“21. Yüzyılda Kurucu Fikirler” sempozyumu ikinci gününde gerçekleştirilen sunumların ardından sona erdi. Yapılan sunumlarda ‘yeni bir militanlığın inşası’ fikri öne çıktı

21. Yüzyılda Kurucu Fikirler’de ortak fikir: Yeni bir militanlık lazım

Redaksiyon Dergi’nin '21.Yüzyılda Kurucu Fikirler' başlığıyla Ankara'da düzenlediği sempozyumu sona erdi. Sempozyumun ikinci ve son gününde “Zaman Ve Mekanı Yeniden Düşünmek”, “Yeni Bir Kültür Ve Siyaset”, “Alternatifler Oluşturmak” başlıkları tartışıldı.

“Zaman Ve Mekanı Yeniden Düşünmek” başlığındaki sempozyumda yer alan Kansu Yıldırım, sermayenin mekanlarına karşı “karşı –mekanlar” üretmemiz gerektiğine değinirken, “Söz konusu karşı mekanların öznesi için yeni bir militanlık pratiğine ihtiyacımız var. Bu militanlık kapitalist toplumdaki dağınık sınıfsal çıkarları bir araya getirecek bir pratik olmalıdır” dedi.

GEZİ VE MEKÂN
Rahmi Öğdül ise kapitalizmin zamanında ve mekanında yaşadığımızı belirterek, “Zaman özellikle mekansallaşmış bir zamandır. İktidar, bedenleri biçimlendirerek, standart insana dönüştürmeye çalışıyor. Sonunda da bizi bir mekan içine kısıtlayarak ideal bedenler haline getirmeye çalışıyorlar. Tepkimiz bu tür mekanın ortadan kaldırılmasıdır. Gezi de kendi mekanımızı yarattık” dedi.

ŞİMDİ'NİN GASPI
Yasin Durak da, öngörülebilir bir gelecek fikrinin ciddi biçimde hayatlarımızda yer ettiğini belirterek, “Bunu iki üç saat sonrası gibi düşünmeyin, gündelik hayatın dışında kalan süre” dedi. Durak sözlerini şöyle noktaladı: İktidar ne zaman geleceği işaret etse, şimdiyi gasp ediyor. Dindar gençlik tartışmasında da her şey gelecek üzerinden kuruludur.


Şükrü Argın da zamanı ve mekanı düşünürken 7-24 siyaset üretilemeyeceğini kaydederek, “Kapitalizm 7-24 çalışır ve bizi de çalıştırır. Peki biz 7-24 direnebilir miyiz? Eskiden fabrikalarda işçiler grev yaptığında kapitalizminin zamanını ve mekanını durdururdu. Günümüzde bu imkan ortadan kalktı. Gezi’de de zaman ve mekan durdurmuştu” dedi.

YENİ BİR SİYASET
“Yeni Bir Kültür Ve Siyaset” başlığındaki sempozyumda konuşan Burhan Sönmez, acı ve şiddetin kültürümüzün bir parçası olduğuna değinerek, bölgede süren hukuksuzlukları hatırlattı. Sönmez, Erdem Gül ve Can Dündar’ın hapsedilmesi için de hapsedilenin bir fikir olduğunu belirtti. BirGün yazarı Selçuk Candansayar ise konuşmasında şunları söyledi: 1 Kasım akşamı Türkiye’nin yüzde 50’sine yayılan öfkeydi. Çünkü hayal kırıklığına uğradık. Hayal kırıklığının iki ucu vardır. Bir bizi hayal kırıklığına uğratana öfkeleniriz, halka. Kendimize de bunu hayal ettiğimiz için öfkeleniriz. Oradaki duygu beklediğim olmadığı duygusudur. Beklenti meselesine kafa yormak gerekiyor.

KAZANMAMIZ GEREKEN
Oturumun bir diğer konuşmacısı Akademisyen Necmi Erdoğan ise, aklın tutkusu olarak militanlık tartışması yürüteceğini belirterek, “Kaybettiğimiz militanlıktır. Kazanmamız gereken de militanlıktır. Yeni bir tarz militanlık. 1980’ler sonrasından bu yana siyasal ve kültürel iklimin devam ettiği kanısındayım. Bu iklimde belirli siyasal yönelimler çıkıyor. İdeolojilere olan mesafe yaygın biçimde hissediliyor…” sözlerini kaydetti.