Google Play Store
App Store

İnşaat mühendisleri, İstanbul’da 1999 depreminden sonra belirlenen 470 toplanma alanının birçoğunun imara açıldığını söyledi. AVM ve ofise dönüştüğü kaydedildi.

470 alan imara açıldı, toplanma alanları AVM

Ebru ÇELİK

Silivri’de meydana gelen ve Marmara Bölgesi'ni etkileyen depremin ardından uzmanlar uyarılarda bulunurken TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi, Karaköy’de bulunan şube binasından bir araya gelerek binaların durumuna ilişkin açıklama yaptı.

Açıklamaya TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Nusret Suna, Yönetim Kurulu Üyesi Evren Korkmazer, İstanbul Şube Yönetim Kurulu Başkanı Sinem Kolgu ve Şube II. Başkanı Özer Or katıldı. Burada konuşan Nusret Suna İstanbul özelinde durumun çok çarpıcı olduğunu söyleyerek “Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın verilerine göre yaklaşık 600 bin konut ‘çok riskli’ statüsünde bulunuyor. Toplamda ise 1,5 milyon konutun dönüşümünün gerektiği belirtiliyor” dedi.

Suna, rant odaklı imar düzenine de dikkat çekerek “Marmara Depremi’nden bu yana geçen 25 yılda yapı stokunun iyileştirilmesinde kayda değer bir ilerleme sağlanamamıştır. Kuralsızlık, denetimsizlik ve cezasızlık, kaçak yapılaşmayı körüklemekte ve imar aflarıyla bu yapılar yasallaştırılmaktadır” diye konuştu. Son 25 yılda çıkarılan 6 imar affının yapı güvenliğini tamamen göz ardı ettiğini belirten Suna, bu aflarla yasaya aykırı yapılan, mühendislik hizmeti almamış yapıların “kâğıt üzerinde yasal hale getirildiğini” söyledi. “Bu yaklaşım çaresizliğin değil, bilinçli bir siyasal tercihin ürünüdür” dedi.

BU ALANLAR YETERSİZ!

Suna ayrıca, İstanbul’da 1999 depreminden sonra belirlenen 470 adet Deprem Toplanma Alanı’nın büyük bir bölümünün imara açıldığı, AVM, konut ve ofis projelerine dönüştürüldüğü ifade edildi. 562 adet “Birinci Derece Acil Ulaşım Yolu”nun da birçoğunun araç parkı haline geldiği belirtildi. Suna, “Aradan geçen 25 yılda Deprem Toplanma Alanlarının pek çoğunun imara açıldığı, acil ulaşım yolu olarak belirlenen pek çok güzergâhta ise parklanmaya izin verildiği pek çok kez kamuoyuna yansıdı. Nitekim son İstanbul Depreminde, toplanma alanlarına ulaşmaya çalışan yurttaşların karşılaştıkları inşaat manzaraları açıkça görülmüştür. Deprem toplanma alanları, üzerinde geçici barınma alanlarının kurulabileceği, elektrik, su, ısınma, duş, tuvalet gibi temel ihtiyaçların karşılanabileceği altyapıya sahip büyük ve geniş alanlar olarak tarif edilmektedir. Deprem tehlikesi altında olduğu bir kez daha hatırlanan 16 milyonu aşkın nüfusuyla İstanbul’da, 1999 yılında belirlenen alanların bile yetersiz kalacağı açıkken, bu alanlarda AVM’lerin, lüks konut ve ofis binalarının yükselmesi, ne yazık ki, kamusal alanların rant kaynağı olarak değerlendirildiğini, rantın insan hayatından daha fazla önemsediğini göstermektedir” dedi.