2019’un FETÖ’cüleri şimdiden açıklandı: İşte sıralı tam liste

İktidara yönelik her türlü muhalefeti 'FETÖ' torbasına atarak boğma faaliyetleri hız kesmiyor. Sadece Gülencilerin ipliğini pazara çıkaran meslektaşlarımızın FETÖ’cülükten hâlâ tutuklu olmasından söz etmiyorum. 15 Temmuz ihanetine yönelik soruşturmaları sulandırmaktan başka işe yaramayan yeni listeler çook daha kabarık. Dün referandumda “hayır” diyenleri, akabinde adalet için sokaklara düşenleri “PKK ve FETÖ ile aynı çizgide” olmakla suçlayanlar, önümüzdeki dönemin “terörist”lerini şimdiden belirlemeye başlamış.

Siyasi yataklık yapmak

Malum, 2019 hem Türkiye hem Erdoğan açısından oldukça kritik seçimlerin yapılacağı tarih. CNN Türk ekranlarına, grubun kadrolu gazetecilerinden daha fazla çıkarılan “akademisyen” Prof. Yaşar Hacısalihoğlu, kritik tarih olan 2019 yılının teröristlerini şimdiden açıkladı. Daha önce yine aynı ekranlardan, referandumda hayır tercihinin “PKK ve FETÖ’nün ortak paydası” olduğunu söylemiş, Kılıçdaroğlu’nun yürüyüşünü de “FETÖ’nün iktidarı devirme planı” olarak nitelemişti. Akşam’da dün yazdığı “2019’a doğru FETÖ’ye Siyasi Yataklık Yapanlar” başlıklı makalede ise şöyle buyurmuş:

Kime darbeci diyorduk?

“Türkiye’ye diz çöktürmeye çalıştılar. Başarmadılar. Ama hala şer umutlarını, karanlık heveslerini sonlandırmadılar. (...) 2019 için FETÖ’yü diriltme yılı olarak yeni bir siyasi kulvar yapılandırma gayreti sürüyor. Bu iki çabanın küresel baronlar eliyle desteklenmesiyle, hedefleri; 2019’da Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yenilmesi.”

Bizim bildiğimiz, sandıkla geleni silahla göndermek isteyenlere darbeci deniyordu. Malum akademisyen, sandıkla geleni sandıkla göndermeyi aklından bile geçirenleri darbeci torbasına attı. 2019’da Erdoğan’a karşı aday olacaklar da, Erdoğan dışında herhangi birine oy vermeyi düşünenlen de şimdiden “küresel baronlar”ın emrine giren FETÖ’cüler olarak ilan edilmiş oldu.

2019-un-feto-culeri-simdiden-aciklandi-iste-sirali-tam-liste-331800-1.

“Prompter” camide

Yanlış anımsamıyorsam “prompter” geleneği Cem Uzan’la girdi Türk siyasetine. Bir türlü de çıkmak bilmedi. Siyasilerin mitinglerde, Meclis grup toplantılarında, zirve konuşmalarında falan prompter kullanmasına biz alıştık. Siyasilerimiz ise müptelası olmuş belli ki… İmam hatip kökenli, hitabet yeteneği oldukça yüksek Cumhurbaşkanı Erdoğan, önünde o şeffaf ekran olmasa hiç konuşmayacak neredeyse. Restorasyonu tamamlanan caminin açılışında bile prompter kullanması biraz fazla değil mi?

2019-un-feto-culeri-simdiden-aciklandi-iste-sirali-tam-liste-331798-1.

Bu da mı algı operasyonu?

Çanakkale’de sarıklı-sakallı polis meselesini dün her gazete meşrebine göre vermişti. Birinci sayfada yorumsuz verenler de vardı, içeride gizleyenler de. Ama en ilginç bakış açısı Star’daydı. Habere göre “sarıklı-sakallı polis” hadisesi, “15 Temmuz hezimetinden sonra Türkiye’yi karıştırmaya çalışan güçlerin algı operasyonları”ndan biriymiş. Star’ın dahiyane haberinde, Çanakkale olayı gibi Maçka’da şortlu kıza, Siverek’te Atatürk heykeline saldırı da “toplumun sinir ağlarını ilmek ilmek germek” için yaşanmış.


Star editörlerine anlatır gibi soralım. Eğer, bu sarıklı-cübbelinin polis olması meselesi “dış güçlerin algı operasyonu” ise neden İçişleri Bakanlığı tarafından açığa alındı? Ya da neden bir vatandaş tarafından fark edilene kadar görevde tutuldu? Bakanlık da mı dış güçlerin ortağı?
Maçka Parkı’nda şortlu kızı taciz eden güvenlik görevlisini neden İBB hemen görevden aldı? Topbaş da aynı çeteye mi hizmet ediyor?
Atatürk heykeline saldıran meczup neden tutuklandı? Hani Siverek’teki hâkim ve savcılar da “karanlık kumpasın halkaları”nda biri mi?
Adalet Bakanı’na bir sorsunlar... Hazır gitmişken eski medya grup başkanlarının “suikast girişimi” davasının da akıbetini öğrenirler belki.2019-un-feto-culeri-simdiden-aciklandi-iste-sirali-tam-liste-331797-1.

