Aydın’da şu anda 29 JES faaliyet halinde. JES’lerin halk sağlığına etkisini değerlendiren Dr. Metin Aydın, santralların saldığı gazların içindeki kükürt dioksit ve hidrojen sülfürün kentin çürük yumurta kokmasına neden olduğunu söyledi: “36 yıldır JES’ler izinsiz olarak çalışmakta. Böyle bir uygulamanın Patagonya’da bile olma olasılığı yok ama Aydın’da yürürlükte”

29 JES kenti zehirliyor iktidar sadece seyirci!

Eski Aydın Tabip Odası Başkanı Dr. Metin Aydın, JES’lerin halk sağlığına etkisini değerlendirdi. Dr. Aydın, JES’lerin saldığı gazlar içindeki kükürt dioksit ve hidrojen sülfürün kentin sürekli çürük yumurta kokmasına neden olduğuna dikkat çekti.

Jeotermal santrallarin tarıma, çevreye ve insan sağlığına bir dizi etkisi söz konusu… Siz bu etkileri nasıl özetlersiniz?29-jes-kenti-zehirliyor-iktidar-sadece-seyirci-743058-1.

JES’ler öncelikle ekolojiye zarar vermeye başlıyor. JES’ler 1’inci sınıf tarım arazilerine, sulak alanlara, arkeolojik alanlara, sit alanlarına, yerleşim yerlerine veya yakınlarına kuruluyor. Yaşam alanlarına müdahale ettikleri için ekolojiye zarar veriyor.İkinci zararları ise JES’lerin hem kurulum hem de faaliyetleri sırasında çıkardıkları akışkan, yoğuşmayan gaz ve buharlar ile hava, su, toprak kirliliği yapmaları. Normal koşullarda JES’lerin çıkardıkları akışkan miktarı 10 lt/sn üstünde ise bu akışkanı kanunen reenjekte etmek zorunda. Fakat maliyet gerekçesi ile çıkardıkları akışkanların yüzde 20-40 kadar miktarını reenjekte etmeyip dere, çay, sulama kanallarına ve en nihayetinde de Büyük Menderes Nehri’ne bıraktıkları için Aydın’da yerüstü ve yeraltı su kirliliği meydana getiriyorlar. Reenjekte edilmeyip Büyük Menderes Nehri’ne bırakılan akışkan miktarı yılda 80 milyon tondan fazla. Bu akışkanların içinde ise insan ve bitki yaşamına toksik etki gösteren pek çok ağır metal ve radyonükleit madde var. Bunların en önemlileri arsenik, bor, lityum, nitrat, kadmiyum, kurşun, tuz ve radon. Bunların hepsi ise kanserojendir.

Peki, Aydın’daki JES’ler için ne söylemek gerek, bu ısrarın nedeni ne? Ayrıca neden JES’ler burada yoğunlaştı?

2007’de çıkarılan Jeotermal Kaynaklar ve Doğal Mineralli Sular Kanunu ile Aydın topraklarının yüzde 85’i JES kullanımına açıldı. Bu kanuna istinaden jeotermal işletmeleri Aydın’da neredeyse yeri göğü işgal ederek her yere JES yapma yarışına giriştiler. JES yapımını hükümetin desteklemesi, mevzuatların onların isteğine göre düzenlenmesi, yüksek fiyatla elektrik alım garantisi verilmesi, JES’lerin denetimlerden muaf tutulmaları, JES işletmeciliğin en kazançlı sektörler arasında olması nedeniyle Aydın’da JES yapımı çok hızlı bir seyir izlemekte. Aydın il sınırları içinde şu anda 29 JES faaliyet halinde. Şu anda Türkiye’de üretimde olan JES’lerin yüzde 58’i Aydın’da yer almakta. JES’lerin havaya, suya saldıkları akışkan ve yoğuşmayan gazların hepsi Büyük Menderes Nehri’ne ve semalarına bırakıldığı için tüm bu JES’lerin oluşturduğu kirliliğin tamamı Aydın’da hissedilmektedir.

