Nefes darlığına 5G baz istasyonlarının ve kullanılan 60 GHz frekansın neden olduğu yönünde paylaşımların artmasının ardından EMO İzmir Şubesi, dünya genelinde hiçbir baz istasyonunda 60 GHz frekans kullanılmadığını ve nefes darlığıyla 5G baz istasyonlarının bağlantısı olmadığını açıkladı

5G baz istasyonlarıyla koronavirüs salgını arasında bağlantı var mı?

BİRGÜN İZMİR

Nesnelerin interneti ve her alana yayılan dijitalleşme eğilimi nedeniyle veri hızında artan talep ve ihtiyaç nedeniyle birçok ülkede, beşinci nesil kablosuz haberleşme teknolojilerine (5G) ilişkin kısmen ticari de olan pilot uygulamalara başlandı. Son günlerde sosyal medyada koronavirüs salgınıyla 5G altyapısı ve baz istasyonları arasından ilişki olduğu ve nefes darlığı semptomlarına virüsün değil 5G baz istasyonlarının neden olduğunu iddia eden paylaşımların ardından Elektrik Mühendisleri Odası İzmir Şubesi açıklama yaptı.

Yapılan paylaşımlarda ve yayılan videolarda nefes darlığına sebep olduğu söylenilen 60 GHz frekansının, dünya genelinde hiçbir baz istasyonunda kullanılmadığı vurgulanan açıklamada, şunlar kaydedildi:

"5G kapsamında çoğunlukla S-Bandı olarak adlandırılan 3,5 GHz kullanılmaktadır. Bu bant çok uzun yıllardır kullanılan, geleneksel olarak adlandırılabilecek bantlar arasında yer alır. Bu bantta çalışan haberleşme sistemlerinin insan sağlığına etkisine ilişkin uzun yıllardır bilimsel çalışmalar yürütülmektedir ve güvenlik sınırları içerisinde çalışmaları durumunda insan sağlığına olumsuz etkileri henüz saptanmamıştır. Mevcut 4G alt yapısının güncellenmesi dışında en yaygın kurulum ise C bandı olarak adlandırılan 3,7-4,2 GHz aralığında gerçekleştirilmektedir. Daha yüksek veri transferine olanak sağlayacak olan 24-56 GHz frekans aralığındaki çalışmalar ise henüz teorik düzeydedir. Bu bant aralığının ticari kullanımına olanak sağlayacak standardizasyon tamamlanmamıştır. Bu bandın insan sağlığına etkisine ilişkin henüz yeterli bilimsel çalışma da bulunmamaktadır. Bazı araştırmalarda vücut dokularında sıcaklık artışı gibi bazı etkiler gözlenmesi nedeniyle bu frekansın kullanımında tüm dünyada temkinli davranılmaktadır" denildi.

"VİRÜSE KARŞI ALINACAK ÖNLEMLERE ODAKLANILMALI"

Türkiye'de sadece 1 tane test istasyonunun bulunduğu ve solunum güçlüğü çeken kişilerle baz istasyonlarının arasında bir bağlantı olmadığı belirtilen açıklamada, "Ülkemizde 5G sistemlerinin üretilmesi ve kullanımı ilişkin bilinen bilimsel ve Ar-Ge çalışmaları yalnızca geleneksel bant olarak değerlendirilebilecek 3,5 GHz bandına yönelik olarak gerçekleştirmektedir. Özellikle 5G`ye geçiş sonrası baz istasyonu ve anten sayısında yaşanması beklenen artışının değerlendirildiği bilimsel tartışmalar ile koronavirüs salgını arasında bir ilişki yoktur. Bu vesileyle baz istasyonları ve cep telefonlarına ilişkin kontrol görevi bulunan Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu`na denetimleri sıklaştırması çağrısı yaparken, yurttaşlara ise SAR değeri düşük cihazları tercih etme çağrımızı yeniliyoruz. Bilimsel kaynaklar ve mevcut bilgi birikimi ışığında, 5G ile salgını arasında ilişki kurmanın mümkün olmadığını bir kez daha vurgulayarak, yurttaşlara bilimsel temeli olmayan iddialar yerine, virüse karşı alınacak önlemlere odaklanma çağrısı yapıyoruz" ifadeleri kullanıldı.