Kurtlar Vadisi Pensilvanya’da 2. sezon: Ankara soruları

ABD seçimlerinde Rusya’nın etkilerini araştırmak üzere atanan savcı Robert Mueller, Trump’ın ekibini didik didik etmeye devam ediyor. Dünkü New York Times’tan öğrendiğimize göre meselenin ucu Türkiye’ye değmeye başladı. Eski FBI Direktörü olan Mueller, Beyaz Saray’a yazı yazarak Trump’ın birkaç ay Ulusal Güvenlik Danışmanı olan Michael T. Flynn’le ilgili belgeleri istedi.

Özel Savcı Mueller, Flynn’in başkanlık kampanyasının son aylarında Türkiye’den gizlice para alıp almadığını öğrenmek için de tanıkların ifadesini aldı. Anımsayanlar olacaktır. Daha önce bu köşede “Kurtlar Vadisi Pensilvanya” başlığıyla meseleyi kaleme almıştık. Bir Türk işadamı üzerinden 530 bin dolar alan Flynn, New York’taki bir otelde Türk bakanlarla buluşup, “Fethullah Gülen’in ABD’den kaçırılmasını” konuşmuştu. Eski FBI Başkanı’nın yürüttüğü soruşturmada bu şok iddiayı ortaya atan da eski CIA Direktörü James Woolsey’den başkası değildi.

İddialara, adam kaçırma toplantısında yer aldığı öne sürülen Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu da, Enerji Bakanı Albayrak da cevap vermemişti. Türk matbuatı da meseleyi, tıpkı MGK’nin Gülen raporunu hasır altı ettiklerini itiraf eden Yalçın Akdoğan gibi “yok hükmünde” saymıştı. New York Times’ta dün çıkan bu haberin de yurdumuzdaki akıbeti farklı olmayacak.

2019-un-feto-culeri-simdiden-aciklandi-iste-sirali-tam-liste-331796-1.

Bunu öğrendiğimiz iyi oldu

Yüksek Askeri Şûra (YAŞ) kararlarının yavaş yavaş netleşmesiyle, TSK’den kulis alma yeteneği yüksek gazeteciler üzerinden, bazı askerlerin homurdanmalarını okuduk. Liyakatin göz ardı edildiğine ilişkin sitemler üzerine, iktidar hemen harekete geçti. Dün Hürriyet’te Nuray Babacan’a bilgi veren “hükümet kaynakları” FETÖ ile mücadelenin tek ölçüt olmadığını bildirmiş. Terfiler için birçok kriter sıralayan “kaynaklar”ın son cümlesi oldukça önemli: “Tabii siyasi iradenin tercihlerine öncelik verildi.” Bunu duyduğumuz iyi oldu. Daha önceki YAŞ’larda, kumpaslarla önü kesilenlerin yerine, milletin üzerine bomba yağdıran askerlerin, hangi irade ile terfi ettiğini bir kez daha öğrenmiş olduk.

2019-un-feto-culeri-simdiden-aciklandi-iste-sirali-tam-liste-331799-1.

Akit yazarının hukuk dersi: “Kek hamuru kıvamına getirene kadar dayak”

15 Temmuz 2016’da yaşanan ihanetin üzerinden bir yıldan fazla bir süre geçti. Devleti hukukla değil gizli kapılar ardında pazarlıklarla yönetmenin, liyakat yerine başka mensubiyetleri ön plana çıkarmanın neye mal olduğunu hep birlikte gördük.

Bu süreçten bir şeyler öğrenerek yola devam etmenin tek yolu, aynı hataları yinelememek. Devletin anahtarını bir cemaatten alıp diğerine teslim etmemek, hukuktan çıkmamak. Hukuk dışı her önerme, her icraat gerçek suçluların propagandasından başka işe yaramıyor.

Henüz mahkûmiyet almamış sanıkları tek tip elbiseyle mahkemeye taşımak gibi uygulamalar, iktidar kanadının şikâyet ettiği “mağdur edebiyatı”na yeni ciltler ekleyecek. Ama belli ki bu bile bazılarına yetmiyor. Akit yazarı Mehtap Yılmaz, “tek tip” önerisini eleştirenlere ayar verip, devletimize şu önerilerde bulunmuş:

“Guantanamo mahkûmları gibi tek tipli kıyafet giyecekler ama öyle pahalı kumaştan olmasın! Mümkünse en ucuzundan… Göğsünde de “alçak vatan haini” yazılsın! O jöleli kafalarına gelince…Dımdızlak yapılsın ki, katiller şehit ailelerine jöleli saçlarla gıcık veremesin! Hatta bu bile az! Vereceksiniz şehit ailelerinin ellerine… Kek hamuru kıvamına getirene kadar pataklayacaklar… Adli nakavt oldukları ana kadar, tükürüğe boğacaklar!”