Korona salgını nedeniyle işçilerin hem sağlığı hem de hakları tehlikede. Bu süreçte işçilerin haklarını iyi bilmeleri büyük önem taşıyor. İDD Genel Sekreteri ve Avukat Nuriye Alsancak ile 7 soruda haklarımızı konuştuk

7 soru 7 cevap: Korona krizinde haklarımız

RIFAT KIRCI

Koronavirüs salgını nedeniyle işçiler zor durumda. Ülkenin dört bir yanından hak gaspı haberleri geliyor. İşten atılan, ücretsiz izne gönderilen ya da zorla yıllık izne çıkarılan çok sayıda işçi var. Pek çok işyerinde virüse karşın hiçbir önlem alınmadı. Sözün kısası milyonlarca işçinin hem sağlığı hem de hakları tehlikede. Bu tehlike karşısında işçilerin yasalardan kaynaklı haklarını iyi bilmeleri ve kullanmaları büyük önem taşıyor.

Bunun için işçilerin en çok merak ettiği soruları İşçi Dayanışma Derneği (İDD) Genel Sekreteri Avukat Nuriye Alsancak’a sorduk. Sorularımızı yanıtlayan Alsancak, işçilerin salgından korunması ve hak gasplarının önlenmesi için hükümetin acilen bazı düzenlemeler yapması gerektiğine de dikkat çekti. Av. Alsancak, işten çıkarmaların yasaklanması, kısa çalışma ödeneği ve işsizlik fonundan daha fazla kişinin yararlanabilmesi için yasalarda değişiklik yapılması gerektiğini ifade etti.

İşte yanıtlar:

>> Patron beni ücretsiz izne zorluyor, dilekçe imzalatmaya çalışıyor. Ne yapabilirim?

Ücretsiz izin ancak işçinin rızası ile uygulanabilecek bir izindir. Yani işçinin rızası olmaksızın ücretsiz izin kullandırılamaz. Patron ücretsiz izin kullandırma noktasında ısrarcı oluyorsa, işçi bunu bir tutanakla veya yazılı olarak patrona bildirmek suretiyle veya patronun imzalatmak istediği izin formuna şerh düşerek reddedebilir. İşçinin rızası olmaksızın ücretsiz izin uygulanması iş akdinin patron tarafından feshi anlamına gelir ve işçi işe iade veya iş akdinin feshinden doğan kıdem ve ihbar tazminatı vb. alacaklarını talep edebilir. İşe iade dava açma süresi, ücretsiz iznin işçiye bildirilmesinden itibaren işlemeye başlar.

>> Patron beni zorla yıllık ücretli izne çıkarıyor, buna hakkı var mı?

Yıllık Ücretli İzin Yönetmeliği’ne göre ücretli izin talebini işçi yapar. Yıllık ücretli izin prosedürü ise şu şekildedir: Yıllık ücretli izin patron tarafından bölünemez. Ancak tarafların anlaşması ile bir bölümü 10 günden aşağı olmamak üzere bölümler halinde bu izin kullanılabilir. Yıl içinde verilmiş bulunan diğer ücretli ve ücretsiz izinler veya dinlenme ve hastalık izinleri yıllık izne mahsup edilemez.

Ancak izin kurulu veya işveren, işçinin istediği izin kullanma tarihi ile bağlı değildir. Bu süreçte patronların işçilere yıllık ücretli izin kullandırdıklarını ve bunu izin sürelerinden düştüklerini duyuyoruz. Ücretli iznin zamanı, yönetim hakkı kapsamında patron tarafından belirlenebilir. Bu nedenle ücretli izni kullanmıyorum demek pek mümkün değildir.

>> İşyerimde koronavirüse karşı gerekli önlemler alınmıyor. Bu nedenle işten ayrılırsam haklarımı alabilir miyim?

Koronavirüs salgını, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 24/3. maddesi kapsamında ‘zorlayıcı sebep’ olarak sayılabilir. Bu kapsamda, işyerinde bir haftadan fazla süre ile işin durmasını gerektirecek zorlayıcı sebeplerin ortaya çıkması durumunda, işçiler haklı nedenle derhal fesih hakkını kullanabilir. Bu durumda işçi kıdem tazminatına ve diğer ücret alacaklarına hak kazanır; ancak ihbar tazminatı alamaz.

>> Peki, salgın nedeniyle patron beni işten çıkarabilir mi?

Ne yazık ki evet. İş Kanunu’nun 25/3. maddesine göre “işçiyi işyerinde bir haftadan fazla süre ile çalışmaktan alıkoyan zorlayıcı bir sebebin ortaya çıkması” durumunda patron da haklı nedenle derhal fesih yoluna gidebilir. Bu durumda işçi kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanır. Salgın süresince işten çıkarmaların yasaklanması gerekmektedir.

