniden yatırım yapar bir konuma nasıl getirileceği yanıtlanması gereken kritik bir sorudur. Oysa Programda sorun bir kaynak sorunuymuş gibi algılanıyor. Sorun yanlış algılanınca doğal olarak önerilen “kamu kesimi borçlanma gereğinin tedrici bir şekilde azaltılması” çözüm önerisi (bk. sayfa 77) de yanlış oluyor. Programda örtük olarak özel sektör yatırımlarının kamu harcamaları nedeniyle dışlandığı varsayımı gerçekçi bir değerlendirme değil. Böyle bir olasılık, ekonominin fiili durumunun potansiyeline yakın bir düzeyde olduğu konjonktürlerde mümkündür. Oysa ekonomide kapasite kullanım oranlarının çok düşük düzeylere gerilediği kriz ve resesyon dönemlerinde –bugün olduğu gibi- kamu harcamalarının dışlama etkisi söz konusu değildir. Aksine kamu harcamalarının (özellikle kamı yatırımları) artışı ekonomideki çoğaltan-hızlandıran mekanizmalarını harekete geçirerek üretim ve milli gelir düzeyinin yükselmesine neden olur. Yani bu tür konjonktürlerde kamu harcamaları özel yatırımların tamamlayıcısı konumundadır. Ayrıca, kriz koşullarında özel yatırımları azaltan temel nedenin kamu harcamalarının tetiklediği faiz oranı değil (çünkü kamu harcamalarının artması harcamaların borçlanmayla finanse edilmesi sonucu faizler üzerinde yukarı doğru bir baskı oluşturur), gelir düzeyindeki gerileme ve geleceğe yönelik beklentilerde kötüleşme olduğu belirtilmelidir (Benzer bir değerlendirme için, Mülkiye Araştırma Merkezi MAR’ın bizim de içinde yer aldığımız kriz çalışa grubunun Temmuz 2009 tarihli 2008 Yılı Katılım Öncesi Ekonomik Programı’nı eleştiren “2008 Yılı Katılım Öncesi Ekonomik Programı, Makroekonomik Çerçevesinin Değerlendirilmesi” başlıklı raporuna bakılabilir. Raporun bulunduğu web adresi şöyle: www.mulkiye-mar.org).
Büyümenin özel sektör yatırımları ile birlikte özel tüketim harcamalarıdır. 2010 yılında bu kalemde reel olarak yüzde 2,5’lik bir artış öngörülüyor. Ancak Programda işçi, memur ve köylülerin reel gelir düzeylerinde bu artışı emebilecek, sağlayabilecek bir artış öngörülmüyor. Yani hanehalklarının öngörülen satın alma gücündeki artışla özel tüketim harcamalarında öngörülen bu artışı yakalayabilmek mümkün gözükmüyor. Bu durumda, başta emekçiler olmak üzere geniş halk yığınlarının borçluluk düzeyinde ciddi bir artış olması kaçınılmaz olacaktır.
Programda yer alan makroekonomik politika öneriler ise 2010-2012 dönemini kapsayan Orta Vadeli Program (OVP)’dan noktasına virgülüne dokunulmadan aynen aktarılmış. Burada yeniden bir değerlendirme yapılmayacaktır. Çünkü bunların ayrıntılı bir değerlendirmesi OVP ile ilgili yazımızda yapılmıştı.