Google Play Store
App Store

Son 3 yılda 7’nci kez seçime giden Bulgaristan’da parlamentodaki parçalı yapı, hükümet kurma krizinin süreceğine işaret ediyor. IBNA Genel Yayın Yönetmeni Sideris, “8’inci seçim, hükümet kurulmasından daha olası” diyor.

8’inci seçim ufukta
Fotoğraf: AA

Umut Can FIRTINA

Geçici hükümetler ülkesi haline gelen Bulgaristan’da 2021’de başlayan siyasi krizi derinleşirken halk, 3 yılda 7’nci kez sandık başına gitti. Pazar günü yapılan erken genel seçimde 8 siyasi güç, yüzde 4 barajını aşarak 240 koltuklu parlamentoya girme hakkı kazandı.

Eski Başbakan Boyko Borissov’un AB yanlısı muhafazakâr Avrupalı Gelişimi için Yurttaşlar (GERB) ile Demokratik Güç Birliği (SDS) ittifakı, oyların yüzde 26,4’ünü kazanarak birinci parti oldu. AB ve NATO yanlısı Değişime Devam-Demokratik Bulgaristan (PP-DB) İttifakı, yüzde 14,2 oyla ikinci sırada geldi. Rusya yanlısı popülist Vızrajdane (Revival-Yeniden Doğuş), yüzde 13,35 ile üçüncü sıraya yerleşti.

Hak ve Özgürlükler Hareketi-Yeni Başlangıç (DPS-NN) ittifakı oyların yüzde 11,6'sını alırken, Bulgaristan Sosyalist Partisi-Birleşik Sol’un (BSP-OL) oy oranı yüzde 7,57 olarak belirlendi.

Ülkedeki Türk azınlığı temsil eden Hak ve Özgürlükler İttifakı (ASP) seçmenlerden yüzde 7,48 oranında oy alırken, Böyle bir Halk Var (ITN) yüzde 6,78 oy aldı. AB şüphecisi “Moral, Birlik, Onur” (MECh-Kılıç) yüzde 4,59 oy oranıyla seçim barajını geçti.

Seçimde en yüksek oy toplayan GERB'in lideri Boyko Borisov, Rusya yanlısı Vızrajdane Partisi dışındaki diğer tüm siyasi güçlerle koalisyon müzakerelerine hazır olduğunu duyurdu. PP-DB ittifakının lideri Kiril Petkov ise, kabine kurma görüşmeleri konusunda inisiyatifin GERB’e ait olduğunu söyledi. Avrupa ile Rusya arasında sıkışan eski Sovyet ülkesinde parlamentodaki parçalı yapı ve partiler arasındaki ideolojik farklılıklar nedeniyle Bulgaristan’ın istikrarlı bir hükümete kavuşması ihtimali zayıf gözüküyor.

Bağımsız Balkan Haber Ajansı (IBNA) Genel Yayın Yönetmeni Spiros Sideris, Bulgaristan’daki siyasi krizi BirGün’e değerlendirdi.

Spiros Sideris

Bulgaristan'da son üç yılda yaşanan siyasi krizin temel nedenleri neler? Bulgaristan neden 7 kez seçime gitti?

AB’nin en yoksul üye ülkesi olan Bulgaristan'da Nisan 2021'de başlayan siyasi krizi sürekli kılan üç eksen; yaygın yolsuzluk, vatandaşların sürekli yoksullaşması ve güvenilir siyasi kadro eksikliği oldu.

Covid-19 salgınının neden olduğu sorunların ortadan kaldırılmadığı ve vatandaşları özellikle mali açıdan rahatsız etmeye devam ettiği bir dönem yaşandı. Ne de olsa Bulgaristan, pandemide en çok can kaybının yaşandığı ülkelerden biriydi ve devletin müdahalesi yeterli değildi.

Aynı zamanda, pandeminin etkileri için AB’nin Kurtarma ve Dayanıklılık Fonu'ndan gelen para, sadece siyasi partilerin değil aynı zamanda oligarkların da hedefi haline geldi ve bir “hakimiyet savaşı” başladı. Bu savaş sadece eski sistem partileri ile yağmurdan sonra salyangoz gibi ortaya çıkmaya başlayan sistem karşıtı partiler arasında değil, aynı zamanda bu paradan pay isteyen anarşik bir oligarşinin elitleri arasındaydı. Siyasi sisteme olan tüm umut ve inançlarını yitiren vatandaşlar ya yeni partilerde “kurtarıcı politikacılar” aramaya ya da seçim sürecinden uzak durmaya başladılar.

