Özbekistan kültürünü temsil eden ‘Lazgi: Ruhun ve Aşkın Dansı’ gösterisi Türkiye’ye geliyor. Projenin başkanı Gayane Umerova “Lazgi, hep bizimle birlikte olacak bizi geleceğe taşıyacak” diyor.

3 bin yıllık kültür günümüze taşındı
Lazgi, 21 Haziran Salı İstanbul AKM’de sahnelenecek. (Fotoğraf: BirGün)

Erkin Can SEYHAN

Dans, insanlık tarihinin en köklü kültürel değerlerinden biri. Dolayısıyla her coğrafyanın ve ulusun, kendine özgü dans gelenekleri var. Kültür Sanat Geliştirme Vakfı Özbekistan Ulusal Balesi, Özbekistan kültürünün önemli sembollerinden biri olan Lazgi isimli dansı, çağdaş motiflerle buluşturuyor. ‘Ruhun ve Aşkın Dansı’ olarak tanımlanan Lazgi, 21 Haziran’da İstanbul Atatürk Kültür Merkezi, 28 ve 29 Haziran’da ise Bursa Merinos Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi’nde seyirciyle buluşacak. Gösteri hakkındaki detayları Özbekistan Cumhuriyeti Sanat ve Kültür Geliştirme Vakfı İcra Direktörü, aynı zamanda Lazgi’nin proje başkanı Gayane Umerova ile konuştuk.

Öncelikle projenin temelinden bahseder misiniz? Bu projenin fikri nasıl ortaya çıktı?

Hazırlanması uzun ama çok heyecanlı bir süreçti. ACDF ve Berin Art bu Lazgi-Dans projesiyle bana geldi ve ben de araştırmaya başladım. Özbekistan halkı ve kültürü için çok büyük bir tarihi hazine olduğu için başlarda biraz şüpheliydim. Bunun büyük bir sorumluluk olduğunu düşündüm ve belki de gerçekten dikkatli olmalıydım. Sonra projenin sayfalarını açtığımda daha çok ilgimi çekmeye başladı. Dolayısıyla Lazgi projesine başlamak ve devam etmek ilginç, heyecan verici, zorlu bir süreçti.

Gayane UmerovaGayane Umerova

Lazgi’nin üç bin yıllık bir kökeni olduğunu ifade ediyorsunuz. Bu tarihi ve kültürel değer, 2019’da UNESCO’nun İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Mirasının Temsili Listesi’nde yer almaya başladı. Bunun Özbekistan kültür ve sanatı için anlamı nedir? Uluslararası ilginin artmasına katkısı oldu mu?

Bana göre Lazgi dansı ulusal bir hazinedir ve pek çok ülke ve kültürde bu kadar uzun bir dans geleneği yoktur. Bu yüzden çok özel ve çok benzersizdir. Ülke adına büyük bir şey olduğunu düşünüyorum. Bu değeri gerçekten veriyorlar. Lazgi dünyanın her yerinde gösterilmelidir ki diğer ülkeler ve kültürler de bu dansı görebilsin. Sanatsal, kültürel ve tarihsel bağların değişimi için çok önemli bir gösterge Lazgi. Müzikleri, kostümleri ve her şeyiyle çok büyük bir şey olduğunu düşünüyorum. Onu keşfetmek benim için bir zevkti.

Geleneksel bir kültürü çağdaş bir prodüksiyon ve performans ile birleştirirken dikkat ettiğiniz hususlar ne oldu? Lazgi’yi, kökenine ve tarihine uygun bir şekilde günümüze taşımak için hangi hassasiyetleri gözettiniz?

Eğer danslardan söz ediyorsanız, yorumlamaya çalıştığım konu, 3 bin yıllık bir kültürü sahneye nasıl taşıyabileceğimizle ilgiliydi. Başlangıçta, nasıl icat edildiğine ve bir müze aracılığıyla iş dünyasına ve geleceğe taşıdığına dair metaforlar ve tarihi hakkında detaylar bulmaya çalışıyordum. Çünkü Lazgi, Özbekistan’ın her zaman bir parçasıydı ve böyle olmaya da devam edecek. Geçmiş her zaman yanımızda, bizimle birlikte olacak ve bizi geleceğe taşıyacaktır. Dolayısıyla geçmişten bugüne ve geleceğe geçişin bir anlatımı olduğunu düşünüyorum. Bu, en çok netleştirmeye çalıştığımız noktalardan biriydi.

Gösteri yalnızca İstanbul ve Bursa ile sınırlı mı kalacak? Gelecek dönemde Türkiye’nin farklı şehirlerinde sahnelenmesi ile ilgili bir planınız var mı?

Bu elbette sadece benim karar verebileceğim bir şey değil. Öncelikle organizatör Berin Art ve ACDF Özbekistan’ın kararı önemli. Ama eminim ki bu kadar güzel bir kültüre sahip Özbekistan’ın Lazgi’sinin de mümkün olduğunca dünyanın her yerinde gösterilmesini diliyorum. Bunun için de tüm enerjimi evrene yolluyorum.

AŞKIN DANSI LAZGİ, KADIN OLMANIN EN İYİ TEMSİLİYDİ

Lazgi’yi “Ruhun ve Aşkın” dansı olarak lanse ediyorsunuz. Bu tanımın altındaki tarihsel anlam nedir? Özel öyküsü var mı?

Araştırmamı yaptığımda Lazgi’nin çok uzun bir tarihi dönemi kapsadığını öğrendim. Hatta üç bin yıllık bir kökeni olduğunu öğrendim ve görsel verileri izlemeye başladığımda, dans bir erkek dansı gibi görünüyordu. Ama sonuçta, geçmişten beri her zaman kadın dansıydı Lazgi. Bu yüzden solist Nozaar Artikova’ya sordum ve bu projeyi üç ayrı koregrafiye bölmeye çalıştım. Çünkü ruhun ve aşkın dansı Lazgi; dansa olan aşkı gösterir ve lazgi dansının ruhudur. Bu yüzden benim için en önemli unsur, Lazgi’nin kadın olmanın en iyi temsili olmasıydı. Bu bir yaşam ve sevgi hikâyesi oldu. Özbekistan kültüründe her zaman vardı ve her daim de var olmaya devam edecek.