Hastaneler borç batağında. Toplumun her geçen gün sağlık ve sosyal güvenlik ihtiyacı artıyor. Hâl böyleyken sağlık hizmetleri için kullanılması gereken 32.4 milyar TL sosyal sigorta/emeklilik fonuna neden aktarıldı?

32 milyar TL neden aktarıldı?

Dr. Ergün DEMİR - Dr. Güray KILIÇ

Sayıştay Denetim Raporu, sağlık hizmetlerinin finansmanı için kullanılması gereken 32.4 Milyar TL’nin yasaya aykırı biçimde sosyal sigorta (emeklilik) fonuna aktarıldığını ortaya çıkardı.

Sağlık Bakanlığına bağlı hastaneler ve kamu üniversite hastaneleri ilaç ve tıbbi medikal malzeme borçlarını ödeyemez durumdalar ve finansal kriz yaşıyor. Ayrıca kış mevsimine girdiğimiz ve pandeminin de yoğun biçimde süregeldiği bugünlerde çok sık kullanılan 52 adet ilaç geri ödeme listesinden çıkartılırken, 39 ilacın ruhsatı askıya alındı. Bu durum, yurttaşların giderek ilaca ve sağlık hizmetlerine erişimini zorlaştırıyor ve cepten harcamayı artırarak sağlık hakkını daraltıyor. Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK), bu koşullarda çalışanların alın teri ile oluşturulan genel sağlık sigortası fonunda bulunması ve sağlık hizmetleri için kullanılması gereken 32.4 milyar TL’yi emeklilik fonuna aktardı.


SGK 2020 yılı Sayıştay Denetim Raporunda saptanan bulgular şöyle:

• Genel sağlık sigortası (GSS) prim gelirlerinin ayrı bir fonda toplanması ve bu fondan yalnızca genel sağlık sigortasından sağlanan sağlık hizmetleri ve diğer haklara ilişkin giderlerin yapılması gerekirken böyle bir ayrım yapılmamıştır.

• GSS fonuna ilişkin gelir ve giderlere bakıldığında 2020 yılında toplam 164.9 milyar TL tutarında gelir elde edilirken, toplam 132.4 milyar TL tutarında gider gerçekleşmiştir. 2020 yılı için genel sağlık sigortası gelirleri giderlerinden toplam 32.4 milyar TL tutarında fazladır. Söz konusu tutarın genel sağlık sigortası fonunda kalması ve sağlık hizmetleri için kullanılması gerekirken sosyal sigorta (emeklilik) fonu giderleri için kullanıldığı görülmüştür.

• Bu itibarla, sosyal sigorta fonu ile genel sağlık sigortası fonunun hiçbir şekilde birleştirilemeyeceği ve fonlar arasında kaynak aktarılamayacağı değerlendirilmiştir.

İŞLEMLER KANUNA AYKIRI

Yapılan işlem, 5510 sayılı Kanun’a aykırı olduğu gibi aynı zamanda Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından genel sağlık sigortalısı ve hak sahiplerine sunulan sağlık hizmetlerinin finansmanında çok önemli sorun alanı olarak görülüyor. Bu durumun hak sahibi olan vatandaşlar ile sendikalar/meslek örgütleri tarafından sorgulanması ve müdahil olunması gerekiyor. Yoksa önümüzdeki günlerde GSS gelir gider dengesinin bozulması ile meydana gelecek ‘açıkların’ adresinin genel sağlık sigortalısı ve hak sahiplerinin cepleri olacağı aşikâr. Ayrıca sigortalılara ve hak sahiplerine sunulan sağlık hizmetlerinin protokol ve sözleşmeler yoluyla satın alındığı sağlık hizmet sunucularına sundukları hizmet karşılığı yapılan ödemelerde de sorun yaşanması kuvvetle muhtemeldir.
Genel sağlık sigortası fonuna ilişkin bilinmesi gerekenleri tekrar hatırlatalım:

Genel sağlık sigortası: Sağlık harcamaların finansmanını sağlayan bu sigorta primi, prime esas kazancın yüzde 12,5’idir. Bu primin yüzde 5’i sigortalı, yüzde 7,5’i ise işveren hissesidir. Yalnızca genel sağlık sigortasına tâbi olanların genel sağlık sigortası primi, prime esas kazancın yüzde 12’sidir.

Genel sağlık sigortası fon gelirleri: Çalışanlardan (4/a,4/b,4/c) alınan GSS prim gelirleri, vatandaşların ödediği vergilerden oluşan genel bütçeden ödenen devlet katkısı, sigortalı ve hak sahiplerinden alınan muayene, tıbbi malzeme, reçete-ilaç katılım payları oluşturmaktadır.

Genel sağlık sigortası fon giderleri: Genel sağlık sigortalısı ve hak sahiplerinin tedavi, sağlık malzeme ve ilaç giderleri oluşturmaktadır.
5502 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumu Kanunu’nun 37’nci maddesinde şu ifade yer alıyor:

“Sosyal sigorta fonu, genel sağlık sigortası fonu ile hiçbir şekilde birleştirilemez ve fonlar arasında kaynak aktarılamaz.”

