2014 Beşiktaş 1- Totenham 0 ve 2018’de gelinen nokta

Geçen hafta, sayısal verilerle Beşiktaş-Totenham arasındaki gelişim sürecini, kâr fayda analizi çerçevesinde inceleyerek aradaki farkı anlatmaya çalışmıştım.

Bu hafta da ısrarla buna devam etmek istiyorum. Şampiyonlar Ligi’nde oynanan iki maçın karşılığını iyi analiz etmek gerekiyor. Çünkü kötü yönetilen bir kulübün algı manipülasyonuyla çok iyiymiş şekilde pazarlanmasının olumsuz sonuçlarını herkesin görmesi gerekiyor.

Sürece 2014’ten başlayalım. UEFA Kupası’nda Totenham ile Beşiktaş aynı gruptaydı. İlk maç Londra’da 1-1 bitti. İstanbul’daki ikinci maçı Beşiktaş 1-0 kazandı.

Beşiktaş’ın başında Slaven Bilic, Totenham’ın başında Mauricio Pochettino vardı.

Gene sayılarla yola devam edelim. 2014’te Totenham’ın takım lisans değeri 266,10 milyon avro idi. Beşiktaş’ın takım lisans değeri 123,6 milyon avro idi. Fark, Totenham lehine 2,1 kat. Beşiktaş için önemli bir değer gözüküyor.

Bugün Totenham’ın toplam lisans değeri 706 milyon avro. Beşiktaş’ın toplam lisans değeri 96,28 milyon avro. Aradaki farkı anlamak ve anlatmak sanırım imkânsız. Kimse kalkıp Beşiktaş için hem teknik bakımından hem de yönetim bakımından iyi yönetiliyor demesin! Fark ise, gene 7,3 kat Totenham lehine. Ki Beşiktaş değer kaybetmiş durumda.

Olayın sağlamasını yapmak için bir değerlendirme daha yapmakta fayda var. İki tane bugün için önemli oyuncuları kıyaslamak istiyorum ki hem oyuncu gelişimi hem de takımın gelişimi açısından farkı iyi anlayalım.

Henry Kane’in 2014’teki lisans değeri 2,750 milyon avro iken, Cenk Tosun’un lisans değeri 6,750 milyon avro idi. Fark, Cenk’in lehine 2,5 kattı.

Bugüne bakalım: Henry Kane’in lisans değeri 120 milyon avro. Cenk Tosun 22 milyon avroya Everton’a satıldı. Fark, Kane’nin lehine 5,5 kat! Değişime bakar mısınız!

Totenham’ın antrenörü hâlâ Mauricio Pochettino, Beşiktaş’ın antrenörü ise Bilic’ten sonra üstad (!) Şenol Güneş oldu.

Geçen haftaki yazıda da belirttiğim üzere Beşiktaş ile Totenham ‘B’ kategori takımları. Totenham ‘A’ kategorisinden Juventus ile eşleşerek, Torino’da 2-0 yenik duruma düşmesine rağmen maçı 2-2 bitirdi. Bir İtalyan takımı olan Juventus karşısında 2-0 mağlubiyetten 2-2 skoru yakalamak çok anlamlı bir şey.

Beşiktaş ise Şampiyonlar Ligi’nde ilk defa bir ‘A’ kategorisinden takımla eşleşti. Bu takım Bayern Münih’ti ve maçı 5-0 kaybetti.

Yıl 2014, yıl 2018 aradan geçen süre 4 yıl. Ülkemizin en önemli kulüplerinden birinin yönetiliş şekliyle teknik direktörünün donanımı arasındaki fark böyle değişiyorsa, bir şeyleri sorgulamak lazım.

Borç sarmalına girmiyorum bile…

Menajerlere ödenen komisyonlara (….) girmiyorum bile...

Kulüp tarafından Bayern karşılaşması öncesinde en önemli oyuncunun satılmasının anlamı, bu maçtan bir beklentilerinin olmaması anlamına geliyor. Yerine alınan iki forvet oyuncunun biri 36 yaşında, diğeri ise resimler dışında görülmedi. Ve 4,5 milyon avroya alınan stoper ise kiraya verildi!

Ama başkan cin gibi ve çok başarılı. Hele o sosyal sorumluluk klibi yok mu? Murat Boz halt etmiş.

Güneş Efendi hâlâ Negredo’yu kulübede tutuyor. Sanırım oynatmaya kıyamıyor. Bundesliga’da yetişmiş ve Bayern Münih’e karşı defalarca oynamış ve çok başarılı olan Tolgay’a ise ilk on birde yer bile vermiyor. 36 yaşındaki Love’dan medet umuyor!

Totenham’ın teknik direktörü ile santraforlarını Real Madrid isterken, Beşiktaş en iyi oyuncusunu ancak Everton’a satabildi. İşte sonuç olarak gelinecek nokta bu.

Beşiktaş saha içinde de saha dışında da çok kötü yönetiliyor. Öncelikle Beşiktaş’ın seyircisinin bunu kabul edip bir tepki ortaya koyması gerekir. Ondan sonra genel kurul üyeleri belki beklentilerini bir kenara bırakarak doğru yönetimi seçerler.

Sonuç: Kulüp Çinli ya da Katarlı bir şirkete satılmaya kadar gider.