24 Kasım'ın tarihsel anlamı

Mustafa Demir*

Türkiye’de 24 Kasım’ın iki yüzü vardır: Birincisi, Bakanlar Kurulu’nun 11 Kasım 1928 tarihinde Atatürk’e “Millet Mektepleri Başöğretmenliği” unvanının verilmesini karara bağlamasıdır. Bu unvan, 24 Kasım 1928’de Millet Mektepleri Talimatnamesi’nin yayımlanmasıyla da resmileşmiştir.

Atatürk’ün “başöğretmenliği”, Tevhid-i Tedrisat (öğretimin birleştirilmesi) yasasının çıkartılarak uygulamaya konması, medreselerin kapatılarak laik eğitime geçilmesi, yeni Türk Alfabesinin kabul edilmesi ve Millet Mekteplerinin açılması gibi nedenlerden dolayı tarihsel anlamda hak edilmiş bir başöğretmenliktir. Bunun için de Cumhuriyet tarihimizin önemli olaylarından birisidir.

Türkiye’de gericilerin ve neo Osmanlıların dışında kimsenin bu “gün”le bir sorunu yoktur. Hatta bugünün, Cumhuriyet’le birlikte gelen “aydınlanma çağı” değerlerinin daha da ileriye taşınmasına katkı yapması için, “Öğretmenler Günü”yle birlikte, okullarda, “Başöğretmenlik ve Millet Mektepleri Günü” olarak anılmasının yararlı olacağı düşüncesindeyim.

24 Kasım’ın ikinci yüzüyse 12 Eylül’le ilişkilidir. 12 Eylül’ün ilk “icraatları” arasında, uydurma gerekçelerle TÖB-DER’i kapatmak ve yöneticilerini hapse atmak yer alır. TÖB-DER, dünyada en fazla üyeye sahip öğretmen örgütlerinden birisiydi. Yine 12 Eylül 1980’e kadar TÖB- DER’in 218 üyesi katledilmiştir. 12 Eylül darbecileri, faşistler tarafından her gün onlarca insanın öldürüldüğü günler için, “Biz darbeyi daha önce yapacaktık; ama ortamın daha da olgunlaşmasını bekledik.” açıklamaları, faşist katliamlara göz yumulduğunun açık bir göstergesidir. Bu durum, 218 öğretmenin katledilmesinden darbeci paşaların da sorumlu olduğunu göstermektedir. 12 Eylül darbecileri, katledilen öğretmenlerin katillerini bulmak için hiçbir çaba harcamadıkları gibi, kapattıkları TÖB-DER’in yöneticilerini de tutuklamış ve işkencelerden geçirmişlerdir. Yetinmeyip TÖB-DER’in öğretmenlerin alın terleri ve ekmek paralarından artırdıklarıyla ortaklaşa edindikleri mal varlıklarına el koymuşlardır. Sivil mahkemece aklanmasına karşın TÖB DER’in mal varlıkları henüz sahiplerine iade edilmemiştir.

Tüm bunlara karşın 12 Eylül darbecileri Atatürk’ün doğumunun 100. yılında Millet Mektepleri Talimatnamesi’nin yayımlandığı gün olan 24 Kasım’ı öğretmenler günü ilan ettiler. Böylece Türkiye öğretmenleri devlet kararıyla bir “gün sahibi” olmuş oldular. Kısaca “24 Kasım Öğretmenler Günü”, 12 Eylül paşalarının kendilerini “Atatürkçülükle” meşrulaştırma arayışlarının bir sonucudur. Oysaki bu paşaların “Atatürkçülükle” uzaktan yakından bir ilgisi yoktur.

Ayrıca 12 Eylül paşaları, 24 Kasım’ı, öğretmenler için devlete ödev verme ve yükümlülüklerini anımsatma yerine, öğretmenlere “resmî ideoloji” için ödev veren bir “öğretmenler günü” olarak düşünmüşlerdir. Oysaki referanslarını UNESCO temsilcileri ile ILO tarafından 5 Ekim 1966’da oybirliği ile kabul edilen “Öğretmenlerin Statüsü Tavsiyesi” kararından alan ve 5 Ekim 1994’ten bu yana kutlanan Dünya Öğretmenler Günü, öğretmenlerin mesleki statülerinin ve özlük haklarının iyileştirilmesi ve geliştirilmesi için devlete sorumluluklar yüklemektedir.

İşte bunlardan dolayı 12 Eylül ve sonrasına tanıklık etmiş olanlar başta olmak üzere, öğretmenlerin sorunları ve bunların çözümüne yönelik önerilerden yoksun içeriği, 24 Kasım’ı geniş bir çevrede tartışılır kılmıştır. Ancak bu tartışmalara karşın, bugün önemli sayılabilecek bir öğretmen kitlesi tarafından kabul görmektedir. Bu kabulün en önemli nedeninin yukarıda anlatılan Atatürk’le ilgili tarihsel gerçekler olduğu kanısındayım. Ayrıca otuz sekiz yıldır kutlanıyor olmasının da yeni kuşak öğretmenlerin bu “gün”e bir anlam yüklemesine katkısı olduğu söylenebilir.

Yanı sıra; 24 Kasım’ı kutlamak 5 Ekim’in anlamını yok etmez. Çünkü 5 Ekim Dünya Öğretmenler Günü’nün, 1994’ten beri ülkemizde önemli bir öğretmen kitlesi tarafından kabul edildiği de bir gerçektir. Bunun için geriye itilmesi de olanaklı değildir.

Yeniden vurgulamak gerekirse: 24 Kasım’ın tarihi değeri ve önemiyle bizlerin bir sorunu yoktur. Hatta o değerleri gericiliğe karşı koruma kararlığımızdan da kimsenin şüphesi olmamalıdır.

“24 Kasım Öğretmenler Günü” kutlu olsun…
* Eğit-Der Genel Başkanı

cukurda-defineci-avi-540867-1.