5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 74’üncü maddesinde ise “Genel sağlık sigortası prim gelirleri; yönetim giderleri, genel sağlık sigortasından sağlanan sağlık hizmetleri ve diğer haklar dışında başka bir amaçla kullanılamaz” Hükümleri yer almaktadır.

O halde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin’e Soruyoruz?

• SGK, neden sağlık hizmetleri dışında başka bir amaçla kullanılmaması gereken genel sağlık sigortası fonunun kanunlara aykırı olarak sosyal sigorta fonu “açıklarını kapatma” /giderleri için kullanmakta?

Ekonomik daralma herkesi etkilemekle birlikte ücretliler, emekliler, çiftçiler ve küçük esnaf kesimi bundan daha fazla nasibini alıyor. Artan gelir eşitsizliği, istihdamın korunamaması, yoksullaşma, işsizlik geniş toplum kesimlerinin sağlık ve sosyal güvenlik ihtiyacını daha da artırıyor. Diğer yandan kamu üniversite hastaneleri başta olmak üzere birçok hastane finansal sıkıntı yaşıyor ve faaliyetlerini sürdürmekte zorlanıyor.

‘İLAÇ YOK’ CÜMLELERİNİ Sıklıkla DUYACAĞIZ

Sayıştay 2020 raporunda diyor ki;

• Döner sermaye ile döndürülmeye çalışılan devlet ve kamu üniversite hastanelerinde “esasen ortada döndürülen bir sermaye olmadığı ve mali gücün yetersiz olduğu, çok ciddi bir borç yükü altında bulundukları ve kısa vadeli borçların karşılanamaz, pek çok kamu üniversite hastanesinin ise mali yapısının sürdürülemez” olduğunu belirtiyor.

Gelinen noktada işletmeye dönüştürülen devlet ve kamu üniversite hastaneleri borç batağında olup finansal olarak sürdürülebilirliklerinin olmadığı ortada. İlaç fiyatlarının belirlenmesinde güncel döviz kurunun yansıtılmamasına bağlı yaşanan sorunlar uzun süredir gündemdeydi. Döviz kurundaki artışlar nedeniyle ilaç fiyatları artıyor ve ancak bu artış ithal ilaçlara yansıtılmadığından başta kanser ve kronik hastalıkların tedavisinde kullanılanlar olmak üzere yaşamsal bazı ilaçlar depolara ve eczanelere verilmiyor.

Özellikle dış finansman kullanan, dövizle tıbbi cihaz ve araç gereç ithal eden sağlık kuruluşlarının da bu krizden etkilenmesi kaçınılmazdır. Ayrıca yerli sağlık hizmet malzemelerinin çoğunun hammaddesinin döviz kuruna endeksli olması maliyeti artırmaktadır.

Önümüzdeki günlerde eczacıların hastalara daha çok “bu ilaçlar piyasada/eczanemizde yok’’ demeye başladığı bir döneme doğru giderken, kamu üniversite hastanelerinin yöneticilerinin de “yeter artık, borçlarımızı ödeyemiyoruz, borç nedeniyle faaliyetlerimiz durmak üzere, birçok önemli ameliyatı da yapamayacak duruma geldik’’ açıklamalarını/ feryatlarını daha çok duymaya başlayacağız.

***

Bakan Vedat Bilgin hâlâ sessiz

• Binlerce işyeri kapanıp, yüzbinlerce işçi işten çıkarılırken,

• İş yerlerinde, işletmelerde tıbbi malzeme ve kişisel koruyucu donanım eksiklikleri yaşanırken,

• Çalışanlar ‘koronadan değil işsizlikten ve açlıktan öleceğiz’ diye haykırırken,

• Plansızlık yüzünden kronik hastalığı olanların tedavileri aksarken,

• Özel sağlık kuruluşları, Covid-19 hastalarından her türlü işlem/girişim/tetkik/tahlil için yüzde 200’ün çok ötesinde ilave ücret alırken,

• Vatandaşlar tarafından çok sık kullanılan ve yıllardır SGK’nın ödediği ilaçlar geri ödeme listesinden çıkarılırken,

• Sağlık Bakanlığına bağlı hastaneler ve kamu üniversite hastaneleri ilaç ve tıbbi medikal malzeme borçlarını ödeyemez durumda olup, finansal kriz yaşarken,

• Sağlık hizmetleri dışında başka bir amaçla kullanılmaması gereken genel sağlık sigortası fonu kanuna aykırı olarak başka fonlara aktarılırken Atandığı günden beri Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin’in kendi görev ve sorumluluk alanına ilişkin hiç sesi çıkmamakta.

• Bakan’a tekraren hatırlatıyoruz: Halkın sağlık hakkının daraltan, ilaca erişimini zorlaştıran ve cepten harcamayı artıran düzenlemelerden bir an önce vazgeçiniz.

***

Kaynak;
Sosyal Güvenlik Kurumu 2020 yılı Sayıştay Denetim Raporu. Bulgu 8: Genel Sağlık Sigortası Fonunun Sosyal Sigorta Fonu ile Birleştirilmesi ve Fonlar Arası Aktarma Yapılması Sayfa; 27 Erişim 24.10.2021
www.sayistay.gov.tr/reports/download/3727-sosyal-guvenlik-kurumu