Geçen hafta bu köşede, dünya çapında 2014’ün 10 futbol olayını yazmıştık, sıra Türkiye’ye geldi. Konu futbol ve Türkiye olunca bu listeyi 10 değil 100 tane bile yapabiliriz aslında.

1-Gökhan Töre hadisesi: Öyle bir olaydı ki, kaynayan bir kazandan farksız ülke futbol gündemi bile olanları yadırgamıştı. Üçü de ulusal takımda oynayan 25 yaşın altındaki gençlerden birisi ve arkadaşı, diğer ikisinin, ulusal takım kampında kaldığı otel odasını basıp ağızlarına silah dayamıştı. Gerekçe bir gönül ilişkisiydi. Üstelik olayın mağdurlarından birisinin babası, hadiseyi basına 1 yıl sonra açıklamasa kimsenin bundan haberi olmayacaktı. Olay ortaya çıktığında anlaşılan Yıldırım Demirören ve Fatih Terim’in de süreci tam bir amatör gibi yönettiği oldu.

2-Ünal Aysal: Başlı başına bir olaydı Aysal bu sene. Galatasaray başkanlığını aniden bırakması, öncesindeki Prandelli tercihi, Prandelli’nin kovulmadan 1 hafta önce kendisine verildiğini iddia ettiği absürd sözler ve Aysal’ın isminin üzerinde dolaşan “kaçıp gitti” söylentileri. Hâlâ yapacağını söylediği meşhur basın toplantısını bekliyoruz.

3-Cesare Prandelli: Kısa keselim. İtalyan hoca geldi, kadro seçimi, oyun felsefesi, diziliş, oyuncu değişiklikleri, eski yönetimle ilişkisi, yeni yönetimle ilişkisi, taraftarla ilişkisi, oyuncularla ilişkisi. Bunların hepsinde müthiş bir istikrar tutturarak ülkeden ayrıldı. Berbat performans istikrarı ancak böyle resmedilebilir.

4-Euro 2016 hayalleri: Hiddink ile düşüşe geçen Hollanda, kalemize topu ancak elle 3 defa getirebilecek İzlanda, “takım olmayan” Çek Cumhuriyeti’nden aldığımız dersler tarihimizin bir tekerrüründen ibaret aslında. Ama olayın vehametini anlamak için “2. Lig’de oynasa küme düşer” ayarındaki Letonya’yı dahi mağlup edemeyeşimiz gerekiyormuş. Halbuki ayan beyan ortada olan sorunlarımızı görmek için bu kadar dibe vurmak gerekmiyordu.

5-Hop-on Hop-off Beşiktaş: Turist otobüsü gibi Beşiktaş bu sene. Turneye çıkmış rock grubu da diyebilirsiniz. Bir hafta bir şehirde, öteki hafta diğer şehirde maçlarını oynuyor. Bu şekilde şampiyon olurlarsa Türkiye değil, dünya tarihindeki en ilginç şampiyonluklardan birisine imza atacaklar. Takımla beraber kendisini de geliştiren Slaven Bilic’e de övgü göndermek gerekiyor.

6-Ersun Yanal: Bir teknik adamın sportif başarısızlıklar ve yönetimle olan anlaşmazlıkları sebebiyle görevden alınmasına sıkça rastlamıştık, ama Ersun Yanal, lafı dolandırmayalım, karşı cinsle olan gönül ilişkilerini, futbol takımından daha üstün tuttuğu gerekçesiyle Fenerbahçe’den uzaklaştırıldı. Bu konuda çok daha tutucu bir şehir olan Trabzon’da işe başlaması da olayın ironisi.

7-Passolig: Süper Lig 2013-14 sezonunda ortalama futbol seyircisi sayısı açısından dünyada 21. sıradaydı. Endonezya, Cezayir, Avustralya, Çin ve Japonya’nın arkasında. Bu sezon rakam 6 bin 200 civarında. Geçen sezon bu rakamla Japon 2. Ligi’nin arkasında, Almanya 3. Ligi’nin önünde 43. Olabilirdik. Artık bu sene oluruz.

8-Vahid Halilhodzic: 21 oyuncu transfer edip 18 tane gönderen bir takıma bir de yeni bir hoca geliyorsa, o takımın oturması için nereden baksanız 18 ay gerekir. Ama ne Trabzon’un ona bu süreyi verme niyeti vardı ne de onun bu süreyi almaya. Bosnalı, ülke futbolunun karmaşasında, sürekli şikayet eden, pişmanlığını dile getiren ve hatta kendisine gelen teklifleri cep telefonundan basınla paylaşan bir medya malzemesine dönüştü. Bu ilişki baştan hataydı.

9- Depderin Futbol: Artık fenomen olarak görülen bir spor tartışma programımız var. Seveni çok, sevenlerini eleştirenler de. Bu başka bir yazının konusu, ama Derin/Beyaz Futbol’un ülke futbolunda gündemi belirlediği bir gerçek. Zira gereğinden fazla ciddiye alınıyorlar. Programda adı geçen başkandan futbolcuya, teknik direktörden yöneticiye bir çok isim, programı kaale almamak yerine telefonu eline alıp, bu beşinci sınıf orta oyunu gösterisinin ekmeğine yağ sürmekten hiç çekinmediler.

10-Batuhan Karadeniz: 6 aydır Sivasspor’da ve hala kadro dışı kalmadı. Tehlikenin farkında mısınız?

Yeni yılda herkese mutlu ve sağlıklı bir 2015 diliyorum.