Nasılsınız bu yeni yılın ilk gününde? Akşamdan kalma mısınız? Tahminen öyle. Bu kadar içkiyle mücadeleye siz de onu imha ederek katılmışsınızdır umarım. Şöyle dışarı çıkıp biraz hava almak isteseniz de daha bir kaç gün evdesiniz zorunlu olarak. Yıllar önce bir yılbaşı sonrası bu gün 32 Aralık diye yazmışım ne kadar umutsuzsam gelecekten. Aslında ayların yılların sayıların ne kusuru var? Bütün kabahat bizlerde. Mevlana’nın ünlü sözü “Ya olduğun gibi görün ya göründüğün gibi ol” öğüdüne kulak asmamamızdan. Geçenlerde yaklaşık iki bin önce sene önce yaşamış Epiktetos’un bir sözüne rastladım. “Mesela bir kedi ağaç olmaya çabalamaz” diye yazmış. Ama bizler saf temiz dürüst insanlığın dışında her şey olmaya çabalıyoruz. Özellikle sosyal medyada olmuşuz gibi, yapmışız gibi Daniska’nın şarkısındaki “mış gibi” davranmıyor muyuz?

Bakın bu sözle twitter kullanıcılarına bir mesaj iletmiş olabilir mi Epiktetos: “Önce söyleyeceğiniz şeyin anlamını öğrenin, sonra konuşun.” Ya da bununla televizyonlardaki tartışma programlarına katılan sözde akademisyenlere, “Bir güzel söz söyleme sanatı varsa, bir de güzel anlama ve dinleme sanatı vardır” mesajını… Ne dersiniz?

Ya da en ufak bir protestoda mitingde orantısız güç kullanan kolluk kuvvetlerine şu hatırlatmayı yapmış olabilir mi? “Bana ‘Ben sana zarar verebilirim, tekme atabilirim’ dersen bil ki insana değil, eşek ve ata uygun bir özellikle övünüyorsun.”

Diyaneti ilgilendirsin ya da ilgilendirmesin her konuda görüş bildiren durumdan vazife çıkaran ama zırhlı Mercedes’inden de inmeyen Diyanet İşleri Başkanı’nın kulağına şunu fısıldamış olabilir mi? “Bir insanın bildiğini zannettiği bir şeyi, öğrenmesi imkânsızdır.”

Ya da TBMM ne gidip her vekilin masasına şöyle bir not iliştirmiş olabilir mi ünlü düşünür: “Kimseyi övmeyen, kimseyi kötülemeyen, kimseden yakınmayan, kimseyi suçlamayan olgun insandır.”

Ya da ahlaklı ve tutucu olmakla övünen ve her fırsatta bunu dile getiren milyonlara ve onların örnek aldığı lidere “Adaletin olmadığı yerde ahlaktan bahsedilemez” deseydi Montaigne güzel olmaz mıydı?

Mutlu seneler…