Türkiye’de gündem hep canlı. Seçimler demokratik temsiliyet açısından bir zafer olurken, iktidar partisi de seçmenden kırmızı kart gördü. Cumhurbaşkanı’nın desteğine rağmen ya da desteğinden ötürü AKP kendi barajlarının altında kaldı. Yüzde 41 oy alınmasına rağmen başarısızlık genel olarak kabul edildi. Grup içi kavgalar da hemen kendini gösterdi. CHP’nin de bir sorumsuzu olduğu görüldü. Koalisyon olasılıkları konusunda kılıçlar çekildi, çoğu kapılar açık bırakıldı. Yine stratejik arkadaşlar önerilerini döktürmeye başladı. Ufak çaplı en büyük patırtı da ‘emanet oylar’ meselesinde çıktı. Bu emanet oy meselesine daha sonra geleceğim, ama bugün derdim kadınların tercihi.

Kadınların siyasetteki rolü ve potansiyeli üzerine bir kaç kez yazdım. ‘Kadınlar Partisi olsa kazanır’, ‘CHP yerel seçimde tüm adayları kadınlardan gösterse ne güzel olur’ minvalli yazılarımı takip edenler hatırlayabilir. Peki 7 Haziran’da ne oldu? Kadınlar ne yaptı? Bundan sonra ne yapacaklar?

Eminim kaynakları benden çok daha geniş olan siyasi partiler, açıklamadıkları büyük araştırmalar yaptırmışlardır, ama şu emanet oy ve koalisyon meselesini biraz olsun aydınlatmak amacıyla küçük çaplı bir araştırma da ben yaptım. Anketi Facebook ve Twitter üzerinden duyurduğumuz için sonuçlar internetle haşır neşir bir grubu daha çok yansıtabilir. Aynı şekilde bir AKP vekili olmadığımdan mütevellit, bizim sonuçlarda muhalif eğilimler daha ağır bastı. ‘İstatistikte çareler tükenmez’ adlı esere başvurarak bu temsiliyet sorununu da aşmaya çalıştık. Kadın, erkek ve son seçimde verilen oyları esas alarak verilerimizi ağırlıklandırdık. Araştırmaya 9-12 Haziran tarihleri arasında yaklaşık 400 kişi katıldı. Hatalarımız olduysa yine de affola.

Partileri kendi içinde değerlendirdiğimizde AKP’li, MHP’li ve HDP’li seçmenlerin çoğunluğunun erkeklerden, CHP’lilerin ise kadınlardan oluştuğunu gördük. HDP ve CHP oransal olarak meclise en çok kadın vekil yollayan partiler oldular. HDP’nin eşbaşkanlık ve aday listelerindeki kadın erkek eşitliği lehine pratik ve politikalarına karşın seçmen tabanının açık ara erkeklerden oluştuğunu görüyoruz. Burada tepedeki hassasiyetin aşağılara yayılması gerektiği açık. CHP’nin öteden beri fena halde deniz ve kadın koktuğu söylenirdi. Bizim araştırmamızda aynı sonucu işaret ediyor.

Sonuçlar malum: %41 %25 %16 %13. Olmaz ama bir an için seçimlerde sadece kadınların oy kullandığını düşünelim dedik ve tahmin edeceğiniz üzere tablo değişti. ‘Erkek’ partiler kadınlardan pek oy alamamışlar. AKP 2011 seçiminde de kadınlardan çok erkeklerden oy almış. 2011’de kadınlardan yüzde 37 civarında oy alan AKP, 2015’de kadınlar nezdinde bir kaç puan dolayında oy kaybetmiş. MHP’de genel oy oranına oranla kadınlar arasında daha az rağbet görmüş. Bir seçimde pozitif ayrımcılık abartılırsa CHP bu işten avantajlı çıkar gibi görünüyor.

İkinci tabloda ise erken seçim ve belki de pişmanlık sonuçlarını görüyoruz. Önce genel olarak ne olduğunu söyleyelim: Yarın seçim olsa muhtemeldir ki, AKP tek başına iktidar olacaktır. 7 Haziran günü AKP’ye sırt çevirenlerin bir kısmı bu kez iktidar partisine destek verecekler. Ağırlıklandırılmış sonuçlarımızdan AKP’nin oyunun yüzde 43’e yaklaşacağını, HDP ve CHP’nin oylarının hemen hemen aynı, yani yüzde 13 ve 25 dolaylarında olacağını görüyoruz. Yani geçirgenlik MHP’den AKP’ye doğru görünüyor.

Yani bir erken seçim olasılığında, iki ‘erkek’ partinin erkek oylarının bir kısmı adres değiştirip AKP’ye ihtiyacı olan 18 milletvekilini kazandırabilir. Kadınlar farklı. Onlar daha fazla HDP ve daha fazla CHP deme eğilimindeler. Olası bir erken seçimde HPD’nin kadınlar arasındaki desteği yüzde 14’e yaklaşırken, CHP’ye destek de yüzde 33’e çıkıyor. İller düzeyinde milletvekili sayıları açısından ne olacağını ayrıca hesaplamak gerekir, ancak ülke düzeyinde kadınların kafasının daha açık olduğu ve temsiliyet sorununun daha az görüldüğü ortada.

Koalisyon tercihleri itibariyle de kadınların dörtte birinin CHP-HDP-MHP lehinde görünüyor. Erkekler arasında en popüler formül ise AKP-CHP veya AKP-MHP koalisyon hükümetleri. Belki de kadınlar kalabalık koalisyonun çalışacağından daha umutlular. Ama kesin olan şu ki; kadınlarla iktidarın arası pek iyi değil. Son olarak yaş gruplarıyla ilgili bir bulguyu da sizinle paylaşalım. Nüfus gençleştikçe ‘koalisyon istemiyorum’ sıklaşıyor. Bu belki de 34 yaş altı seçmen nüfusun hiç koalisyon hükümetine şahit olmamışlığıyla ilgili.

Kıssadan hisse: Seçimlerde tercihli oy imkânı olsa gidip kadın adayları seçmek mümkün olabilirdi. Yine de daha güzel bir Türkiye istiyorsanız, seçim sandığı önünüze bir daha konduğunda nereye oy vereceğinizi biliyorsunuz. Daha çok deniz ve daha çok kadın.