Mihriban Altürk, 8 ay önce boşandığı erkek tarafından katledildi. Abla Taybet Üren, kardeşinin evliliği boyunca şiddete uğradığını, birçok kez şikâyetçi olduğunu belirterek “Artık kadınlar katledilmesin” dedi.

6 kez şikâyet etti koruyamadılar
Mihriban Altürk davasının ilk duruşması 7 Aralık’ta Şırnak’ta görüldü.

Sibel BAHÇETEPE

Şırnak’ın Uludere ilçesinde nisan ayında boşandığı Metin Şengil tarafından katledilen 29 yaşındaki Mihriban (Berivan) Altürk’ün ablası Taybet Üren, kardeşinin şiddet nedeniyle birçok kez kolluk kuvvetlerine başvurduğunu ve şikâyetçi olduğunu, uzaklaştırma kararı aldırdığını ancak göz göre göre katledildiğini söyledi. Üren, kardeşinin 9 yıllık evliliği boyunca sürekli şiddete maruz kaldığını belirterek “Artık kadınlar katledilmesin. Katil en ağır cezayı alsın” dedi.

EN AĞIR CEZAYI ALSIN

Uludere’de oturan Mihriban Altürk, bu yılın başında Metin Şengil'e boşanma davası açtı. Şengil, Altürk’ü ve ailesini ölümle tehdit etti. 6 kez şikâyetçi oldu ve hakkında uzaklaştırma kararı aldırdı ancak Şengil bunları da pek çok kez ihlal etti. Mart ayında boşanan ve ailesinin yanına yerleşen Mihriban, 21 Nisan 2022’de akşam saatlerinde kızı, oğlu ve kız kardeşi ile Yeşilova Mahallesi'nde yürüdüğü sırada Metin Şengil'in pompalı tüfekli saldırısına uğrayarak yaşamını yitirdi. Olayda 8 yaşındaki kızı da yaralandı. Metin Şengil, “boşandığı eşi kasten öldürmek”, “alt soya karşı hayati tehlike geçirmesine sebebiyet verecek nitelikte silahla kasten yaralama” suçlarından tutuklandı. 8 Aralık’ta Şırnak’ta hakim karşısına çıkan Metin Şendil’in davası 27 Ocak’a ertelendi.

Abla Taybet Üren, BirGün’e yaptığı açıklamada “Kardeşimi koruyamadılar göz göre göre öldü. Bu insanın en ağır cezayı almasını isterim. Geçen gün görülen davada ‘Yok eşimi seviyordum, onunla plan yapmıştım kaçacaktık, yok pompalı tüfek kemere takıldı’ gibi yalan beyanlarda bulundu. Eğer gerçekten kaçırma gibi bir niyeti olsaydı zaten gerçek kurşunla gelmezdi” dedi.

Mihriban AltürkMihriban Altürk

SÜREKLİ TEHDİT EDİYORDU

Olay günü kardeşinin yanında olduğunu anlatan abla Ülgen “Biz her akşam iftar sonrası yürüyüşe çıkardık. Olaydan iki gün önce ticari taksi ile evimizin olduğu yere gelmiş ve keşif yapmış zaten. Planlanmış bir cinayet bu. Olay günü de araba ile yanımıza geldi. Arabadan iner inmez üzerimize doğru koştu. Ben silahı tuttum, üç el yere ateş etti. Kardeşim çocuklarını alıp kaçmaya başladı. Barut elimi yakınca ben yere düştüm, bu şahıs kardeşimin arkasından koşarak ateş etti, hatta kardeşim yerdeyken bile ateş etti. Bu nasıl bir yanlışlıkla öldürmektir?” diye sordu. 8 yaşındaki yeğeninin de çıkan saçmalardan yaralandığını söyleyen abla Üren, şöyle devam etti:

“Saçmalar hala vücudunda. O kadar derine inmiş ki doktor omuriliğine yakın olduğunu ve ameliyat yaparsa felç kalabileceğini söyledi. Kardeşim koruma kararı aldırdı, şikâyetlerde bulundu ama hiçbir şey yapılmadı. Türkiye'de bu kadar kadın cinayetleri oluyor. Hangisini koruyabiliyorlar ki? Defalarca kardeşimle emniyete gittim. Kardeşim sığınma evine gitti. Koruma kararı veriyorlardı, adam her gün kapımızdaydı. Dört defa kuralları ihlal etti. Her gün kapımıza geliyordu, emniyeti arıyorduk, geliyorlardı, götürüyorlardı. Öbür gün serbest kalıyordu. Ölüm tehditlerinde bulunuyordu. En son artık kardeşim kararlıydı, babama ‘Beni o cehenneme gönderme. Ben 9 senedir her gün dayak yiyerek başımı yastığa koyuyorum’ dedi. Son aylarda ‘artık abla benim umudum kalmadı, bu insan beni mezara götürecek’ dedi. Kardeşimin katledilmesi kesinlikle planlanmış bir cinayettir. Bu insanın en ağır cezayı almasını istiyorum. Artık kadınlar katledilmesin. Kadın cinayetlerine ağırlaştırılmış müebbet bile az. Her gün bir kadın katlediliyor. Yani bir kadının yaşamaya hakkı yok mu? Kadınların canı bu kadar değersiz olmamalı.”

CİDDİYE ALINMADI

Ailenin avukatı Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği'nden Nilda Baltalı ise özetle şunları söyledi: “Yıllardır süren bir şiddetin sonucunda daha önce toplamda 6 kere şikâyetçi olduğu, hakkında uzaklaştırma kararları aldırdığı, sığınma evine gitmiş bir kadın Mihriban. Şikâyetlerinin bazısı takipsizlikle sonuçlandı. Yetkililerce ciddiye alınmadı. Yine de mücadele etti. Ailesinin yanında 6 ay boyunca boşanma davasının sonuçlanmasını bekledi. Aile evinin 300 metre ilerisindeki karakoldan defalarca şikayet etmesine rağmen kendisine verilen koruma kararı etkin uygulanmadı. Adım attığınız her yerde kolluğun bulunduğu bir coğrafyada göz göre göre çocuklarının yanında katledildi. Bu cinayet tasarlanarak soğukkanlılıkla işlenmiştir. Biz Mihriban'ın başlattığı mücadeleyi ailesi ve derneğimiz hep beraber sürdüreceğiz.”