24 saatlik emek nöbeti
Polonez işçileri, önceki gün firmanın genel merkezi önünde başlattıkları 24 saatlik nöbeti dün tamamladı. Çevredekilerin yakın ilgisiyle ve ziyaretleriyle geçen nöbette işçiler türküler söyledi, halaylar çekti. Emekçiler, ceplerine daha fazla umudu koyarak ayrıldı.
Ebru ÇELİK
Ürdün sermayeli Polonez Gıda'nın İstanbul Çatalca’daki fabrikasında Tek-Gıda İş Sendikası’na üye oldukları için işten çıkarılan 146 Polonez işçisi, direnişlerinde yaklaşık bir ayı geride bıraktı. İşçiler, önceki gün saat 11.00’den dün saat 11.00’e kadar tam 24 saat Polonez’in genel merkezi önündeydi. Bu 24 saatte işçiler polis müdahalesinde biber gazı yedi, yılmadı. Gece saz çalarak Ankara havaları oynadı, horon tepti. Birlikte Türkçe, Kürtçe türküler söyledi. Kaldırımlarda uyudu, kahvaltıyı çorba içerek yaptılar.
İşçiler ilk olarak önceki gün kendilerine destek veren sendika üyeleriyle birlikte Ataşehir’e yürüdü. 11.00’de genel merkezin önünde bir araya gelen işçiler ilk olarak basın açıklaması yapmak istedi. Her zaman olduğu gibi uluslararası sermeyenin yanında olan AKP ise işçilerin karşısına polis dikti. Başlarına bir şey geldiğinde devleti bulamayan emekçiler hakkını arayınca polisi karşısında gördü. İşçilerin basın açıklamasını engellemek isteyen polis biber gazını kullandı, ancak işçileri püskürtemedi. Basın açıklamalarını okuyan işçiler “Geri adım ayacağız” dedi ve dedikleri gibi de yaptı. Tüm gece boyunca karşılarında kendilerini gaza boğan polisleri gören işçiler gece boyunca oradan ayrılmadı.
Havanın kararmasıyla sosyalist partilerin ziyaretleri başladı. İstanbul’un dört bir yanından gelen SOL Parti, TKP, TİP, Devrim Hareketi, Devrimci İşçi Partisi gibi çok sayıda sosyalist parti üyelerinin yanı sıra İşçi Dayanışma Derneği (İDD), Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası da işçilerin yanında yer aldı. İşçilerin yanına her gelen onların gözünde umut gördü. Yanlarından gülerek ayrıldı.
DİRENİŞ KARDEŞLİĞİ
En önemli ziyaretlerden biri de Kocaeli Gebze'de bulunan Chen Solar’ın tıpkı Polonez’de olduğu gibi Birleşik Metal-İş'e üye olmaları sebebiyle çıkardığı işçilerin ziyaretiydi. “Gebze'den dayanışma getirdik” diyen Chen-Solar işçileri her koşulda Polonez işçilerinin yanında olduklarını vurguladı. Birlikte çaylarını içtiler yaşadıkları deneyimleri karşılıklı paylaştılar. Sohbet ederken birbirlerinden gözlerini ayırmadılar. Her iki fabrikanın işverenleri belki yan yana gelse daha fazla rekabetten bahsedecekken işçiler, direniş kardeşliğinde bir araya geldi. Bu kardeşlik daha önceki tüm işçi direnişlerinde patronların tersi yöndeki tüm çabasına rağmen gözlerimizin önünde filizlendi.
HALKIN DESTEĞİ
Elbette direnişe destek veren sadece sosyalist partiler ya da sendikalar değildi. Ataşehir sakinleri, çevreden geçenler de Polonez çalışanlarının ziyaretçileri arasındaydı. Evlerinden adeta koşa koşa işçilerin yanına gelen kadınlar ve erkeklerin kiminin elinde çay kiminin elince yiyecek bir şeyler vardı. Yoldan geçen ziyaretçiler de kek ve sularını işçilerle paylaştı. Onları gören yakınlarda bulunan bir huzurevinde çalışan kadın işçiler de nöbeti ziyaret etti, "Görünce dayanamadık, işimizi bırakıp desteğe geldik" dedi.
KALDIRIMDA UYUDULAR
Ziyaretlerin ardından işçilerden biri yanında getirdiği sazı eline aldı. O çaldı, diğer işçiler oynadı. Avare, Mamudo Kurban, Yuh Yuh, bahçe duvarından aştım. Sonra Ankara havaları, erik dalı horon. Kürtçe türkülerle halaylar… Hep birlikte direndikleri gibi hep birlikte oynadılar. Elbette yoruldular. Yanlarında getirdikleri halıları kilimleri kaldırıma serip orada uyudular. Sabah günün ilk ışığında uyandıklarında kahvaltılarını çorbayla yaptılar. Saat 11.00’de 24 saati tamamlayıp Ataşehir’den ayrılıp yola düştüler.
FİRMA HER ŞEYİN ÜSTÜNDE TUTULUYOR
Polonez işçileri nöbetin ardından AKP İstanbul İl Başkanlığı önüne gitti. İşçilerin karşısına burada da çevik kuvvet dikildi. İl Başkanlığı’nın bahçesine dahi alınmayan işçiler adına Tek Gıda İş Örgütlenme Sekreteri Yunus Durdu ile birlikte 5 temsilci AKP’lilerle görüşme gerçekleştirdi. Görüşmenin ardından BirGün’e konuşan Durdu şunları söyledi: “Yaşadığımız bütün sorunları AKP İl Başkanlığı’na anlattık. Ürdünlü firmanın kanun tanımadığını, kaymakamın soruna çözüm bulamadığını ilettik. Vali Yardımcısı’yla görüşmemizi konuştuk. Özellikle firmanın her şeyin üstünde tutulduğunu anlattık. Bu konunun Çalışma Bakanlığı’na ve bu konunun devletin en yetkili olan Cumhurbaşkanı’na anlatılması gerektiğini söyledik. Biz elbette yargıya karışılmasını istemiyoruz ama sıkıntılarımız çözülmeli. Kendileri de hukukçu olduğunu, işverenin de hukuksuz işlem yaptığını ifade etti. Bize durumu anlatacaklarına dair söz verdi. Buraya gelen 100 işçinin kapıda bekletilmesini ve çevik kuvvetin karşımıza dikilmesinin de anlamsız olduğunu kendilerine bildirdik. AKP İl Başkanlığı’nın bu konudan haberlerinin dahi olmadığını da gördük. Buraya iyi niyetle geldik. Sorunlarımızın çözümü için de bundan sonra da mücadelemizi sürdüreceğiz.”