Google Play Store
App Store

CHP 24 saatlik Eğitim Maratonu yaptı. Maratonda “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli” ve Öğretmenlik Meslek Kanunu gibi düzenlemeler eleştirildi. Eğitim içerisindeki tarikat kavgalarına dikkat çekildi.

21 başlıkta eğitim
Fotoğraf: ANKA

CHP eğitimin sorunlarına dikkat çekmek için 24 saatlik “Eğitim Maratonu” dün Anıtpark’ta yapıldı. Açılış konuşmasını yapan CHP Genel Başkanı Özgür Özel, AKP’nin eğitimi “yazboz tahtası” haline getirdiğini söyleyerek, Milli Eğitim Bakanlığı’nın en çok bakan değiştiren bakanlık olduğunu dile getirdi. Özel, şöyle devam etti:

“Burası AKP’nin en çok kendi kendine devri sabık yarattığı alan. Her gelen milli eğitim konusundaki muhabirleri topluyor. Bir kahvaltı yapıyor. Yapacağı reformu anlatıyor. Öncesinde nasıl bir enkaz aldığını, Türkiye’nin hangi sorunları yaşadığını, eğitimi çözmeden öbür sorunların çözülemeyeceğini, bu işi de kendisinin yapacağını söylüyor. Bir sonraki bakanın basın toplantısına kadar bu hikayeye bütün Türkiye’nin inanmasını bekliyorlar. Sonra o bakanı yollayıp, yenisini getiriyorlar. Eskisini Milli Eğitim Komisyonu başkanı yapıyorlar. Eskisi mevcuda ateş püskürüyor. Mevcut eskisinden nefret ediyor.”

EĞİTİM İÇİNDE TARİKAT KAVGASI VAR

Türkiye’de milli eğitim konusunda partiler arasında ulusal mutabakat olmadığını belirten Özel, “AKP’nin 22 yıllık iktidarında kendi içlerinde dahi mutabakat yok. Tarikatlar, cemaatler kavgası var. ‘Her köşe başını hangimiz tutalım? Bunları nasıl yapalım, müfredata kendi zihnimizdeki zehri nasıl akıtalım’ kavgası var” dedi. Bu durumun eğitimde başarısızlığa yol açtığını vurgulayan Özel, Meclis’te görüşmelerine ara verilen Öğretmenlik Mesleği Kanunu’nda yer alan Milli Eğitim Akademisi’ni eleştirdi. Özel, “Bu yapılan iş, bir milyon gencin geleceğini çalmak, onlarla alay etmek, diplomalarını ellerinden almak, kutsal mesleklerini ellerinden almaktır. Bu Milli Eğitim Bakanını ama suç bunda değil, 22 yıldır atadığı her bakanın en başarısız bakan olduğu Recep Tayyip Erdoğan’dadır.” ifadelerini kullandı.

Özel, “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli” ismiyle getirilen yeni müfredatı da “Atatürk’ün sözleri bile alınıp isminin anılmadığı, çağ dışı bir müfredat programı” olarak niteledi.

Eğitim Maratonu'nda, Milli Eğitim Bakanlığı’ndan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı İstanbul Milletvekili Suat Özçağdaş da eğitimin içinde bulunduğu durumu paylaştı.

Eğitim Maratonu’nda; Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli, Erken Çocukluk Eğitimi, Temel Eğitim ve Ortaöğretim, Eğitim Ortamlarının Niteliği, Mesleki Eğitim ve MESEM, Yerel Yönetimler ve Eğitim, Cumhuriyet Aydınlanması ve Eğitim, Öğretmen Yetiştirme - Atanmayan Öğretmenler ve Öğretmenlik Mesleği Kanunu, Öğretmenlerin Durumu, Laik ve Bilimsel Eğitim, Nitelikli Kamusal Eğitim, Eğitim Ekonomisi, Yükseköğretim Sistemi, Akademik Özgürlükler ve Akademisyenlerin Durumu, Üniversite Öğrencilerinin Durumu, Eğitim – Hukuk ve İdari Yapılanma, Afetler Ülkesinde Eğitim, Sınav Odaklı Eğitim ve Ölçme Değerlendirme, Teknoloji Çağında Eğitim, Kapsayıcı Eğitim ve Özel Eğitim, Çocuk Hakları ve Çocuğun İyi Olma Hali olarak belirlenen 21 ana başlıkta, 100’ün üzerinde eğitim konusu ele alındı.

DEZAVANTAJLI ÇOCUKLAR ÖNCELENMELİ

Eğitim Reformu Girişimi Politika Analisti Ekin Gamze Gencer, Türkiye’de bazı çocukların farklılaşan isteklerinin eğitim sistem içinde karşılanmadığını belirterek, “İhtimam gösterilmeyen gruplardan biri de engelli çocuklar. Biz bu çocukların sayısını bilmiyoruz. Diğer gözardı edilen grup yabancı çocuklar. Ayrımcılık gibi süregelen sorunlara ek olarak siyasi söylemlerin de etkisiyle tehdit altındalar” eleştirisinde bulundu. Gencer, özel eğitimde kaynaştırma öğrenci sayısının dramatik şekilde azaldığını belirterek, “Ülkenin mali ve beşeri kaynakları eşitlemeye yöneltilmeli. Dezavantajlı öğrenci okul ve bölgeler öncelenmeli. Eşitlik, hakkaniyet ve kapsayıcılık temel alınmalı. Eğitimde atılacak adımlar kazanımlar üzerine inşa edilmelidir” dedi.

ÖTE DÜNYANIN ÇÖZÜM ÖNERİLERİ

Uludağ Üniversitesi’nden Prof. Dr. Feyyat Gökçe, devletin temel görevlerine işaret ederek, “Devlet dediğimiz siyasal örgüt de amaçlı davranan canlı bir organizmadır. O nedenle eğitim amaçlı bir girişimdir. Eğitim hem amaçlı bir girişim hem de siyasal; devlet aygıtının kontrolünde olan bir girişimdir” diye konuştu. Gökçe, şöyle devam etti:

“Devletin temel niteliğinin laik ve sosyal bir hukuk devleti olduğu açıkça belirtilir. Türkiye Cumhuriyeti devleti, siyasi sistem olarak demokrasiyi benimsemişken eğitim sistemlerindeki değişmeler şu şekilde ifade edilebilir. Bir toplumun siyasal değişimleri nasılsa eğitim sistemindeki değişmeler de öyledir. Ne yazık ki bakanlığın programı insanları bu dünyaya hazırlamak yerine öteye dünyaya hazırlamayı tercih etmektedir. Öte dünyanın çözüm önerileriyle bu dünyanın sorunlarını asla çözemezsiniz”