2016/2017 Premier Lig sezonu başlarken…

1892 senesinde kurulmuş Liverpool FC, haziran ayında 124. yaşını kutladı Ada futbolunun gelmiş geçmiş en başarılı takımı. Nice mutlu senelere… Köklü tarihlerinde sadece 22 teknik direktörle çalışmışlar, şimdilerde takımın başında 49 yaşındaki Alman Jurgen Klopp var; hedef takımı eski şaşaalı günlerine döndürmek. Dortmund’dan ayrılırken geride kazandığı iki Bundesliga şampiyonluğu, Almanya Federasyon Kupası ve iki Süper Kupa bırakıyordu, kulüp tarihinin Ottmar Hitzfeld ile birlikte en başarılı hocası. Dortmund’un başındayken Westfalen Stadı’nda oynadıkları maçlardan sonra genelde evine yürüyerek dönermiş. “Yürürken o günkü maçın analizini yapmak için zamanım olurdu” diyor söyleşilerinde…

2015 senesinin Ekim ayında Liverpool’un başına geçmiş, geçen sezon Premier Lig’i 8. sırada bitirmiş, UEFA Kupasında final oynamışlardı. “Aradan zaman geçti ama final maçında aldığımız yenilginin acısı hala geçmedi!” diyor The Guardian’a yeni sezona dair beklentilerini anlattığı söyleşisinde. Yeni sezonda Avrupa kupalarına yer almayacaklar. Bu sezon hedefleri ligi ilk dört içinde bitirip gelecek sezon Şampiyonlar Liginde yer almak. Takımın kondisyonunu geliştirme adına, Bayern Münih’teki değişimi fırsat bilip, kulübün kondisyoneri Andreas Kornmayer ve diyetiysen Mona Nemmer’I saflarına kattılar. Yenilerin içinde en göze batanı 35 milyon Sterlin karşılığında Southampton’dan transfer edilen 24 yaşındaki Senegalli Sadio Mane, Ada futbolunun en pahalı Afrikalı futbolcusu. 2014-2015 sezonunda Aston Villa karşısında 176 saniyede attığı üç golle ligdeki en çabuk hat-trick rekorunu elinde bulunduruyor…

Takımın bu aralar en büyük sıkıntısı liderlik vasıflarına sahip oyuncusu olmayışı. Steven Gerrard’ın vedasından sonra Emre Can veya Mamadou Sakho’nun kaptanlığa getirilmesi düşünülmüş ama iki oyuncusunun da bu konuda yeterli tecrübeye sahip olmadığını düşünüyor Klopp. Sezona zor bir giriş olacak onlar adına, ilk beş maçta Arsenal, Tottenham Hotspur, Leicester City ve Chelsea ile karşılaşacaklar. Premier Lig şampiyonluğunu kazanmalarına bire dokuz veriyor bahis şirketleri…

• • •

Ligin ilk haftasında, güneşli bir Londra pazarında Liverpool, Emirates Stadı’nda Arsenal’in konuğu. Uzaklarda, yayıncı kuruluşun bu sezon Premier Lig maçlarını yayınlamayacak olması ülkemiz futbolseveri adına büyük kayıp. Takımlara dönersek, transfer döneminin kapanışına iki hafta kadar kala Liverpool yeni transferlere 67,9 milyon Sterlin harcamış, Arsenal’in yegâne transferi ise 38 milyon Sterlin harcadığı orta saha oyuncusu Granit Xhaka. Oysa 2013 senesinin Haziran ayında kulübün CEO’su İvan Gazidis bir grup gazeteciye “if we make our decisions well, we can compete with any club in the world” (eğer doğru tercihleri yaparsak, parasal anlamda dünyanın bütün kulüpleri ile yarışabiliriz) diyordu. Ama gerçekleşmedi o cümlesi, velhasıl 2013 senesinde Liverpool’dan ayrılmak istediğini açıklayan Luis Suarez’i saflarına katsalardı, hikâye bambaşka yazılırdı sanırım. Velhasıl, iki büyük rakip Manchesterlıların transfer bonkörlüklerine gıpta ile bakan Arsenal taraftarı durumdan hoşnutsuz.

Arsene Wenger’e gelince, kasım ayında kulüpte 20. senesini dolduracak Fransız teknik direktör. Emekliliğin kendisini korkuttuğunu anlatıyor söyleşilerinde ve devam ediyor: “Beraberlik ne kadar uzarsa ayrılık, da o kadar zor oluyor.” Geçen sezona kendi evinde West Ham yenilgisiyle başlamıştı takımı, bu sezon başlangıcın farklı olmasını temenni ediyor.

Maça ilk on birinden dört eksikle çıkıyor ev sahibi. Savunmada Mertesacker, Gabriel ve Koscielny bu maçta yoklar. Savunmanın ortasında oynayan Holding 20 yaşında, transfer döneminde 2 milyon Sterin karşılığında Bolton’dan transfer edildi. Forvette Giroud henüz hazır değil. Bu maçtan önce Arsenal lig ve kupada rakibine karşı oynadığı 10 maçtan sadece birini kaybetmiş. Liverpool ise son 15 seneye uzanan Arsenal deplasmanlarında oynadığı 20 maçtan sadece birini kazanmış. Eskiyi bilenlerin, “nerede o eski Liverpool” hayıflanmaları boşuna değil anlayacağınız.

Arsenal daha istekli başlıyor maça, geçen sezon savunmasında duran toplarda sıkıntı yaşayan Liverpool ilk dakikalarda temkinli. Sağ kanattaki iki çabuk futbolcusu Bellerin ve Walcott ile gol arıyor Wenger’in takımı. 20. dakikadan sonra maça ağırlığını koymaya başlıyor Liverpool, 10 numara Coutinho bu dakikalarda etkili. 29’da penaltı kazanıyor Arsenal ama Sanchez’in penaltısını Mignolet çıkartıyor. Kaçan penaltı ateşliyor takımı, 30’da ceza sahasının sağından Walcott topu uzak köşeye bırakıyor. İlk yarının uzatma dakikalarında Coutinho frikiği mükemmel kullanıyor, İlk yarı bu golle 1-1 kapanıyor.

İkinci yarının başında takımlar aynı kadrolarla sahada. 46’da Lalana öne geçiriyor deplasman takımını, asisti yapan Wijnaldum’un sağdan ortası mükemmel. Gol sevincinde gözlüklerini düşürüyor Klopp ama görmesi gerekeni görmüştür muhtemel. Üçüncü gol için çok beklemiyor Klopp’un öğrencileri, 56’da mükemmel pas trafiğini gole çeviriyor sahanın en iyisi Coutinho. O futbol şehrinin takımı bu dakikalarda kasırga misali…

63’de Ramsey’nin yerine Cazorla giriyor oyuna, Emirates tribünleri sessiz. Aynı dakikada Mane ile 4’ü buluyor Liverpool, protestolar yükseliyor tribünlerden. 65’te oyuna henüz giren Chamberlain 4-2 yapıyor durumu, Wenger’in yüzü gole rağmen gülmüyor. 75’te Calum Chambers 4-3’e getiriyor skoru. Liverpool hücumda ne kadar iyiyse savunmada o kadar kötü. Arsenal savunması da geri kalmıyor rakibinden. Maçı 4-3 kazanıyor Liverpool, bir sezona daha yenilgi ile başlıyor Wenger. Basın toplantısında takımının fizik olarak hazır olmadığını dile getiriyor. Velhasıl Emirates’te bazı şeyler hiç değişmiyor…