Google Play Store
App Store

Güncel bir metinle sahnede olmanın seyirciyle bambaşka bir etkileşim yarattığını belirten ‘Istırap Korosu’nun oyuncuları, “Bizimle aynı ‘ıstırap’tan geçen birinin sözünü taşımak, en büyük motivasyon” diyor.

7’den 70’e herkes Istırap Korosu’nda

Serpil Çakar

Her dakikasında ayrı bir heyecan yaratan sezonun en iddialı oyunlarından Istırap Korosu, seyirciyi bir apartman hikâyesine davet ediyor. Bu hikâyenin içinde ise gencinden yaşlısına, nahifinden kabadayısına birbirinden farklı ama birbirine bağlı apartman sakinlerinin dünyası yer alıyor. Sen İstanbul’dan Daha Güzelsin ve Kader Can oyunlarıyla tanıdığımız Murat Mahmutyazıcoğlu’nun kaleme aldığı ve yönettiği oyunda Deniz Karaoğlu ve Seda Türkmen muhteşem performanslarıyla sekiz farklı karakterin ve bir de köpeğin dünyasını bizimle paylaşıyorlar. Bir saat boyunca apartmanın katları arasında bizi dolaştırırken, bir yandan kendi ıstıraplarımızla, kargaşamızla ve neşemizle karşılaştırıyor. Bu karşılaşmanın sürecini konuşmak için ekiple bir araya geldik.

Oyunun çıkış fikrinden sahnelenmeye kadar süreçten biraz bahseder misiniz?

Murat Mahmutyazıcıoğlu: Oyunun yolculuğu 2019 yılında İKSV tarafından verilen Gülriz Sururi, Engin Cezzar teşvik ödülüyle başladı, Kasım 2021’de İstanbul Tiyatro Festivali’nde seyirciyle buluştu. Oyunda bir apartman hikâyesini ele alıp, iki kişiyle bir apartmanda dolaşırken kendi hikâyemizi de paylaşalım istedim. Henüz metin ortada yokken, Kader Can’da da beraber çalıştığım Deniz Karaoğlu, hareket tasarımcımız Gizem Bilgen ve uzun zamandır çalışmak istediğim Seda Türkmen’e projeden bahsettim. Böylece ekip kurulmuş oldu.

7-den-70-e-herkes-istirap-korosu-nda-982084-1.
Murat Mahmutyazıcıoğlu

Bedensel olarak da zihinsel olarak da çok zorlayıcı bir performans sergiliyorsunuz. Nasıl hazırlandınız? Prova süreci nasıl geçti?

Deniz Karaoğlu: Yoğun ve yorucu geçti açıkçası. Özellikle kısıtlamalardan dolayı evden çıkamadığımız aylardan sonra bedensel olarak zorlayıcı bir oyuna başlamak, hem ruhsal hem de bedensel olarak beni zorladı diyebilirim. Ama harika bir ekiple çalıştığımız için sonucu tatmin edici oldu.

Seda Türkmen: Tabii ki pandemi süresi hepimizde bir takım deformasyonlar yarattı. Bu yüzden prova öncesi belli aralıklarla Zoom okumaları yapıp, kendimizi önce zihinsel olarak sürece hazırladık. Ön hazırlığımız ve motivasyonumuz sayesinde de epey keyifli bir prova süreci geçirdik. Elbette çok yorulduk fakat muhteşem bir ekibe sahip olduğumuz için düşe kalka güle ağlaya hep birlikte prova sürecini tamamlamayı başardık.

Aynı zamanda oyunculuğa da yöneliminiz oldu, yazmak ile oynamak arasında sizi cezbeden şeyler neler?

Murat Mahmutyazıcıoğlu: Ben yazar ve yönetmen tarafımı daha çok seviyorum. İyi oyuncularla sahnenin diğer tarafında çalışmak bana daha büyülü geliyor, kelimelerimi oyunculardan duymak, seyirciyle ortak bir histe buluşmak. Oyunculuk biraz rafa kalktı sanırım.

Her sanatçının ayrı bir motivasyonu, ayrı bir süreci var. Sizin bu oyundaki motivasyonunuz nedir?

Seda Türkmen: Ekip. Bu oyuna gelmek, kulisinde neler olup bittiğini konuşmak, birbirimize sarılmak, Sevda Deniz’i dinlemek, oyun çıkışı hep birlikte günü devam ettirmek. “Istırap Korosu”nun derdini paylaşıyor olmak ise hepimizi her seferinde müthiş heyecanlandırıyor. Muazzam bir süreç anlayacağınız.

Deniz Karaoğlu: Bizimle yaşayan, bizim dertlerimizde sıkışan, bizle aynı ‘ıstırap’tan geçen birinin sözünü taşımak, onunla yolculuğa çıkmak en büyük motivasyonum. Güncel bir metinle sahne üzerinde olmak, seyirciyle olan ilişkiyi bambaşka bir gerçeklik alanına dönüştürüyor. Sahnedeki o ‘canlı’ his bir tiyatro oyuncusunun başına gelebilecek en büyük hediye ve lanet bence.

Neden lanet?

Deniz Karaoğlu: Lanet çünkü bir şeyi beğenmemekle ondan/onlardan nefret etmek arasındaki o kocaman ayrım, bizim güzel ülkemizde minicik bir detaya dönüşüyor. Kendi gibi düşünmeyen birinden nefret etmeye meyilli, özünde sevgi dolu insanlara dönüştük her birimiz, durup dururken. Kendi başımıza öyle bir şey olduk.

Peki size oyunla ilgili gelen tepkiler nasıl?

Seda Türkmen: Seyircimiz çok güzel, çok. Oyunun biçimi gereği onlarla göz gözeyiz. Maske kuralı gereği kimsenin ifadesini görememek böyle oyunlar için dezavantaj olsa da kahkahasını, enerjisini hiç esirgemiyor bizden seyircimiz. Her oyun başka bir an ile geri dönüş yapıyor ve takdirini hep iletiyor. Bütün oyun stresimizi alıyor seyircimizin güzelliği.