Tüm Avrupa’da jeotermal kaynaklara bağlı üretilen elektriğin yüzde 24’ü tek başına Aydın’da bu 29 JES tarafından üretilmekte. Oysaki Aydın ilinin yüzölçümü Avrupa yüzölçümünün on binde 7’si kadardır. İşte Aydın’da JES’lere bağlı ortaya çıkan tüm çevre kirliliklerin ana nedeni budur. Önümüzdeki süreçte Aydın’a en azından 29 tane daha JES yapılabilme olasılığının olduğudur. Hükümetin JES’lere verdiği destek, jeotermal işletmelerin rant hırsı göz önününde bulundurulduğunda bunun uzak ihtimal olmadığı görülmekte.

JES yapımını hükümetin desteklediğini söylediniz. Hükümet ve yerel yönetimlerin JES şirketleri ile işbirliği içerisinde mi? Böyle bir gözleminiz var mı?

Hükümet, jeotermal uygulamalarını desteklemek ötesinde Avrupa Birliği, Avrupa Bankaları ile birlikte adeta JES’lere ortak gibi hareket etmekte, jeotermal uygulamaların her noktasında şirketlere destek vermekte. Bu güne kadar ülkede hiçbir valilik, JES’ler için ‘ÇED gereklidir’ kararı vermedi. Yerel yönetimlerin durumu hükümetin jeotermal işletmelerine olan tutumundan farklı değil. Aydın’daki 29 JES’in 26 tanesinin ‘İşyeri Açma ve Yapı Kullanımı İzni’ yok. Aydın Barosu’nun araştırması ile bu acı gerçek Aydın’da JES’lerin ilk kurulduğu 1984 yılından sonra ortaya çıkarıldı. Aydın’da JES’lerin büyük ekseriyeti 36 yıldır izinsiz olarak çalışmaktadır. Böyle bir uygulamanın Patagonya’da bile olma olasılığı yok ama Aydın’da yürürlükte. Normal koşullarda bu JES’lerin hepsi ilgili belediyeler tarafından hemen kapatılması gerekir. Fakat Aydın’da hiçbir belediye bu kararı alıp uygulamıyor.


DERTLERİ ‘SOSYAL MESAFE’ DEĞİL, KÖYLÜLERİ YILDIRMA

29-jes-kenti-zehirliyor-iktidar-sadece-seyirci-743059-1.

AYCAN KARADAĞ

Aydın’ın Beyköy ve Kuyucular mahallelerinde Karadeniz Elektrik Üretim A.Ş tarafından açılmak istenen JES’e karşı direnen köylülerden 35’ine ‘sosyal mesafe kurallarına uymama’ gerekçesi ile 3 bin 150'şer lira para cezası kesildi. Karar büyük tepki çekerken, ceza alan köylüler Aydın Asliye Hukuk Mahkemesi’ne itiraz etti, dilekçe verdi. İtiraz dilekçelerinin ardından Aydın Adliyesi önünde bir basın açıklaması gerçekleştirildi.

Aydın Çevre ve Kültür Platform’unca gerçekleştirilen basın açıklamasında, şirketin ÇED süreci gerçekleşmeden çalışma yaptığı vurgulandı: “Hiçbir yasal veya insani yükümlüğü tanımayan bu uygulama ne yazık ki yetkiler tarafından da cezasız bırakıldığından aynı pervasızlıkla yapılmaya devam edilmesini sağlamakta. Yaşadığı coğrafyaya, hayata, yetiştirdiği ürünlerine sahip çıkmak isteyen AYÇEP Başkanımız Mehmet Vergili’ye ve köylülerden 34 kişiye maske kullanmadıkları, sosyal mesafeye uymadığından 3 bin 150 TL cezası kesilmiştir. Bu cezaların kesilmiş olması ironiktir. Bu düpedüz yıldırma operasyonudur. Bilinmelidir ki yazılan bu cezalar bizi ve Aydın halkını yıldırmayacaktır.”