Böylece, çekimserlik ve partilerin bölünmüşlüğü koalisyon hükümetlerinin kurulmasını zorlaştırdı; çünkü ana akım ve sistem karşıtı partilerden oluşan iki blok olan GERB ve PP-DB, sadece 9 aylığına bir koalisyon hükümeti kurduğu 2023 yılına kadar işbirliği yapmayı reddetti.

Bu seçimlerden sonra istikrarlı hükümetler kurmak neden bu kadar zor oldu? İdeolojik farklılıklar ve siyasi çıkarlar hükümet kurma sürecini nasıl etkiledi?

Bunun nedenlerinden biri, Ulusal Meclis’e girmek için yüzde 4 barajını aşan çok sayıda parti olmasıydı. 2021'den önce 4 ila 5 parti olan Ulusal Meclis şu anda 8 partiye ulaştı ve böylece oylar ve sandalyeler iyice dağıldı. Sonuç olarak, sihirli sayı olan 121 sandalyeyi dolduracak bir hükümet kurmak için üç ve dört partiye ihtiyaç vardı.

SİSTEM KARŞITLARI YÜKSELDİ

Hükümetin kurulmasındaki çıkmazda önemli bir rol, her şeyden önce sistem partileriyle herhangi bir işbirliğini reddeden sistem karşıtı partiler tarafından oynandı. Boyko Borissov'un GERB'i, azınlıkların DPS’si ve bir zamanların güçlü Sosyalist Partisi, yolsuzluğun ve ülkedeki kötü ekonomik durumun sorumlusu olarak görülüyordu.

GERB'in sürekli olarak herhangi bir işbirliği tartışmasının dışında tutulması ve DPS’nin dışlanması, diğer partiler tarafından toplanan sandalyelerin ihtiyaç duyulan 121 sandalye için yeterli olmaması nedeniyle hükümet kurma girişimlerini zorlaştırdı.

Buna ek olarak, yeni sistem karşıtı partiler, krizi siyasi ve seçim kazanımları elde etmek için bir fırsat olarak gördüler. Ancak bu durum sandığa yansımadı.

Rusya'nın Şubat 2022'de Ukrayna'yı işgal etmesi, Moskova yanlısı aşırı sağcı partilerin ortaya çıkmasına neden oldu. Rusya yanlısı partilerin ortaya çıkması, vatandaşların ideolojik olarak değil ama Avrupa yanlısı ve Rusya yanlısı olarak bölünmesine de neden oldu. Sonuç olarak bu partiler de hükümet kurma görüşmelerinden dışlandı ve hükümet umutları daha da azaldı.

HAYAL KIRIKLIĞI ARTTI

Kriz sırasında seçmen davranışları nasıl değişti? Sürekli olarak sandık başına dönülmesine nasıl tepki verdiler?

Seçmenlerin ülkenin siyasi gidişatında bir değişiklik istedikleri açık ve bu nedenle başlangıçta yeni partileri destekleyerek Ulusal Meclis’e soktular. Ancak bu partilerin liderlerinin siyasi tecrübesizlikleri ve geliştirdikleri kişisel gündemler, zaman içinde kendilerini siyasi bir güç olarak kabul ettirmelerine yardımcı olmadı.

TV sunucusu Slavi Trifonov'un Temmuz 2021 seçimlerinde birinci sıradan yedinci sıraya düşen partisi “Böyle Bir Halk Var” buna bir örnek. Benzer bir durum Kasım 2021'de birinci parti iken geçtiğimiz haziran ayında üçüncü parti olan “Sürekli Değişim” partisinde de yaşandı.

Böylesine değişken bir siyasi ortam ve bazı partilerin hükümet kurmak için işbirliği yapma konusundaki isteksizliği, Bulgarların siyasi süreçlerden uzak durmasına neden oldu. Sonuç olarak, seçimlere en düşük katılım oranı yüzde 33,4 ile bu yılın haziran ayında kaydedildi.

Siyasi, ekonomik ve sosyal sorunlar bu siyasi istikrarsızlığı nasıl etkiledi?

