Farklı illerde 766 yeni maden sahasının arama ve işletme için ihaleye açılmasını Meclis’e taşıyan HDP’li Murat Çepni, “Maden arama ve işletme için ihale edilecek edilen bu alanlar kimler tarafından ne şekilde belirlenmiştir? diye sordu.

766 maden sahasının ihaleye açılması Meclis gündeminde

Halkların Demokratik Partisi (HDP) İzmir Milletvekili Murat Çepni, farklı illerde 766 yeni maden sahasının arama ve işletmeleri için ihaleye açılmasını verdiği soru önergesiyle Meclis gündemine taşıdı. Çepni, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez’in yanıtlaması istemiyle verdiği önergenin gerekçesinde 2004 yılında değiştirilen Maden Yasası’nı hatırlattı.

Mezopotamya Ajansı'nın aktardığına göre, Çepni, “Çevreye, doğaya, ormanlara, su kaynaklarına, tarım ve hayvancılık alanlarına, tarihsel ve turistik alanlara, yaşam alanlarına, canlı ve insan sağlığına telafisi imkansız zararlar vermekte, küresel iklim krizlerine neden olmakta, binlerce yılda oluşan ekosistemi de yok etmektedir” ifadelerini kulandı.

HDP’li vekil, Bakan Dönmez’e şu soruları yöneltti:

►Madenlerin neden olduğu çevresel olumsuzluklar, kanserden astıma sağlık sorunları ortada iken, salgın döneminde Türkiye genelinde çeşitli illerde 766 alanda, yüze yakın maden türünden oluşan IV grup madenlerin arama ve işletmeye verilmesinin gerekçesi nedir?

►Neden tüm dünyada tarafından kabul edilen zararlarına rağmen özellikle bu dönemde madencilik faaliyetlerine ara verilmemektedir?

►Maden arama ve işletme için ihale edilecek edilen bu alanlar kimler tarafından ne şekilde belirlenmiştir?

►Çeşitli illerde 766 maden sahasının ihalesinde ön görülen ekonomik kazanç ne kadardır? Hangi madenden ne kadar kazanç beklenmektedir? Çevre, doğa ve insan sağlığı için kar zarar hesabı yapılmış mıdır?

►IV Grup maden başlığı altında yüze yakın maden türü yer almaktadır. İhaleye açılan alanlardaki maden türleri nedir? Bu maden türleri neden açık belirtilmemiştir?

►Maden ocaklarının işletmeye açılması ve işletilmesi sırasında çevreye, ormanlara, tarım alanlarına, su kaynaklarına, yerleşim alanlarına, tarihi ve doğal alanlara vereceği zararlar için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Tarım ve Orman Bakanlığı. İlgili kamu kurumları, meslek odaları ve sivil toplum kuruluşları ile işbirliği yapmış mıdır? Bu kurumlardan görüş alınmış mıdır?