Google Play Store
App Store

Ege Denizi ve çevresinde meydana gelen yüzlerce deprem sonrası 5 büyükşehrin belediye başkanı bir araya geldi. Gökan Zeybek, “24 saat esasına dayalı şekilde hızlı afet kriz masaları oluşturduk” dedi.

5 büyükşehrin belediye başkanı "Ege'de deprem fırtınası" gündemiyle toplandı

Berfin BAYSAN

Ege Denizi'ndeki Santorini Adası çevresinde ardı ardına gelen yüzlerce sarsıntı hem Yunanistan’da hem de Türkiye’de panik haline neden oldu.

Yaşanan depremler sonrası Muğla, Aydın, Denizli, Manisa ve İzmir Büyükşehir Belediye Başkanları, İzmir’de CHP Yerel Yönetimler ve Dirençli Kentlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Gökan Zeybek ve CHP Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Murat Bakan koordinesinde acil durum toplantısı düzenledi.

Ege Denizi’ndeki Kiklad Adaları bölgesinde 28 Ocak’tan itibaren yoğunlaşan sismik aktiviteler ve yaklaşık 600 depremin ardından, yerel yönetimler bir araya gelerek durum değerlendirmesi yaptı.

Yerel Yönetimler ve Dirençli Kentlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Gökan Zeybek, “Ege Denizi'nde meydana gelen yoğun sismik hareketler bölgemiz için risk oluşturmaktadır. Yunanistan önlem alırken, ülkemizin olası bir deprem için hazırlıklarının eksik olduğu görülmektedir. 6 Şubat Kahramanmaraş depremlerinin yıl dönümü. Cumhuriyet tarihinde ilk kez bu kadar çok sayıda yurttaşımızın hayatını kaybettiği bu büyük depremin yıldönümünde, Aydın, İzmir, Denizli, Manisa ve Muğlayı etkileyecek olan deprem riski hakkında değerlendirme gerçekleştirdik. 2020 yılında İzmir Depremi sonrasında TBMM'de kurulan ‘Depremin Hasarlarının Değerlendirmesi Toplantısı’nda alınan kararlarla, Kahramanmaraş depreminin hemen ardından yapılan çalışmada toplam 1412 sayfalık bir rapor görüşüldü” dedi.

"DEPREM VERGİLERİ YOK"

Türkiye’de başta AFAD, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ve Jandarma Genel Komutanlığı olmak üzere yetkili tüm kurumlarca durumun tespitinin yapıldığını belirten Zeybek, “Türkiye'deki riskli alanların hepsi belirlenmiştir, 6.7 milyon riskli konutun 20 yıl içinde dönüştürülmesine dair karar belirtilmiştir. Kahramanmaraş depremi sonrası yıkılan 870 binden fazla konutun 201 bin tanesinin teslim edildi. Görünen o ki bütün bu sürecin ilerlemesi için alışılagelmiş durumların dışına çıkılarak aksiyon alınması gerekmektedir. 17 Ağustos 1999 depreminden sonra Türkiye'de deprem vergisi adı altında bir vergi toplandı ve 2023 raporlarında 40 milyar TL bir vergi toplandığını gördük. Ancak bakanların açıklamalarında deprem için toplanan paraların kentsel dönüşüm yerine bütçe açıkları için kullanıldığı açıklanmıştır” diye konuştu.

Türkiye'de 1980 ile 2000 yılları arası kente geçişin çok fazla olduğunu ifade eden Zeybek, “Bu dönemde mühendislik eğitimi olmadan yapılan yapılar risk oluşturmaktadır. Bu binalarda oturan kat maliklerinin bir çoğunun emekli olması ve emekli maaşı dışında bir gelirleri olmaması binalarla ilgili kentsel dönüşüm süreçlerinde maliyetlerin doğru oluşturulmasını gerektirmektedir. Bunun için ise yapılması gereken faizsiz ve 15 yıllık bir finansman oluşturulmasıdır. Güncel konut kredilerinin aylık ödeme faizlerinin yüzde 4 olması ve Ocak ayı enflasyonlarının yüzde 5 seviyesinde göstermesi, kentsel dönüşüm için vatandaşların maliyetleri karşılamasını imkansız hale getirmektedir” şeklinde konuştu.