Yıllardır biriken siyasi, ekonomik ve sosyal sorunlar, gençlerin de büyük bir göçüne neden oldu ve geride değişim değil, geçmişe dönüş isteyen yaşlı ve muhafazakâr bir nüfus bıraktı. Geçmişte sosyalizmi yaşamış olan yetişkinlerin büyük bir kısmı da Bulgaristan'ın Varşova Paktı'na üye olduğu ve Sovyetler Birliği'nin koruyucusu olduğu günlere geri dönmek istiyor.

Ancak bu sorunlar siyasi sistemin de gözden düşmesine neden oldu. Bulgarların sadece yüzde 10'u Ulusal Meclis'e güven duyarak AB’deki en düşük orana ulaştı. Bu da halkın siyasetten ve siyasetçilerden nefret ettiğini açıkça gösteriyor.

Ayrıca, siyasi kriz devam ettikçe, partiler ve seçmenler arasındaki “bağlılık” ilişkisi giderek azalıyor, çünkü hiçbir siyasetçi hükümetin olmaması nedeniyle partisinin seçmenlerini “barındıramıyor.”

KRİZ SİSTEMİ TIKADI

Bu siyasi krizin arkasındaki dış nedenler neler? AB ile ilişkiler, Ukrayna'daki savaş bu krizi nasıl etkiliyor?

Yukarıda da belirttiğim gibi, Bulgaristan'ın Rusya ile mevcut sosyalizm altında 40 yıllık ortak bir sürecin sonucu olarak tarihsel bir ilişkisi var. Bu bağların iki üç nesil içinde kopması çok zor, dolayısıyla Bulgaristan ve Rusya arasındaki bu flört devam ediyor ve siyasi sahneyi de etkiliyor.

Öte yandan, AB’ye katılma hayali Bulgaristan ve Bulgarlar için bir kabusa dönüşüyor. Avrupa pasaportu birçokları için bir bilet haline geldi ve daha iyi bir gelecek arayışıyla ülkeyi terk ettiler. Bugün 6,4 milyon olan nüfusun 2035 yılına kadar sadece 5,8 milyona düşeceğini ve tüm bölgelerin “çölleşme” tehdidi altında olacağı tahmin ediliyor. Bu da işgücü sıkıntısı ve her düzeyde üretimde düşüş anlamına geliyor.

Hükümet krizi nedeniyle önemli kararlar da erteleniyor; daha fazla kalkınma için çok önemli olan milyonlarca AB mali fonu bile kullanılamıyor. Ve 2025 için planlanan Avro Bölgesi üyeliği tehlikede.

NATO'nun Bulgaristan'dan askeri harcamalarını artırmasını ve Rusya'ya karşı planlara katılmasını talep ettiği de düşünülürse, Sofya'nın çok güçlü iki dış kutup arasında denge kurmaya çalıştığı anlaşılır. Bulgaristan'ın hem AB'den gelecek paraya hem de Rosneft aracılığıyla ülkenin enerji sektörünü elinde tutan Rusya ile işbirliğine ihtiyacı olduğundan, bu dengeyi sağlamak oldukça zor.

Yakın gelecekte ne beklemeliyiz? Nihayet istikrarlı bir hükümet kurulacak mı yoksa 8’inci seçimleri mi göreceğiz?

Son seçimden sonra bir koalisyon hükümetinin kurulup kurulamayacağı belirsizliğini koruyor. İlk iki parti olan GERB ve PP-DB işbirliği yapsa bile, parlamentoda çoğunluğu sağlamak için bir partiye daha ihtiyaçları olacak. Üçüncü parti olan Rus yanlısı milliyetçi “Yeniden Doğuş” herhangi bir tartışmanın dışında bırakıldığı için bu konudaki seçenekler daralıyor.

BSP-OL’nin yeni liderliği altında ne yapacağı belirsiz. Sondan bir önceki seçimlere kadar partinin GERB ile birlikte seçime katılması ihtimal dışı bırakılmıştı. Bölünen DPS-NN, toplamda daha fazla sandalye kazandı, lideri Delyan Peevski çoğu parti tarafından “kara koyun” olarak görülüyor.

Şu an yeni bir erken seçime gidilmesi hükümet kurulmasından daha olası, yine de kimse bunu kesin olarak söyleyemez.