24 Haziran’da kişileri, partileri değil; ülkenin geleceğini oylayacağız

ORHAN SARIBAL - CHP PM Üyesi, BURSA Milletvekili

15 Temmuz 2016 darbe girişimi sonrası 31 KHK çıkarıldı… Bu KHK’larla 111 bin 240 kamu görevlisi görevinden ihraç edildi. 32 bin 180’i ise görevlerinden uzaklaştırıldı. 159 gazeteci tutuklandı.12 Eylül Darbesi’nde bile görülmeyen kadar medya kuruluşu kapatıldı, yüzlerce derneğin çalışmaları durduruldu. Bunlarla da kalmadı, 5 binden fazla akademisyen üniversitelerden uzaklaştırıldı… Eğitim sistemi bilinçli olarak dönüştürülürken aydınlanmacı eğitimciler, barış isteyen akademisyenler doğrudan hedef alındı.

Bir yanda Saray, diğer yanda halk

Muhalif olan herkes tutuklanmaya başladı. Ülkede KHK’larla “resmen” bir cadı avı başlatıldı. Milletvekilleri, seçilmiş belediye başkanları, sanatçılar, aydınlar, eğitimciler, hatta avukatlar gözaltına alındı, tutuklandı. Bu OHAL ortamında tek adamın iktidarı ve saltanatı uğruna önce bir referandum ve Anayasa değişikliği şimdi de erken seçim dayatması ile karşı karşıyayız. Bir yanda devletin tüm imkânlarını kullanan, OHAL ve KHK sopasıyla muhalefeti susturmaya çalışan, yandaş medyasıyla hedef gösteren saray kanadı; öte yanda da halk, yani bizler varız.

Çıkar kavgası darbe eşiğine getirdi

16 yıllık AKP iktidarının ekonomiden dış politikaya yanlış politikalarının yanı sıra siyasal islam eksenli ayrımcı ve baskıcı tutumu sonucunda ülkemiz bir yandan ekonomik çöküşün, öte yandan toplumsal kopuşun, çıkar ve rant kavgası nedeniyle de darbenin eşiğine geldi.

Ülkenin onca sorunu hiçe sayılarak güç ve kalıcı bir iktidar peşine düşen Saray/AKP rejimi çözüm üretmek yerine sürekli daha fazla isteyip daha fazla almak için seçim yaptırıyorlar.

Seçim, çöküşü geciktirmek için

AKP’nin çöküş döneminde, yani Gezi isyanından bu yana tek icraatı umduğu başarıyı yakalayamadığı üç seçim ve bir darbe girişimidir. Tüm acılardan, ölümlerden, katliamlardan, şehitlerimizden siyasi malzeme çıkarmak kendi mağdur ettiği insanları kriminalize etmek; kendinden olmayan herkesi düşman görmek, terörist olarak suçlamak, suç isnat etmek… Ama çözüm yok, emek yok, merhamet yok, vicdan yok, adalet yok.

İnsana ve doğaya eziyet

Sonucunu beğenmeyip, yenilediği 1 Kasım seçiminden bu yana çocuklarımız sapkın vakıflar elinde istismar edildi, tecavüze uğradı; kadınlarımız şiddet gördü, öldürüldü. İnsanlarımız hedef gösterildi, esir alındı, tutuklandı, öldürüldü. Topraklarımız yağmalandı, ormanlarımız kesildi ranta teslim edildi. Başta şeker fabrikaları olmak üzere varlıklarımız satıldı, işçilerimiz öldü, çocuklarımız savaşa kurban edildi, şehit oldu.

Saray ve OHAL rejimi

Bu düzen, OHAL rejimi kalıcı olsun istiyor. Oysa meclis halkın çıkarları için kararlar alıp, yasalar çıkarabilirdi. Yapılan düzenlemelerle mağdurlar korunmadı, tarımsal üretim teşvik edilmedi, turizm desteklenmedi, hayvanlar korunmadı. Sağlık getirmeyen şehir hastaneleri, bilimi olmayan şehir üniversiteleri, hukuku olmayan adalet sarayları inşa ettiler. Ülke adeta betona boğuldu.

Gezi ile, Adalet yürüyüşü ile, halkın adayı Muharrem İnce ile, sokağın ittifakı ile vatandaşın ortaklaşan isyanı ve hak talebi büyüyor. En çok Gezi’den korkuyordu, şimdi gölgesinden korkuyor. Muharrem İnce fizik, teknoloji dedikçe o saçmalıyor, astronot diyor, kendi uzay aracımızı yaptık diyor.

Muhalefetin hak ve emek eksenli söylemi

Silahlı çeteler seçim güvenliğini tehdit ediyor, olmuyor… Afrin, Suruç şimdi Menbiç deniyor o milli oylar gelmiyor. Demirtaş’ın, Akşener’in sesi ondan gür çıkıyor. Sürekli suçladığı, küçümsediği, hedef gösterdiği Muharrem İnce’nin karşısına, bir televizyon programında bile çıkamıyor. Muharrem İnce’nin eşitlik, hak ve emek eksenli söylemleriyle onun oyları eriyor. Korkuyor. Öldürülen bir yavru köpeğin yarattığı tepkiden bile yararlanmak istiyor. Sen önce 25. yılında olduğumuz Sivas acısının, Roboski’nin, Ali İsmail’in, 10 Ekim’in, Soma’nın, Tahir Elçi’nin katillerini bul. Çocuk tecavüzcüsü yandaş vakıfları kapat. Hayvan yasası Meclis gündemindeydi, ama diğer tüm tekliflerimiz gibi, reddettiniz ve Meclis’i bir kez daha seçim ve tek adamın saltanatı uğruna kapattınız.

Ama olmuyor, olmayacak. Haziran size iyi gelmiyor. Acıların, mağdurların, yoksulların, emeğin ve vicdanın ittifakı sizin iktidarınızı bitirecek.

Yaşasın kardeşlik, yaşasın eşitlik ve özgürlük.