Yeni yılda… Karşı olduklarımıza benzemeyeceğiz. Onlar bağırdı diye bağırmayacak, sustu diye susmayacağız. Birileri istedi diye kutuplaşmayacağız. Farklı olanı anlamaya çalışacak, ona saygı gösterecek fakat bunu kendimiz olarak yapacağız. Değerlerimizden taviz vermeden yani… Biz olacağız. Kendimize iyilikler yapacağız. Küçük sevinçler arayacağız. İyi müzikler dinleyecek, iyi filmler izleyeceğiz. Vasatın hâkimiyetine karşı niteliğin zaferi için mücadele edeceğiz. Fareyi […]

Yeni yılda…

Karşı olduklarımıza benzemeyeceğiz. Onlar bağırdı diye bağırmayacak, sustu diye susmayacağız. Birileri istedi diye kutuplaşmayacağız. Farklı olanı anlamaya çalışacak, ona saygı gösterecek fakat bunu kendimiz olarak yapacağız. Değerlerimizden taviz vermeden yani… Biz olacağız.

Kendimize iyilikler yapacağız. Küçük sevinçler arayacağız. İyi müzikler dinleyecek, iyi filmler izleyeceğiz. Vasatın hâkimiyetine karşı niteliğin zaferi için mücadele edeceğiz. Fareyi cin zannedenlerle uğraşmaktansa daha fazla sergiye, daha çok kütüphaneye, daha çok konsere gideceğiz.
Karanlığa ses çıkaracağız, çıkaranlarla dayanışacağız. Korkabiliriz, yalnız hissedebiliriz, bunalabiliriz. En azından doğamız için, istediğimiz gibi yaşayabilmek için, soğukta direnen işçiler için, tüm canlılar için… Ayakta duracağız.

O kadar da zor değil birine umut olmak. Sadece umut olacağız. Bir gün işimizden izin alıp, tatilimizden vazgeçip, sokağa çıkacağız ve kan vereceğiz. Hepsi bu… Öykü Arin ve niceleri için ışık olacağız. Donör olmayı kabul edecek, bir kişinin hayatını kurtarmanın hazzını ömür boyu yaşayacağız.

Daha fazla okuyacağız. Vonnegut’un Mavi Sakal kitabında geçer: “İyi bir resmi kötü bir resimden nasıl ayırt edebilirsin? Tek yapman gereken tatlım, bir milyon tane resme bakmaktır.” Vonnegut’tan yola çıkıp yazar Mehmet Anıl’a kulak vereceğiz ve daha iyi anlamak için yüzlerce ve yüzlerce kitap okuyacağız.

Hem sağlığımıza dikkat edecek, hem de üreticinin emeğine saygı göstereceğiz. Doğal ürünleri aracıları devreden çıkaran kooperatiflerden alacağız. Arayacağız, bulacağız, talep edeceğiz. Beceremiyorlarsa, yapamıyorlarsa başlarına kakacağız. Yaptıracağız.

Bağımsız bir gazeteye üye olacağız. Birbirimizden haberdar olmak için, sonradan eksikliğini duymamak için, bu karanlık düzende ben de bir mum yaktım diyebilmek için, cesur insanlara en azından moral olmak için… Hayıflanmayacağız, mızmızlık yapmayacağız. Elimizde tuttuğumuz bu gazeteye sahip çıkacağız.

Yerel seçimlerde kibirli, gerici, parmak sallayan iktidarın daha da şımarmaması için oyumuzu kullanacağız, ilçemize mahallemize sahip çıkacağız. Muhtarlıklardan başlayacağız belki… Ama bir yandan da düzenin sınırladığı bu siyasetle bir yere varılmayacağını bilerek aşağıdan yukarı örgütlü bir toplumu kurmak için mücadele edeceğiz. Önseçim yapmayan, halkın taleplerini dinlemeyen, “sağcıları ürkütmeyecek paralı inşaatçı” arayışındakilere yeter diyeceğiz. “Bizden başka seçeneğiniz yok” anlayışına karşı “Seçenek biziz” diyecek bir toplumsallığı seçeceğiz.

 şık olacağız, şiir olacağız, şarkı olacağız, sarhoş olacağız, ayrılık acısıyla, bile isteye, yerlere düşeceğiz ama esir düşmeyeceğiz. Kötülüğe, yoksulluğa, sömürüye direneceğiz. Fransa’da, Almanya’da, İspanya’da, Küba’da… Türkiye dahil!

İyi yıllar.