İzmir’in nüfus açısından 4. büyük ilçesi olan 347 bin nüfuslu Karşıyaka’da bir devlet hastanesi yok. 2016’da çürük gerekçesiyle yıkılan Karşıyaka Devlet Hastanesi’nin olduğu alanda yalnızca semt polikliniği bulunuyor.

350 bin nüfus var bir hastane yok
Fotoğraf: BirGün

Berkay SAĞOL

İzmir’de 50 yıldan fazla süreyle hizmet veren 240 yataklı Karşıyaka Devlet Hastanesi 2016 yılında yıkıldı. Tüm ekipmanları ve sağlık personeliyle birlikte Çiğli Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne taşındı. Yerine 150 yataklı modern hastane yapılacağı sözü verildi. İki yıl boyunca bir çivi dahi çakılmayan hastanenin yıkıldığı alana üçüncü yılında prefabrik poliklinik yapıldı.

Toplam 517 yataklı Çiğli Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin açılmasıyla birlikte İzmir’in 347 binlik nüfusu olan dördüncü büyük ilçesinde yaşayan Karşıyakalılar sağlık hizmetine erişmekte zorlanıyor. Sadece yurttaşlar değil, bölgede bulunan çok sayıda eczane de iflas ederek, kepenk indirmek zorunda kaldı. Karşıyaka’da bulunan Çiğli Bölge Eğitim Hastanesi Semt 2 Polikliniği’nin de 30 Ekim 2020 tarihindeki depremden sonra kapatılmasıyla Karşıyaka halkı tamamen hastanesiz kaldı.

Yaşanan bütün problemlerin aslında birinci basamak sağlık hizmetlerinin yeterli derecede önemsenmediğinden dolayı ortaya çıktığını belirten İzmir Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Süleyman Kaynak, “Birinci basamak sağlık hizmetleri maalesef yeterli koşullarda, uygun kamusal mekânlarda ve yeterli sayıda hekimle, sağlık personeli ve iyi ekipmanlarla, donanımla sağlanamıyor. Birinci basamak sağlık hizmeti çok önemlidir. Koruyucu ve tedavi edici sağlık hizmetlerinin nerdeyse yüzde 90’lık kısmının bu basamakta çözümlenebildiğini biliyoruz. Birinci basamak tamamen ihmale uğradığı için sağlık sorunlarını hastanelerde ve acil servislerde çözmeye çalışıyoruz… Aslında hastane yetmiyor derken birinci basamak yetmiyor demek daha doğru olur. Birinci basamaklara yeterli önem verilmediği için ortaya hastane sorunu çıkıyor. Bayraklı’ya açılacak olan Şehir Hastanesi’nin sorunu çözeceği düşünülüyor ama o da yetersiz kalacak. İnsanlar hem oraya ulaşmakta zorlanacak hem de 2 bin yataklı bir hastane yine yetersiz kalacak. Eğer sağlık sistemini birinci basamakta çözmezseniz çok daha büyük hastaneler yapsanız bile çözemezsiniz. Sadece inanılmaz yüksek maliyetlere katlanırsınız… Sistem bu şekilde oldukça sorunlar yaşanmaya devam edecek” dedi.

‘SİSTEMİN EN BAŞTAN DEĞİŞMESİ LAZIM’

Prof. Dr. Kaynak sözlerine şöyle devam etti: “Hastanelerin acil servisleri hem 24 saat boyunca açık olduğu, hem ücretsiz olduğu hem de müracaat eden herkese bakılmak zorunda olduğu için insanlar daha çok oraya yöneliyor. Türkiye’de yıllık acil servis başvuru sayısı 160 milyona ulaşmış durumda. Diğer ülkelerde acil servis başvuru oranı nüfusun yüzde 15’iyken bizde bu oran yüzde 200. Tüm bu yaşananlar sistemin kötü olmasından ve bozukluğundan dolayı. Sistem artık tamamen tıkanmış durumda. İnsanlar birinci basamak sağlık hizmetlerine gitmiyor, hastanelerde muayene için randevu bulamıyor ve son çare olarak parası olan kişiler özele gidiyor. Bunu başaramayanlar ise acil servislere ve hastanelere yığılıyor… Sağlık sistemi bir yandan hastanelerde tıkanmış durumda bir yandan da randevu ve sağlık hakkına ulaşamayanlar özel sağlık sistemine yöneltilerek sağlık tamamen paralı hale dönüştürülüyor. Bu sistemin en baştan değişmesi lazım.”

Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Çiğli Eğitim ve Araştırma Hastanesi İşyeri Temsilcisi Başak Edge Gürkan, “Yasal olarak her ilçe merkezinde 24 saat acil hizmeti veren bir kamu sağlık tesisi bulunmak zorunda ancak sadece İzmir’de değil Türkiye’nin birçok yerinde devlet kendi eliyle yasayı uygulamayarak suç işliyor. Asıl sorun Çiğli Eğitim ve Araştırma Hastanesi açıldığı günden bu yana şehrin kuzey bölgesinde 24 saat hizmet veren tam teçhizatlı tek hastane” dedi.