Yukarıdaki sayılara, onlar gidenler, başka sayılar da ekleyebilirsiniz kalanlara ait: 1, 16, 20

Böyle yazıldığında ruhsuz birer rakam gibi duran, pek de bir şey ifade etmeyen bu sayılar, her biri de kanlı canlı, ruhu olan ve giderken geride yine kendileri gibi kanlı canlı, acı çeken ruhlar bırakan sayılar.

1, bir yaşında bir erkek çocuğu, babasını hiç anımsamayacak… 16 ve 20 iki genç kızın yaşları, babalarını hiç unutamayacak…

20’li, 30’lu, 40’lı yaşlar başlıktaki… En yaşlısı 50’nin sonunda, henüz benim yaşıma gelmemiş Korgeneral Osman Erbaş.

Gidenler çavuşlar, astsubaylar, yüzbaşılar ve albay. Geride kalanlar acılı ana babalar, eşler, kardeşler, çocuklar…

Benim içimde de hiçbir şey yapma isteğine yer bırakmamış bir sıkıntı. Sadece sıkıntı.

Televizyonda “acayip uzman” uzmanlar uzman uzman konuşuyorlar. Bu helikopterler şöyleymiş, böyle teknolojik özelliklere sahipmiş, sosyal medyada dolaşan yalanlara itibar etmemeliymişiz, sadece resmi açıklamalara güvenmeliymişiz, helikopter vurulmuş olamazmış, neyin nasıl olduğu kaza kırım raporu çıktığında belli olurmuş.

Resmi açıklama belli; “Saat 13.55’te kalkış yapan Kara Kuvvetleri Komutanlığımıza ait Cougar tipi bir helikopter ile saat 14.25’te irtibat kesilmiştir. Arama çalışmaları sonucunda helikopterin kaza kırıma uğradığı tespit edilmiştir. Söz konusu elim kaza neticesinde; helikopterde bulunan kahraman silah arkadaşlarımızdan 11’unun şehit olduğu, 2 kahraman silah arkadaşımızın ise yaralandığı belirlenmiştir.”

İlk bilgiler kazanın ani değişim gösteren olumsuz hava şartları nedeniyle meydana geldiğini gösteriyormuş!

Geride kalanlar için ne fark eder ki?

Askerlik zaten ölümle sözlü olunan bir meslek diyerek, şehit oldular diyerek geride kalanların acısı ne kadar hafifletilebilir ki?
Bir de insanın içindeki sıkıntı… Mutlaka zaman zaman size de olmuştur… Şimdi, beni hiçbir şey yapmayı istemeyen bir ruh haline gömen şu sıkıntı. Yazsan ne yazacaksın, söylesen ne söyleyeceksin, nasıl başka bir konudan söz edebileceksin…

Belli bir yaştan geriye bakınca; 50’ler, 40’lar, 30’lar, 20’ler nasıl da küçük görünüyor insana. Kardeşiniz, öğrenciniz, çocuğunuz yaşta insanlar. Yoklar artık!

Orduda böyle VİP personeli çok uçurmuş olan uçak teknisyeni kardeşimden biliyorum. Kaç kez, nasıl bir titizlikle kontrol edilmiştir o helikopter.

Bir de; öyle ilerledik ki savunma sanayinde, askeri teknolojide! Ama aniden değişen olumsuz hava koşullarıyla bir helikopter düşebiliyor hâlâ...

Kara Kuvvetleri’nde 1996’dan bu yana görev yapan Fransız-Alman ortak tasarımı AS532 Cougar tipi helikopterlerde, resmi açıklamalara göre; birisi füzeyle vurulup düşürülme, üçü kaza sonucu 39 canımızı yitirmişiz. Başlıkta sıralanan yaşlarda 39 can!

Saatte 278 km hıza çıkabilen (televizyondaki uzman 400 km/saat hızla gittiği hesabını yapmıştı), 842 km menzilli, tam teçhizatlı 21 asker taşıyabilen, çift motorlu, iki pilot ve bir teknisyenle uçan bu Cougar’larda mı bir sorun var? Kim bilir!

İçimde öyle halsiz ve hiçbir şey yapamayacak gibi hissettiren bir sıkıntı, kafamda cevapsız sorular ve önümde yazmam gereken bir köşe…

Ama yazabileceğim bir şey de yok işte.