HALK TOPRAKLARINI KAYBEDİYOR

Aydın Efeler ilçesi JES tehdidi altında. Efeler Belediye Başkanı Mehmet Fatih Atay’a göre, Efeler’in durumu oldukça kötü. Başkan Atay, “Vatandaşlarımız yaşamları boyunca gelir elde ettikleri topraklarını kaybediyorlar” diyor ve ekliyor: “Doğanın bu şekilde tahrip edilmesine tepki vermek zorundayız.”29-jes-kenti-zehirliyor-iktidar-sadece-seyirci-743060-1.

Atay, özetle şunları söyledi:

ZARARI ÇOK: Jeotermal santrallardan dolayı meydana gelen sıcaklık artışı çeşitli iklim değişiklikliğine neden olmakta. Avrupa’daki uygulamalarıda jeotermal kaynak buhar kullanıldıktan sonra suya dönüştüğünde çıkarıldığı noktadan yer altına geri veriliyor. Efeler’de ise JES santrallarini şirketler bu maliyetli işlemi yapmak yerine geceleri boş dere yataklarına, tarım arazilerine jeotermal suyunu bırakıveriyorlar. Aydın’da jeotermal santrallarinin incir, zeytin ve pamuğa verdiği zararlar belgelendi. Çıkarmış oldukları akışkanları, derelere, çaylara ve Büyük Menderes Nehri’ne bırakıyorlar. Efeler’e bağlı Yılmazköy Mahallesi’nde 1 Mayıs’ta jeotermal kuyusunda patlama gerçekleşmişti. Patlama ile ağır metaller havaya karışmış, sıcaklığı 200 dereceye ulaşan sular ise çevredeki zeytin bahçeleri ve tarım arazilerine yayılmıştı. Belediyemize ait gaz ölçüm cihazı ile yaptığımız ölçümün sonucu korkutucu boyuttaydı. Uzman arkadaşlarımız, profesörler çıkıp da 'jeotermallerden çıkan gazlar insanlığa ve doğaya zarar vermiyor' diyebilir mi?

YURTTAŞLAR DİRENİYOR: Aydınlı da jeotermale karşı durarak hem hakkını kullanıyor hem de ödevini yerine getiriyor. Efeler’de durum o kadar kötü ki, vatandaşlarımız yaşamları boyunca gelir elde ettikleri topraklarını kaybediyorlar. Doğanın bu şekilde tahrip edilmesine, istendiği gibi kullanılacağı düşüncesine tepki vermek zorundayız.

MADEM ZARARSIZ KENDİLERİ OTURSUN: Toprağımızı, incirimizi, zeytinimizi istiyoruz. Santrallarin zararsız olduğu propagandası yapılıyor. Öyleyse bu şirketlerin evlerini biz yapalım gelsinler aileleri ve çocuklarıyla birlikte jeotermal santrallarinin içinde otursunlar bakalım. Madem zararsız, madem kanser etmiyor buyursunlar gelsinler otursunlar. Ben insanlığa zarar veren bütün jeotermallere karşıyım.

DEĞMİYOR: Aydın’da bulunan JES’lerde üretilen enerji Türkiye genelindeki elektrik üretiminin sadece binde yedisini karşılıyor. Yani attığımız taş ürküttüğümüz kuşa değmiyor. Ülke genelinde saatler 1 saat geri alınırsa güneş ışığından daha fazla yararlanırız. Böylece Efeler ‘de JES’lere ihtiyaç kalmaz.

BİRİLERİ KAZANACAK DİYE KANSER OLACAĞIZ: Bu kurulan tesislerin yerleşim yerlerinden ve üretim yapılan alanlardan uzak olması gerekiyor. Biz çevreye zarar veren şirketlere ruhsat verdirmemeye çalışıyoruz. Biraz daha jeotermal enerji santralı kurarlarsa biz öleceğiz, kanser olacağız. Birileri çok para kazanacak diye biz ölmek zorunda mıyız?


MÜCADELE EDENLER ANLATIYOR: SEBZE VE MEYVENİN ESKİ TADI YOK29-jes-kenti-zehirliyor-iktidar-sadece-seyirci-743064-1.

