Galatasaray, Antalyaspor’u deplasmanda Eren Derdiyok’un 90+6’da attığı golle 3-2 mağlup etti. Bu sonuçla kötü gidişe son veren sarı-kırmızılılar puanını 43’e yükseltti

90+6’da ‘dertlere’ çare

Igor Tudor’un gelişi ile yükseliş dönemine girmeyi hedefleyen Galatasaray, Hırvat teknik adamla çıktığı üçüncü lig maçında ilk galibiyetini, 90+6’daki duran toptan gelen golle kazandı.

Antalyaspor-Galatasaray maçının ilk yarım saati bize üçüncü Fatih Terim döneminin sonlarını hatırlattı adeta. Çok parlak olmayan bir performansa rağmen deplasmanda 2 farklı öne geçiş, adrenalini yüksek teknik adamın itiraz sonucunda hakemlerle yaşadığı diyalog nedeniyle tribüne gönderilmesi ve artan tansiyon. İkinci yarıyla beraber Galatasaray bu sezonki fabrika ayarlarına geri döndü diyebiliriz. Orta sahanın üzerlerine yapılan baskı sebebiyle her geçen dakika 1-2 metre gerilediği ve bir süre sonra Eren Derdiyok ile bağlantılarının tamamen koptuğu dakikalarda rakip sahada kaptırılan toplar sezon başından beri oynanan 30 resmi maç sonrasında hâlâ yerlerine alışamamış beklerin arkasında pozisyona dönüştüler. Beraberlik golü de Galatasaraylı taraftarların artık görmeye alıştığı şekilde defansın sağ tarafına atılan derin top sonrasında Antalyaspor’un çizgiye indiği pozisyonda geldi. Bu dakikadan sonra Galatasaray’ın sadece oyuncu kalitesi veya oyun planı açısından değil maç içerisinde meydana gelen değişimlere ayak uydurma açısından da ne kadar içler acısı durumda olduğunu gördük. Oyun 60. ve 90. dakikalar arasında 5-6 defa durdu ve bu aralardan dönüşlerin tümünde Antalyaspor daha diri, daha konsantre ve daha sağlam göründü sahada. Galatasaray’ın bu bölümde maçtan nasıl büyük kopmalar yaşadığının en güzel göstergelerinden bir tanesi 82. dakikada kullanılan korner. Tolga Ciğerci kendisine faul yapıldığını göstermek için elini en az 1 metre havaya kaldırdığında topa eliyle müdahale ediyordu neredeyse, onu geçen top arka direkte bomboş bekleyen Antalyasporlu oyuncuya ulaştığında sarı-kırmızılıların kaderi neredeyse son 2,5 sezonda olduğu gibi Uruguaylı kalecisine kalmıştı. Bruma’nın oyundan atılışı sonrası Tudor’un takımı artık 1 puan için sahadaydı ama gelen 3 puanın absürdlüğünü, sezon boyunca duran toplardan canı yanan Galatasaray’ın, skor açısından elinde tuttuğu ve sonradan rakibe teslim ettiği bir maçı duran topla kazanmasından anlayabiliriz.
Igor Tudor gelecek sezon Galatasaray’ın başında olacak mı bilinmez. Galatasaray yönetimi, özellikle sosyal medya ve kamuoyunun yarattığı mahalle baskısı ile Süper Lig’de orta sıralarda yer alan bir futbol takımının, henüz kendisini kanıtlamanın yanından dahi geçmemiş veya bu yolda iddia edildiği kadar fazla umut vermeyen teknik direktörünü, bir önceki teknik adamın kendilerini şampiyonluğa taşıyacak bir teknik direktör olmadığı düşüncesiyle göreve getirdi. Bunu yaptığınız ve saha içindeki sonuçlarda hiçbir değişiklik olmadığı zaman kötü gidişin sorumluluğunu alma konusunda sıranın size geldiğini de otomatik olarak kabul etmiş oluyorsunuz. İlerleyen haftalarda sanık sandalyesine kimin oturtulacağını göreceğiz.