300 lirayla nüfus artmaz
Cumhurbaşkanı Erdoğan, doğurganlık hızının düşmesine öfkelendi. Ancak bunu isteyen her ülkede sayısız teşvik verilirken Türkiye’de her doğuma tek seferlik 300 TL ödeniyor. Prof. Çavlin'e göre sorunun odak noktası, 3 milyona yakın gencin ne eğitimde ne istihdamda yer alması.
Semra KARDEŞOĞLU
Türkiye İstatistik Kurumu’nun geçen hafta açıkladığı nüfus verileri, doğum istatistikleri Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da gündemindeydi. Kabine toplantısı çıkışı yaptığı açıklamada “Nüfusun kendini yenileme eşiği olan 2,1 seviyesinin altındayız. Bu, açık söylüyorum Türkiye açısından varoluşsal bir tehdittir, felakettir. En az 3 çocuk çağrımızın önemi bugün daha iyi anlaşılıyor” dedi. Bunun nedenini yalnız yaşamayı tercih eden birey sayısı ve boşanma oranlarının artması, evlilik oranlarının düşmesine bağladı. “Önümüzdeki dönemde daha kararlı olacağız” dedi.
Erdoğan uzun yıllardır ‘En az 3 çocuk yapın’ dese de AKP iktidarı boyunca doğurganlık hızı anormal biçimde düştü. 15-49 yaş arası kadın başına düşen çocuk sayısı 2001 yılında 2.38 iken AKP’li yıllarda hızla eriyerek son olarak 1.51’e düştü. Bu oran 1.53 olan Avrupa ortalamasının altında. AKP’nin projelerinin ne olduğunu bilmiyoruz ancak bilinen şu ki ekonomik güçlükler çocuk sahibi olmaktan uzaklaştırıyor, sınırlıyor. Çiftlere ekonomik ve sosyal destek sağlamadan bu tablonun değişmesi güçleşiyor. Nüfusbilim Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Alanur Çavlin bu konudaki sorularımıza yanıt verdi.
Çavlin, Erdoğan’ın “Boşanma arttı, evlilik azaldı, çocuk da azaldı” tezini yalanlayan bilgiyi verdi: "Mesele evlenmemek ya da çocuk yapmamak değil, çiftlerin 1 ila 2 çocuk arasında kalması” dedi. Çavlin’in yanıtlarında şu noktalar öne çıktı:
Ne eğitimde ne istihdamda olanlara bakmalıyız: Türkiye’de nüfus projeksiyonlarına göre 2050’de nüfusumuz azalmaya başlayacak. O güne kadar işgücü anlamında bir sıkıntı yok. Ama bunun önlemleri şimdiden alınmalı. Bizim şu anki sıkıntımız: Ne eğitimde ne de işte olan genç nüfusun büyüklüğü. Bu sorunu çözmedikçe doğurganlık hızını yükseltemeyiz.
Kadınların yüzde 50’den fazlası sigortasız: İkinci mesele, kadınların yüzde 50’sinin sosyal güvenceden yoksun çalışması. Bu ne demek bu kadının zaten ‘doğum izni, annelik izni’ gibi bir hakkı yok ki. Doğum yapana kadar sigortasız bir işte çalışıyor. Sonra çıkıyor.
Cinsiyet eşitliği sağlanmalı: İskandinav ülkeleri ile Fransa’da düşüş ‘cinsiyet eşitliğine’ yönelik adımlarla bir miktar yükseldi. İzin, kreş vb. uygulamalar etkili oldu. Bunun önemi yadsınamaz.
En küçük kentlerde de durum aynı: Doğurganlık hızı şu an büyükşehirlerde 1.21’e kadar inmiş durumda. Ne var ki yakından baktığımızda küçük Anadolu kentlerinde de buna yakın. Orada da durum farklı değil. Nüfusun neredeyse tamamının kentte yaşıyor olması bunda önemli bir etken.
Avrupa’da çocuklular en az 2 çocuklu: Ülkede farklı olan durum şu; Avrupa’da iki kesim var. Bir grup hiç çocuk sahibi olmayan çiftler. Diğeri en az iki çocuğu olanlar. 2 üstünde de var. Bizde ise çocuksuz olan çift ya da kişi sayısı bütünü etkileyecek oranda değil. Çiftlerin hemen hepsinde çocuk var ama bu bir ya da iki. Yani planlıyor ve “Bir çocuk yapabilirim” diyor. İkinci çocuk isteyene gereken destek mekanizması sağlanmalı.
Kamu desteği olmadan mümkün değil: Bu durumda yapılması gereken çocuk sayısını birden ikiye çıkarmak isteyene kamu desteği sağlamak. Aileler bugünü değil, üç yıl sonra yaşayacakları kreş, 6 yıl sonra yaşayacakları okul ve sonrası için işsizliği düşünüyor. Hükümet, 2015’te “Her doğan çocuğa ilk altın devletten” kampanyası başlatmıştı. Ama o dönem bir altın 300 TL’ydi. Sizden öğreniyorum ki geçen 9 yılda bu miktar 300 TL’de kalmış. Çocuğa ücretsiz sağlık, eğitim gibi imkânlar hazırlanmadan bu nasıl olacak?
TÜİK göçmen verilerini açıklamalı: TÜİK’in verilerine göçmen ve mülteciler dahil değil. TÜİK’ten 5 milyona yakın bu nüfusa ilişkin verileri talep etmeliyiz.
∗∗∗
‘İLK ALTIN DEVLETTEN’ DENİLDİ, 9 YILDA TEK KURUŞ ARTMADI
Çocuk sayısını teşvik için dünyada sosyal destek verilirken Türkiye’de sadece tek seferlik bir yardım veriliyor. O da bir paket bebek bezi fiyatına neredeyse denk. 2015’te başlatılan “Her çocuğa ilk altın devletten” kampanyası çoktan tarih oldu. Şu an birinci çocuğa 300, ikinci çocuğa 400, üçüncü çocuğa 600 TL bir kereye mahsus ödeme yapıyor. Bunun dışında bazı yerel yönetimler destek veriyor. Örneğin İstanbul Büyükşehir Belediyesi 0-4 yaş arası çocuğu olan annelere şehir içi ücretsiz ulaşım hakkı sağlayan kart veriyor. Avrupa’da hemen her ülkede düzenli çocuk desteği, ücretsiz kreş imkânı sağlanıyor. İskandinav ülkelerinde ayrıca esnek çalışma saatleri ve yaygın çocuk bakım merkezleri gibi uygulamalarla çalışan çiftler çocuk sahibi olmaya teşvik ediliyor.
Fransa: Doğum sonrası en az bin avro destek, sonrasında düzenli çocuk yardımı yapılıyor.
Almanya: 0-5 yaş arası çocuklar için 230 avro, 6 ile 11 yaş arası için 301 avro, 12 -17 yaş arası için 395 avro yardım yapıyor.
Hollanda: Ebeveynler, çocuklar için karşılıksız para alıyor. Ödeme 3 ayda bir yapılıyor. Miktarı 279-399 avro arasında değişiyor.
Macaristan: 3 çocuklu çiftlere 30 bin avro veriyor.
Avustralya: Vergi indirimi uyguluyor.
Danimarka: Bakım harcamaları karşılanıyor.
Kanada: ‘Evrensel Çocuk Bakım Yardım Programı’ ile teşvik veriyor.
Türkiye: Birinci çocuğa 300, ikinci çocuğa 400, üçüncüye 600 TL’lik tek seferlik ödeme yapıyor.