>> İşten çıkarıldım, işsizlik fonundan yararlanabilir miyim?

İşçiler, işten çıkarılmaları durumunda 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu’nun 50. maddesine göre işsizlik ödeneğine başvurabilirler. İşten çıkarılan işçiler en geç 30 gün içerisinde şahsen ya da elektronik ortamda İŞKUR merkezlerine müracaat etmelidir. Uygulamada işçilerin avukatlarının yaptığı müracaatların, işçi şahsen müracaat etmediği için kabul edilmediği görülebilmektedir.

Ancak bilindiği gibi, her işsiz işsizlik ödeneği alamamaktadır. İşsizlik ödeneğine başvurabilmek için işçinin işten çıkarılmadan önceki 120 gün hizmet akdine tabi olması ve son 3 yıl içinde en az 600 gün süreyle işsizlik sigortası primi ödemiş olması gerekir. Bu ağır şartlar nedeniyle işsizlerin çok az bir bölümü bu haktan yararlanabilmektedir. Bu şartlar acilen değiştirilmelidir.

>> Kısa süreli çalışmada haklarım neler?

Koronavirüs salgınının zorlayıcı sebep sayılabileceğini söylemiştik. İş Kanunu 40’ıncı madde kapsamında, zorlayıcı sebep dolayısıyla çalışamayan veya çalıştırılmayan işçiye bu bekleme süresi içinde (işyeri tümden kapansa dahi) bir haftaya kadar her gün için yarım ücret ödenir. Bir hafta sonrasında bu ücret ödenmeyecektir.

Patronun kısa çalışma ödeneğine başvurması durumunda bir haftadan sonra çalışılmayan süreler, işsizlik fonundan ödenecektir. Ancak işçinin kısa çalışma ödeneği hakkından yararlanabilmesi için, kısa çalışmanın başladığı tarihte, çalışma süreleri ve işsizlik sigortası primi ödeme gün sayısı bakımından işsizlik ödeneğine hak kazanmış olması (bir önceki maddede sıraladığımız şartları karşılaması) gerekir. Dolayısıyla hükümet bu ödenekten herkesin yararlanabilmesi için derhal düzenleme yapmalıdır. Patronların da kısa çalışma ödeneğine başvurması talep edilebilir.

>> İşyerimde önlem alınmıyor. Gerekli önlemlerin alınması için ne yapmalıyım?

İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu kapsamında, ciddi ve yakın tehlike ile karşı karşıya kalan işçiler iş sağlığı ve güvenliği kuruluna, kurulun bulunmadığı işyerlerinde ise patrona başvurarak durumun tespit edilmesini ve gerekli tedbirlerin alınmasına karar verilmesini talep edebilir. Kurul acilen toplanarak, patron ise derhal kararını verir ve durumu tutanakla tespit eder. Karar işçiye ve işçi temsilcisine yazılı olarak bildirilir.

Kurul veya patronun işçinin talebi yönünde karar vermemesi durumunda işçi, gerekli tedbirler alınıncaya kadar çalışmaktan kaçınabilir. İşçilerin çalışmaktan kaçındığı dönemdeki ücreti ile kanunlardan ve iş sözleşmesinden doğan diğer hakları saklıdır. İşçiler ciddi ve yakın tehlikenin önlenemez olduğu durumlarda usule uymak zorunda olmaksızın işyerini veya tehlikeli bölgeyi terk ederek belirlenen güvenli yere gider. İşçilerin bu hareketlerinden dolayı hakları kısıtlanamaz.

Bu noktada halen çalışmak zorunda olan işçiler, işçi sağlığı ve iş güvenliği kapsamında gerekli tedbirlerin alınmasını derhal talep etmelidir. Patronun gerekli tedbirleri almadığı durumda işçi çalışmaktan kaçınabileceği gibi iş akdini haklı nedenle feshedebilir. Bu halde kıdem tazminatı ve ücret alacaklarına hak kazanır.

Öte yandan işyerinde tedbir alınması için işçiler iş mahkemesine tedbir başvurusu, kamuda çalışanlar idare mahkemesine yürütmenin durdurulması veya asliye hukuk mahkemesine tedbir başvurusu yapabilirler. Tedbir kararı verilip bu karar uygulanana kadar işçinin işyerine gitmeme hakkı saklıdır. Yine Çalışma Bölge Müdürlüklerine şikâyette bulunulup teftiş talep edilebilir.