"TÜM YÜKÜ YEREL YÖNETİME YIKMIŞ"

AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yaptığı açıklamaya değinen Zeybek, “Tüm yükü yerel yönetimlere yıkmış ve yerel yönetimlerin kentsel dönüşüm süreçlerini hızlandırması gerektiğini söylemiştir. Ancak yerel yönetimlere karşı kaynaklarda yapılan zorluklar ve prim ile SGK borçlarının tahsili üreci zorlaştırırken, İller Bankası'ndan kesintiler yapılmaktadır. İşlerini yapmakta zorlanan yerel yönetimlere yatırım yapın demek çelişkili bir ifadedir. Bu çelişkinin ortadan kaldırılması gerekmektedir" ifadelerini kullandı.

"YETKİLERİ VERİN"

Hazine tarafından yapılan arazi satışlarından pay alması gereken yerel yönetimler paylarını alamadığını kaydeden Zeybek, "Bu uygulamadan hızla vazgeçilmesi gerekmektedir. 99 Depremi sonrasında toplanan vergiler kentsel dönüşüme aktarılacağına yandaşlara peşkeş çekilmiştir. Şehir merkezlerinde kamusal hizmet alanlarının imara açılmasıyla elde edilen kaynaklar belediyelere aktarılmadığı için Türkiye önemli fırsatlarını iktidar eliyle kaybetmiştir. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı yerel yönetimlere vermesi gereken yetkileri vermemektedir ve kentsel dönüşümü engellemektedir. Büyükşehir belediyelerinin sınırlarına eklenen yerleşim yerlerinin alanlarının belirlenmemesi, yeni yerleşim alanlarının oluşturulmasında zorluklar yaşanmaktadır. Bu özellikle kırsaldaki kaçak yapılaşmanın artmasına neden olmuştur. Buradaki engellemenin ortadan kaldırılması gerekmektedir" dedi.

"ACİL EYLEM PLANI HAZIR"

14 belediye başkanı ile olası bir deprem için Acil Eylem Planı oluşturulduğunu belirten Zeybek, "24 saat esasına dayalı olarak AFAD'ın risk seviyesine göre belirlediği illerde çalışmalar yapılacaktır. Bazı şehirlerde deprem kaynaklı tsunami uyarıları yapılmaktadır ancak Ege'de bu uygulama yoktur. Bu uygulamanın Ege'de de çalışması gerekmektedir. Aydın ve Denizli fay hattı üzerinde iken, İzmir'de canlı fay hatları var iken, kentsel dönüşümle ilgili finansmanlar hakkında derhal eşgüdüm toplantısı yapılmalıdır. 4 büyükşehir için Acil Eylem Planımız hazırdır. Yerel yönetimlerin sorumluluğunda olan deprem toplanma alanlarında erekli tedbirler alınacaktır. 24 saat esasına dayalı şekilde hızlı afet kriz masaları oluşturduk” dedi.

Ortak şekilde çalışılacağını ifade eden Zeybek, “Önümüzdeki süreçte yurttaşların tedirgin olmasını engellemek istiyoruz. Kahramanmaraş depremi sonrasında hazırlanan raporlar, deprem riskini  azaltılması ve yapılarla ilgili kısıtlamalar getirildi. İzmir'de depremde genellikle yüksek binaları yıkıldığını gördük ve bu binalarla ilgili bakanlık zemin artı 4 kat uygulamsını hayata geçirmişti. Bu binalarda çıkma yapılmayacaktı. Binalarda kısa kolon olan yapılarda riskler olduğunu belirlemiştik. Ancak elimizdeki yeni yönetmeliğe göre riskli olabilecek yapılara bile zemin artı 7 kata çıkma hakkı verildiği görülüyor. Biz deprem riskini azaltmayı konuşurken, nasıl oluyor da böyle bir çıkma hakkı düzenlemesi yapılıyor? Buradan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ve imar yönetmeliğine katkı yapan uzmanlara sesleniyoruz; deprem riski ortadayken fay hattındaki yerleşim yeleriyle ilgili nasıl bu karar geri çekebiliyorsunuz? Bunu size hangi baskı yaptırıyor paylaşılmasını istiyoruz" dedi.

Toplantı, bölgedeki olası riskler ve gerekli önlemler üzerine yoğunlaştı. Belediye başkanları, depremlerin yarattığı potansiyel tehditlere karşı vatandaşların güvenliğini sağlamak amacıyla yapılması gereken çalışmalar hakkında görüş alışverişinde bulundu. Ege Bölgesi’nde devam eden sismik aktivitenin etkilerinin minimize edilmesi için koordineli bir çalışma yürütülmesi kararlaştırıldı.