2011 Yılı Programı (YP) 28 Ekim 2010 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanmış bulunuyor.

2011 Yılı Programı (YP) 28 Ekim 2010 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanmış bulunuyor. 2011-2013 dönemini kapsayan Orta Vadeli Program (OVP)’ın ilk yılına karşılık gelen 2011 YP, kriz öncesinde benimsenen sıcak paraya dayalı, istihdamsız büyüme stratejisine yeniden dönüşü müjdeliyor. “Müjdeliyor” nitelendirmesini bilinçli olarak yapıyoruz, çünkü kriz öncesinde var olan ekonomik yapı adeta kutsanıyor ve sistemin sorunlu, kırılgan yapısı görmezden geliniyor. 2010 yılında kriz öncesi makro ekonomik göstergelere işsizlik dışında yeniden dönülmüş olması 2011 yılının sorunsuz olacağı anlamına gelmiyor. Çünkü kriz öncesinin kırılgan yapısı dış veya iç bir şokun tetiklemesiyle her an patlamaya hazır bir durumda.

Değerlendirmeye girmeden önce geliniz programı mercek altına alalım. Program, her zamanki gibi beş bölümden oluşuyor. Birinci bölümde makro ekonomik amaç ve politikalar; ikinci bölümde makro ekonomik gelişmeler ve hedefler; üçüncü bölümde kamu maliyesinde gelişmeler ve hedefler; dördüncü bölümde gelişme eksenleri itibariyle sektörel politikalar, son bölümde ise dış ekonomik ilişkiler ele alınıyor. Programın can alıcı bölümünü birinci bölüm oluşturuyor. Diğer bölümler birinci bölümde yer alan amaç ve politikaları ayrıntılandırıyor. Dolayısıyla, değerlendirmemiz birinci bölüm üzerine olacaktır.

Önce sözünü ettiğimiz birinci bölümde ortaya konulan program amaçlarını özetlemeye çalışalım. OVP’de ortaya konulan temel amaçlar da dikkate alınarak amaçlar şöyle sıralanıyor:

·         Küresel krizden çıkış sürecinde büyümeye istikrar kazandırılması,

·         İstihdamın artırılması,

·         Kamu dengelerinin iyileştirilmesi,

·         Fiyat istikrarının sağlanmasına yönelik olarak enflasyonun daha düşük seviyelere indirilmesi,

·         Cari açığın kontrol altında tutulması.

Ardından makro ekonomik politikalar sıralanıyor. Makro politikalar ise büyüme ve istihdam, maliye politikası, ödemeler dengesi, para politikası ve fiyat istikrarı alt başlıklarıyla ayrıntılı hale getiriliyor. Bunlardan önemli bulduklarımızı (bunların bir kısmı 2010 YP’sinde de yer alıyor. Bu açıdan bakıldığında 2011 YP’si 2010 YP’sinin devamı niteliğindedir)şöyle sıralayabiliriz.

·         Büyümenin finansmanında dış kaynağa olan bağımlılığı azaltmak amacıyla başta kamu tasarrufları olmak üzere yurt içi tasarrufları artırma amaçlı politikalar

sürdürülecektir.

·         Ekonominin istihdam yaratma kapasitesinin artırılması amacıyla işgücünün niteliğini yükseltecek ve işgücü piyasasının esnekliğini artıracak kurumsal ve yapısal düzenlemeler hayata geçirilecektir. Bu çerçevede özellikle KOBİ’lerin rekabet gücü ve istihdam yaratma kapasiteleri artırılacak ve bölgesel dinamikler

harekete geçirilecektir.

·         Sağlık hizmetlerinin kalitesinden ödün verilmeksizin ilaç ve tedavi harcamalarını daha akılcı hale getirmeye yönelik tedbirler alınmaya devam edilecektir. Üniversite hastanelerinin finansman sıkıntılarının giderilmesine yönelik yapısal tedbirler alınacaktır.

·         Doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının ülkeye girişinin hızlandırılmasına, yatırımların ve

Ar-Ge faaliyetlerinin desteklenmesine, istihdamın artırılmasına ve bölgeler arası gelişmişlik farklılıklarının azaltılmasına yönelik vergi politikalarının uygulanmasına devam edilecektir.

·         Atıl vaziyette bulunan Hazineye ait taşınmazlar, ilgili kamu kurum ve kuruluşlarıyla koordinasyon içerisinde, geliştirilecek projeler vasıtasıyla ekonomiye kazandırılacaktır.

·         KİT’lerin belirli bir takvim ve strateji çerçevesinde özelleştirilmesi çalışmaları kararlılıkla sürdürülecektir.

·         KİT’lerin atıl durumda bulunan gayrimenkullerinin değerlendirilmesinde rayiç bedel esas alınacaktır. KİT’lerin atıl olmayan gayrimenkullerinin devri, işletmenin verimliliği, bütünlüğü ve çevre sağlığı gibi hususları olumsuz etkilemeyecek şekilde mümkün olabilecektir. Kamu kurum ve kuruluşlarının KİT’lerin gayrimenkullerine ilişkin devralma taleplerinin değerlendirilmesinde 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu hükümleri esas alınacaktır.

·         Üretim ve ihracatın ithalata olan yüksek oranlı bağımlılığını azaltmak amacıyla özellikle ara malları ve yatırım mallarında yurt içi üretim kapasitesini artırıcı politikalara ve desteklere devam edilecektir.

·         Finansal istikrara ilişkin gelişmelere bağlı olarak, makroekonomik riskleri azaltıcı bir politika aracı olarak zorunlu karşılık oranları daha aktif bir şekilde kullanılabilecektir.

·         Piyasa derinliğinin kaybolmasına bağlı olarak kurlarda sağlıksız fiyat oluşumlarının gözlenmesi durumunda döviz satım ihaleleri yapılabileceği gibi spekülatif davranışlar gözlenmesi durumunda piyasaya doğrudan müdahale edilebilecektir.

Geliniz, temel makro ekonomik hedeflere ilişkin verileri ve Programın bir bütün olarak değerlendirmesini gelecek yazıya bırakalım.