Çorlu faciasına ilişkin yeni hazırlanan iddianamede 9 kişinin hapis cezası istendi. Eksik hazırlanan iddianamede genel müdürlükten hiçbir sorumluya dava açılmadı.

4 yıldır oyalıyorlar
Fotoğraf: AA

Dilan ESEN

Tekirdağ’ın Çorlu ilçesinde 8 Temmuz 2018’de 25 kişinin öldüğü, 328 kişinin yaralandığı tren kazasıyla ilgili 4 yıldır beklenen iddianame sonunda hazırlandı. TCDD’nin kazada sorumluluğu bulunan üst yetkilileriyle ilgili soruşturma genişletilerek dava açıldı ancak yeni hazırlanan iddianame de oldukça eksik. Bilirkişi raporlarında TCDD Genel Merkezi’nin sorumluluğu işaret edilmesine rağmen Çorlu Cumhuriyet Başsavcılığı yalnızca 1’inci Bölge Müdürlüğünde görev yapan 9 kamu görevlisi hakkında iddianame düzenledi. ‘Taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve neden olmak’ ve ‘bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olmak’ suçundan düzenlenen iddianamede, 3 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası istendi. İddianame Çorlu Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderildi. Bu dosyanın ana davayla birleştirilmesi bekleniyor. Dava 5 Ekim’de görülmeye devam edilecek.

GENEL MERKEZ YOK

Çorlu Tren Katliamı dava dosyasına giren bilirkişi raporunda kazada sorumluluğu bulunan TCDD’nin üst yetkililerine işaret ediliyordu ancak savcılık 4 yıl boyunca söz konusu yetkililerle ilgili soruşturma başlatmadı. Kazada yaşamını yitiren ailelerin avukatları, soruşturma başlatmayan dosya savcısı hakkında suç duyurusunda bulundu ve mahkeme de bunu kabul etti. Daha sonra dosya savcısı değişti. Dosyaya atanan yeni savcı ise yalnızca 9 kişi hakkında iddianame düzenledi. Söz konusu 9 kişi şöyle: TCDD 1. Bölge Müdürü Nihat Aslan, 1. Bölge Müdür Yardımcısı Levent Muammer Meriçli, 1. Bölge Bakım Servis Müdürü Mümin Karasu, 1. Bölge Servis Müdür Yardımcısı Levent Kaytan, 1. Bölge Servis Müdür Yardımcısı Nizamettin Aras, Yol Kontrolörü Burhan Ortancıl, Yüksek Mühendis Tevfik Baran Önder, Mühendis Kubilay Başkaya, Mühendis Deniz Parlak.

CEZASIZLIK SÜRÜYOR

Dava avukatlarından Deniz Özen, facianın yaşandığı günden bu yana bu iddianameyi beklediklerini söyledi ancak sorunun hâlâ devam ettiğini ifade etti. Yeni iddianamede iki temel problem olduğunu aktaran Özen, “Mümin Karasu hariç hepsinde ‘basit taksir’den, Mümin Karasu için ‘bilinçli taksir’den hazırlanmış. Bu da bilirkişi raporunda böyle yazdığı için yapılmış. Bilirkişi heyetinin kusur durumunun hukuki niteliğine ilişkin yorum yapması yasak. Savcılık da hiçbir niteleme yapmadan bu iddianameyi hazırlamış. İkincisi de savcılık TCDD’nin genel merkezinde bulunan kişilerin kusuru olmadığını söyleyip takipsizlik kararı vermiş. Merkez teşkilata hiç girmemişler. 1. Bölge Müdürlüğü’ndeki birkaç yönetici bakımından dava açmışlar. Yine çok eksik. Kabul edilebilir bir yanı yok” dedi. Takipsizlik kararına itiraz edeceklerini belirten Özen, yapısal soruna dikkat çekti: “TCDD’nin yapısal olarak işlemez hale gelmesinin doğal bir sonucu. Bunu dosyadaki bilirkişi raporları da söylüyor. Dönemin yöneticileri birinci sorumlusu. Bizi bunca yıldır bekletiyorlar. 25 kişinin aileleri adalet arıyor. 4 yılın sonunda elimize sanık diye verdikleri kişiler bunlar ve genel müdürlükten hâlâ tek bir sorumlu bile yok. Cezasızlık pratiğinin sürdüğünü görüyoruz.”