Aydın Kızılcaköy direnişçisi Fatma Orbay: “Kızılcaköy, zeytiniyle inciriyle geçinen küçük bir köy. Burası birinci derece tarım arazisi. Biz köy meydanında kurduğumuz çadır ile 20 aydır bunun mücadelesini veriyorduk, koronavirüs sebebiyle çadırı kapatmak zorunda kaldık. 3-5 gün sonra ÇED olumlu raporu çıktı. Kızılcaköy Çevre ve Dayanışma Derneği olarak dava açtık. Efeler Belediyesi de dava açtı. Hukuksal mücadelemizin yanında, hayat normalleşince çadırlarla mücadelemize devam edeceğiz. Zeytinlik yasasına göre buraya tesis bile kurulamaz ancak bunlar zeytinlik sahasına, insanların yaşam alanına tesis kurmak istiyorlar. Bir de buradaki tesis en büyük tesis olacakmış, 120 tane kuyu yapılacağı söyleniyor. İnsanlar burada zeytinini, incirini ve sebzesini dikiyor. Hem kendileri yiyor hem de satıyorlar ve geçimlerini sağlıyorlar. Aydın’ın birçok yerinde benzer girişimleri var, Germencik bitmiş durumda. Etrafımızdaki kuyuların buharlarından çok fazla etkileniyoruz. Verimli tarım ürünü alamıyoruz. Meyve ve sebzelerin eski tadı yok. Biz bunun mücadelesini veriyoruz. Bu topraklar bize miras kaldı, biz de bu toprakları geleceğe miras bırakmak istiyoruz.”

ARTIK DAHA FAZLA TESİS YAPILMASIN29-jes-kenti-zehirliyor-iktidar-sadece-seyirci-743065-1.

Ziraat Mühendisleri Odası Aydın Şube Başkanı Mahmut Nedim Barış: “JES’ler Aydın’a ekonomik yönden hiçbir katkı sağlamamakta. Havaya salınan gazlar ve akışkanlar hava ile toprağın kimyasını bozuyor ve suların kirlenmesine neden oluyor. Bor, arsenik, ağır metaller, tuz ve alkali maddele zararlardan birkaçını kapsar. Sulama suları ve gazların bitkiler tarafından kullanılması, besin yoluyla insanlara ve hayvanlara zarar vermekte. Çıkan gazlar insanlarda solunum yolu hastalıkları ve buna benzer rahatsızlıklar ortaya çıkarmakta. Bu koşullardaki santrallar çalıştırılmamalıdır. Çözüm: daha çok yarar sağlayan ve yüksek teknoloji uygulayarak seracılıkta kullanılması, daha fazla tesis yapılmaması.”

BU ÇILGINLIKTAN BİR AN ÖNCE VAZGEÇİN29-jes-kenti-zehirliyor-iktidar-sadece-seyirci-743066-1.

Aydın Çevre ve Kültür Platformu Başkanı Mehmet Vergili: “JES’ler dünyanın hiçbir yerinde tarım topraklarında veya verimli arazilerde kurulmuyor. Bizde ise şirketler tüm yasaları çiğniyorlar. Bundan dolayı da jeotermal santrallerinin bize faydası değil zararı olmaya başlıyor. Şu an da 39 tane santral var. Bu santrallarin açılmasından önce Aydın dünyanın en temiz coğrafyalarından biriyken şu an en kirlilerinden biri. Açılan bu 39 santral bizim havamızı suyumuzu toprağımızı elimizden aldı. Bütün canlılar yok olmaya başlıyor. İnsanları kanser, KOAH gibi hastalıklarla uğraştırıyor, psikoloji bozuyor. Bu işin faydası bölgedeki kapitalist şirketlerin uzantılarına yarıyor. Buradaki sular bitince bölge bir enerji çöplüğüne dönüşecek. Bunun için şunu söylüyoruz; jeotermal çılgınlığından vazgeçin. AKP’ye bağlı olan tüm belediyeler jeotermal santrallarina destek veriyorlar. Aydın’da artık halk uyandı. Jeotermal tesisine destek olan kimi AKP’li, kimi MHP’li, kimi CHP’li adayları halk seçmeyerek, tepkisini gösterdi.”